Şimdi soru şu: Bir kişi hem iliğine kadar nefret ve kötülük dolu, hem Müslüman olabilir mi? Olabiliyormuş değil mi? Hatta daha fazlası; bir insan hem kötü, hem kin dolu, hem iftiracı, hem parsel parsel akçalı iş yapan, hem belediye başkanı, hem de Müslüman olabiliyormuş! Bakınız şekil Ankara…
Hem Müslüman hem laik olunur mu?
Gerçeğin mayası gözle görülmez”
(Exupery)
Hem Müslüman hem Laik olunur mu? Hiç bekletmeden, kırk dereden su sevkiyatı yapmadan cevabı veriyorum: Evet olunur, bal gibi olunur…
Bi dakka… izin verin izah edeyim…
Her fırsatta “Yüzde 99’u Müslüman olan bu ülke” diye atıp tutmayı artık bir millik haline getirmiş olan bu ülkenin “Dini inancı yaşama oranı istatistiği”nde kaçıncı olduğunu biliyor muyuz?
Söyleyeyim, sondan beşinci…
Evet.. Ve bu listeye sadece İslam ülkeleri değil, Hıristiyan, Budist ülkeler de dahil.
Yani bizim Müslümanlığımızın sadece mangalda kalmayan kül miktarında olduğu uluslararası istatistik raporlarından tescillidir.
Dolayısıyla “Müslüman mıyız ki, Laik olduğumuzu tartışalım?” sorusu daha mantıklıdır kanaatimce..
Mamafih Dombra dinleyerek, Rabia işareti yaparak cennete gidileceğini zannetmek Müslümanlıktan başka bir şey olsa gerektir.
İslam’da nargile yoktur, sevgili dostlar. At Pazarı’nda nargile fokurdatarak da Müslüman olunmaz, ümmet de kurtarılmaz!
Bakın ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert ne diyor:
“Ben inançlı bir kadınım ve umarım o dualar yalnızca sağır kulaklara düşer. Çünkü herhangi bir ulusun trajedi yaşaması için dua edilmesini hayal bile edemiyorum, gerçekten…”
Ne için söylüyor biliyor musunuz?
Bizim başkentimizin başkan kılıklı tetikçi trolü Gökçek’in Amerika’daki son kasırga için ‘oh oh’ çekmesinin ardından “mevlam bizle uğraşanların başına öyle dert ver ki bizi unutsunlar'
Geçiyoruz.” Demesine karşılık söylüyor bunu.
Biri hep kötülediğimiz batının Hıristiyan siyasetçisi, diğeri Müslüman olduğunu ileri süren siyasal İslamcı iktidarın başken belediye başkanı.
Şimdi soru şu:
Bir kişi hem iliğine kadar nefret ve kötülük dolu, hem Müslüman olabilir mi?
Olabiliyormuş değil mi?
Hatta daha fazlası; bir insan hem kötü, hem kin dolu, hem iftiracı, hem parsel parsel akçalı iş yapan, hem belediye başkanı, hem de Müslüman olabiliyormuş!
Bakınız şekil Ankara…
Bu soruyu Melih Gökçek’in fotoğrafına bakıp cevaplayabilirseniz cevaplayın bakalım!
Müslüman değilken yaptığı araştırmalar ya da başka bir şekilde hidayete ermiş, Müslüman olmuş pek çok insandan şöyle bir cümle duymuşsunuzdur: “Eğer Müslüman olmadan önce Müslümanları tanısaydım Müslüman olmazdım!”
Sanırım başlıktaki ironiyi artık daha fazla izah etmeme gerek kalmadı.
Esas mesele budur sevgili dostlar…
Yani birisi kendine ‘Müslüman’ diyor ve hırsızlık yapmakta sakınca görmüyorsa, demek ki hem Müslüman hem hırsız olunuyormuş.
Bir kişi hem Müslüman hem de ahlaksız da olabiliyor.
Olmaması lazım, dediğini duyabiliyorum ama yakın çevrenizden yüzlerce örnek verebilecek kadar gerçek olduğunu bildiğinizi de biliyorum.
Hem namussuz, hem Müslüman.
Hem alçak hem Müslüman.
Hem hırsız hem Müslüman.
Hem yalancı hem Müslüman.
Olunabiliyor da, niçin ama niçin ‘hem laik hem Müslüman’ olunmuyor kardeşim?
Hem Müslüman hem hırsız olunuyor
Olmaması lazım ama oluyor
Ahlaksız oluyor
Olmaması lazım ama oluyor
Namussuz
Zalim
Üçkağıtçı
Haramzade
Uçkur düşkünü
Makam düşkünü
Eh bu kadar şey olunuyor da kimse kusura bakmasın hem Müslüman hem laik mi alunamıyor yani
Rahmetli Erbakan hocanın dediği gibi
Hadi ordan!
Seyfi Mert