Cumhuriyet yazarı Aydın Engin yüzden fazla gazetecinin cezaevinde olmasına sessiz kalanlara seslendi: Zulme şahit olup da yazmazsan, konuşmazsan tasvip etmiş olursun evlat. Susarak da tasvip edilir...
‘Susarak da tasvip edilir evlat’
Başlık tırnak içinde. Çünkü benim değil. Usta bellediklerimden, rahmetli Fuat Büte Ağabeyimden. (Zorlanmayın tanımazsınız. Gazetelerin İstanbul dağıtımı bir zamanlar ondan sorulurdu. Bir de işsiz kalmış genç gazetecilerin cebine inanılmaz bir zerafetle harçlık koyup, kulağına da meslek öğüdü üflemesiyle tanınırdı. Ustalarımdandı.)
12 Mart (1971) faşizminin alacakaranlığında kulağıma küpe gibi yapıştırdığı bir usta öğüdüdür: “Zulme şahit olup da yazmazsan, konuşmazsan tasvip etmiş olursun evlat. Susarak da tasvip edilir çünkü…”
Usta öğüdüdür. Duraksamadan tutarım.
***
Bir ay önce Zaman gazetesinde yazan Şahin Alpay, ondan birkaç gün sonra eski kapı yoldaşım, arkadaşım Lale Kemal (Lalezar Sarıibrahimoğlu) niye tutuklandılar?
Hilmi Yavuz arkadaşım hakkında niye gözaltı kararı verildi?
Bülent Mumay niye gözaltına alındı?
Nazlı Ilıcak niye tutuklandı?
Yavuz Baydar hakkında niye gözaltı kararı çıkarıldı?
Dün Murat Aksoy niye gözaltına alındı?
Ben sadece tanıdıklarımı, tanıştıklarımı yazdım. Liste çok daha uzun.
Siyasi gerekçe belli: Cemaat yayınlarında yazmak!..
Resmi gerekçe de belli: FETÖ üyesi olmak ya da FETÖ propagandası yapmak.
Hukuki gerekçe? İşte o belli değil.
Gerekçeyi savcının iddianamesini okuyunca anlayacağız. Ancak savcının -hele OHAL koşullarında- iddianamesini ne zaman yazacağı belli değil. O güne kadar yat yatabildiğince, at voltanı atabildiğince…
***
Bu meslektaşlardan kimileri Cemaat’a ait ya da yakın gazetelerde çalışıyorlardı. Adını andıklarımın hepsiyle iyi kötü tanışıklığım var. Cemaat’in illegal bir örgütlenmesi de olduğunu ve kanlı bir darbeye kalkışacağını bilselerdi saniye beklemeden ayrılacaklarını; sessiz bir ayrılışa razı olmayacaklarını; darbeci zihniyeti ölümüne suçlayacak birer açıklama yapacaklarını da biliyorum.
Dahası Bülent Mumay, Cemaat’e ait hiçbir yayında yazmadı. Yazmazdı da. “Yazardı” diyenin alnını karışlarım. Ama sorarım: Yazsa ne yazardı?
Murat Aksoy bırakın Cemaat medyasında yazmayı, uzun yıllar rakip siyasi çizginin gazetesinde, Yeni Şafak’ta yazdı.
Bu meslektaşların kimileri şimdi tutuklu, kimileri gözaltında?
Neden?
Bunun siyasal açıklamasını yapabiliriz. Resmi açıklamayı biliyoruz. Ama hukuksal açıklamayı ne ben becerebilirim, ne hukuku ciddiye alan biri.
Bu meslektaşların tümünün tutuksuz yargılanmaları evrensel hukukun da, Türkiye Ceza Yasası’nın özünün de açık seçik gereğidir. Yargılanmalarında bir terör örgütüyle organik bağları olup olmadığı somut kanıtlarıyla ortaya konmalıdır ve bu ödev hukuk eğitimi görmüş olması gereken savcının omuzlarındadır.
Bu yazı sadece bunu söylemek için yazıldı.
Yarın bir gün, bugün “havuz medyası, AKP medyası” gibi aşağılayıcı nitelemelerle anılan gazetelerde ve televizyonlarda çalışan meslektaşlarımızın başına gün döner devran değişir de aynı hukuksuzluk, aynı temelsiz suçlamalar, aynı “terör örgütü üyeliği” gibi kanıtsız iddialar gelir ve onlar da gözaltına alınır, tutuklanırlarsa bu yazı yine yazılacaktır.
Ustam “Susarsan da tasvip etmiş olursun evlat” demişti.
Susmam…
Bedeli ne olursa olsun susmam.
(Cumhuriyet)