'Zulme uğramışlara yardım etmek vazifemizdir'

Müslümanların dertlerini onlarla paylaşmayan, onlardan değildir!” düsturunu hatırlatan Fethullah Gülen Hocaefendi Hizmet Gönüllülerine teavün tavsiyesinde bulundu...
  “El-âlem ne yiyiyorsa şayet, bize de o kadar düşer!”  diye Hocaefendi  ona göre hareket etmeliyiz. Onun dışında elimizde kalan şeyler hakkında “Acaba o kardeşlerimize nasıl ulaştırırız?!” mülahazasıyla hareket etmemiz, böyle bir teâvün, böyle bir yardımlaşmadır. tavsiyesinde bulundu... 

Fethullah Gülen Hocaefendi, haftanın Bamteli sohbetinde şunları söyledi:

Bugün dünya kadar insan değişik vesilelerle zulme uğramış durumda. Daha önce de arz ettiğim gibi, mağduriyete, mazlumiyete, mahrumiyete, ma’zuliyete maruz kalan on/yüz binlerce insan var. Çok önemli yerlerden azledilmiş, mahrum edilmiş, kendi konumundan uzaklaştırılmış, eskilerin ifadesiyle “nâna muhtaç hale gelmiş”, çoluk-çocuğunun günlük yiyeceği bulunmayan insanlar…

Peygamber Efendimiz (aleyhissalâtü vesselam) buyuruyor: Müslümanların dertlerini onlarla paylaşmayan, onlardan değildir!” Yani, açıkçası, hâlis Müslüman değildir. Öyleyse, biz, Hazreti Ebu Bekir felsefesiyle, “El-âlem ne yiyiyorsa şayet, bize de o kadar düşer!” ve Hazreti Pîr ifadesiyle “Tatmaya izin var, doymaya yok!” “İşte o kadar!..” demeli ve ona göre hareket etmeliyiz. Onun dışında elimizde kalan şeyler hakkında “Acaba o kardeşlerimize nasıl ulaştırırız?!” mülahazasıyla hareket etmemiz, böyle bir teâvün, böyle bir yardımlaşmadır.

Zira onlar, sizin ile paylaştıkları mefkûre uğruna, gâye-i hayal uğruna maruz kaldıkları şeylere maruz kaldılar. Birinin ifadesiyle, “Akıllılar, yurt dışına kaçtı; ahmaklar, bizim elimize düştü!” Bayıldım senin aklına, mantığına!.. İşte onun öyle “ahmak” (!) dediği insanlar… Onlar, fedakar insanlar, kahraman insanlar!..

   Siz hiçbir canlıya kıymayacak/kıyamayacak şefkat kahramanlarısınız; şerirlerin kirli planlar yapmak suretiyle, Cemaat’i terör örgütü şeklinde gösterme gayretleri, onların hıyanetlerinin ifadesidir.

O zulmedenlerin, Allah, kollarını kanatlarını kıracak; bu, Allah, kırar. Siz şimdiye kadar bir karıncaya basmadınız, bir sineğin kanına girmediniz, hep böyle yaşadınız, şu anda da böyle yaşıyorsunuz, bundan sonra da böyle yaşayacaksınız. Karıncaya basmayacaksınız.
07 Aralık 2017 01:41
DİĞER HABERLER