ABD'de yargılanan Reza Zarrab davası nedeniyleTürkiye'ye 10 milyar dolar civarında ceza verileceği iddia edildi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, partisinin İzmir İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında 11 bin 400 kişinin iradesi dışında ByLock'a yönlendirildiğini bu davaların AİMH'e gideceğini ve ByLock üzerinden mallarına el konulan herkesin malını mülkünü geri alacağını öne sürdü. ByLock'tan 11 bin 480 kişinin mağdur olduğuna yönelik açıklamasını hatırlatarak, "2016 yılında kendimizi sorumlu hissederek bu konu nedir, savcılar ne iddia ediyor, ByLock'u yapanlar, kullananlar kimlerdir diye rapor hazırladık. En son savcılığın verdiği karara baktığımız zaman sonuç kısmında bu kararı, o günden görerek söylenen hikayeler de göreceksiniz. Acı olan şu; Bu gerçekten doğru mu değil mi? Bunların hepsi soru işareti. 11 bin 480 kişinin telefonuna bu şekilde yüklendiği iddiasını desteklemez. Bunun olması için en azından yüzde 50'sinden fazlasının telefondaki şifreleri bilinmesi lazım ya da mail şifrelerinin bilinmesi lazım. Böyle bir operasyon yapılamaz bu daha çok münferit bir olaydı. Topluca yapılacak bir olay değildi" dedi.
"BAKANLIK İSİMLERİ AÇIKLASIN"
ByLock programını 1 milyona yakın insanın cep telefonuna indirdiğinin gözüktüğünü de ifade eden Erdal Aksünger, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hükümet ve savcılık olarak bugün söylediklerini ispatlayabilseler yazışmaları açıklarlar. Hiçbir savcının, avukatın bunu açıkladığını gördünüz mü? Yazışmanın ne olduğunu neden açıklayamıyorlar, çünkü ellerinde yok. Gerçekten FETÖ'cü olup yargıyı ele geçirttiğimiz devletin içinde olanların hepsini aklamış oluyorsunuz. AİHM iç hukukta belirtilen şeylere bakmayacak. Sözleşmeler burada anayasanın 90. maddesi iç hukukun üzerinde olacak. Bu davalar AİMH'e gidecek. ByLock üzerinden mallarına el konulan herkes malını mülkünü geri alacak. Mallar nerede? Hazine'ye devrettiniz, yandaşlara sattınız. Bu parayı kim ödeyecek? Vatandaşın sırtından alınacak. Manevi tazminat haklarını kim ödeyecek? Bu 11 bin 400 kişi arasında birkaç tane solcu liberal çıkartacak bunların içinde kaç tane AKP milletvekili, siyasetçi var bilinmiyor. İçişleri Bakanlığı'nın hepsini isim isim, görevleri nedir açıklaması lazım. Sadece eleştirmiyoruz çözüm önerilerini de o zaman söyledik."
"SUÇ SABİTLENİNCE HALK BANKASI'NA CEZA VERİLECEK"
Reza Zarrap'ın ABD'deki yargılamasını mahkeme salonunda izleyen Erdal Aksünger, bu konuda da açıklamalara bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti yöneticilerinin Reza Zarrap davasını unutturmaya çalıştıklarını ileri süren Aksünger, Reza Zarrab'ın babası Hüseyin Zarrab'ın da geçmişte fidye ve cinayet gibi yasa dışı olaylara isminin karıştığını İçişleri Bakanlığı eski bakanı Muammer Güler'le yakın ilişkilerinin bulunduğunu idia etti.
Aksünger, şöyle dedi:
"Bu dava ne zaman başlıyor? Kumpas operasyonlarının yapıldığı dönem. 2007 yılında Edirne'de 202 kilogram eroin yakalanmıştı. Eroinin bağlantılarında İstanbul'da bir döviz bürosu sahibine ulaştılar. Bu isim Abdullah Habbani'ydi. Yani Reza Zarrab'ın ortağı. ABD'de gıyabında yargılanan 7 kişiden biri. Devlet bunları bilmiyor muydu? Biliyorlardı. Türkiye'ye 10 milyar dolar civarında ceza verileceği söyleniyor. Bunu ödemek zorundayız. Ödemezsek bir dolar bankalarımızdan para aktaramayız. Peki Mehmet Hakan Atilla'ya ne olacak? 5 yıl falan ceza alacak. Mehmet Hakan Atilla günah keçisidir. Zarrap da söyledi. Zafer Çağlayan ve Süleyman Aslan'ı söyledi. Suç sabitlenince Halk Bankası'na ceza verilecek.
Aksünger, ABD'nin bu davayı hukuk davasına çevirmesi durumunda Birleşmiş Milletler'e götürebileceğini o zaman da ambargonun gündeme geleceğini belirtti.
"KENDİ İÇ SAVAŞINI YAPANLARIN PARTİ İÇERİSİNDE OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
CHP İzmir İl Kongresi'nin 7 Ocak'ta yapılacağını da hatırlatan Aksünger, 'Uzlaşı adayı' arayışlarıyla aday sayısının teke düşürülmesi çalışmalarını eleştirerek, şöyle dedi:
"KHK'ların çıktığı gün, parti içi tartışmanın olmasını, toplantı yapılmasını doğru bulmuyorum. Kim olursa olsun, Genel Merkezin, Genel Başkanımızın bu konuda isteği var. Örgüt ne istiyorsa onu yapar. Ne Genel Merkezin ne de bizim adayımız söz konusu değil. KHK'nın çıktığı gün tartışmanın olması parti açısından üzüntü verici. Kimsenin böyle bir lüksü olamaz. Türkiye'de böyle sıkıntı olduğu zaman KHK'ların çıktığı zamanın ertesi günü toplantılar yapmayı ben doğru bulmuyorum. Kim olursa olsun. Kimsenin böyle bir misyonu, görevi yok. Genel Merkez tarafından da kimse görevlendirilmemiştir. Genel Başkanımızın da hiçbir tevazusu yoktur. Örgütümüz neyi öngörüyorsa ilçelerimiz uzlaşıyorsa Genel Merkez bu konuda gerekli tevazuyu o anda gösterir. Ne Genel Başkan'ın ne de bizim adayımız mevcut değil. Ortak bir kararımızdır. Özellikle memleket bu halde olduğunda özellikle değindim KHK'ların olduğu gün diye memlekette iç savaşa dönük yasaların çıktığı bir günde kendi iç savaşını yapanların parti içerisinde olmasına da izin vermeyeceğiz bunu da herkes bilsin."