Mehtap Televizyonunda Cuma akşamı yayınlanan Algılar ve Gerçekler programı, toplumda oluşturulan yanlış algıları düzeltmeye devam ediyor.
Algılar ve Gerçekler’de İlahiyatçı Ö. Faruk Şentürk ve Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan Zulüm, zâlimin yanına kâr mı kalır? sorusunu mercek altına aldılar.
“ALLAH ZÂLİME MÜHLET ÜSTÜNE MÜHLET VERİR, BİR KERE DE ONU DERDEST ETTİ Mİ, ARTIK İFLÂH ETMEZ”
Mehtap TV’de Algılar ve Gerçekler’de Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, Zulüm, zâlimin yanına kâr mı kalıyor? sorusunun cevabını Peygamber Efendimizin (s.a.s.) en sağlam hadis kaynaklarında verdiğini söyledi. Hemen adrese postalı bir azabın, belâ ve musibetin gelmediğini, hatta zulümlerinde haddi aştıkça başlarına bir şey gelmemesini zâlimlerin kendi hakkaniyetlerine de yorumlayabildiklerini, ancak konunun doğrusunu Peygamberimizin şu hadisiyle bildirdiğini belirtti: “Allah zâlime mühlet üstüne mühlet verir, bir kere de onu derdest etti mi, artık iflâh etmez.”
Ergün Çapan, dünyanın imtihan dünyası olduğu için Allah’ın burada kullarını denediğini, Kur’an’da bir ayeti-i kerimede “Eğer yapılan her günah ve zulümden dolayı insanlar cezalandırılacak olsaydı, yeryüzünde insan kalmazdı” şeklinde buyrulduğunu nakletti. Allah’ın zâlimlere hatalarından dönmeleri, yanlışlarını görmeleri, tövbe edip Allah’a dönmeleri için zaman verdiğini kaydetti.
“ALLAH ZÂLİMİN YAPTIKLARINDAN HABERSİZ DEĞİLDİR”
Algılar ve Gerçeklerde Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, zâlimlere mühlet verilmesi meselesinin Kur’an-ı Kerim’de de dile getirildiğini, “Sen zâlimlerin yaptıklarından Allah’ın habersiz olduğunu zannetme” buyurarak, Allah’ın onların yaptığı her şeyi bildiğini, günü geldiğinde onları cezalandıracağını, azaba maruz kalacaklarını, gözlerinin faltaşı gibi çanağından fırlayacak hale geleceğini ifade ettiğini nakletti. Çapan, zulmedenlerin yaptığı zulmün cezasının bir kısmını mutlaka dünyada gördüklerini, ama esas cezanın ahrette olacağını söyledi.
“BİR KEDİYE ZULMEDEN KADIN CEHENNEME GİRİYORSA, YA KİN VE ÖFKEYLE HİÇ BİR DELİL OLMADAN İNSANLARI AYLARCA HAPİSTE TUTANLAR…”
Algılar ve Gerçekler’de Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, İmam Nevevi’nin Riyazü’s Salihin adlı eserinde geçen bir hadise dikkat çekti. Bu hadis-i şerifte bir kadının kediyi hapsettiğini, ne yemek ne su verdiğini, hayvanın açlıktan öldüğünü, bundan dolayı cehennemi boyladığının belirtildiğini vurguladı. Ergün Çapan, bu hadisin şerhinde İmam Nevevi’nin kediye zulmetmenin küçük günah olduğunu, küçük günahta ısrar etmenin büyük günaha dönüştüğünü, büyük bir günah işlediği için Allah’ın onu cehenneme koyduğunu ifade ettiğini söyledi.
İlahiyatçı Ömer Faruk Şentürk, bu hadis-i şerife göre bir kediye zulmetmenin insanın cehenneme girmesine sebep olduğuna göre, hiçbir delil olmadan sırf öc alma, kin duygusuyla, öfkeyle, olmadık şeylerle yaftalamayla, aylardır insanların hapishanelerde tutulduğunu, işten çıkarıldıkları için bunların çocuklarının ihtiyaçlarının düşünülmediğini, aylardır haklarındaki iddianamenin hazırlanmadığını, haksız yere hapiste tutulduklarını, bir kediye zulümden dolayı kadının cehenneme girdiğine göre, bu insanlara yapılan zulmün neticesini ise vicdanlara havale ettiğini belirtti.
“ZULÜM, KÜFRÜN ÖNÜNE GEÇERSE GAYRETULLAHA DOKUNUR, MAZLUM DA TÖVBE VE İSTİĞFAR İLE ALLAH’A YÖNELMELİ, GÜVENMELİ”
Algılar ve Gerçekler’de Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, zulmün ne zaman gayretullaha dokunacağına dair bir soruya, kaynaklarda “Zulüm, küfrün önüne geçerse gayretullaha dokunur” dendiğini, Küfürün devam edeceğini, ama zulmün devam etmeyeceğini vurguladı.
Çapan, meselenin bir de mazluma bakan tarafı olduğunu, mazlumun Allah’a yönelmesi, Allah’la olan münasebetlerini arttırması, tövbe ve istiğfar ile Allah’a yalvarması, Allah’ın adaletine güvenmesi, duruşunun sağlam olmasının da gayretullahı hareket geçiren sebeplerden olduğunu kaydetti.
“ZULÜM BİR KİŞİYE DEĞİL, GRUBA YAPILIYORSA…”
Programda, “zulüm bir kişiye değil de bir gruba yapılıyorsa, bunun altından nasıl kalkılır?” sorusuna Peygamberimizin bir hadis-i şerifiyle cevap verildi, Efendimizin (s.a.s.) "Kimin üzerinde kardeşine karşı ırz veya başka bir şey sebebiyle hak varsa, dinar ve dirhemin bulunmadığı kıyamet ve hesaplaşmanın olacağı gün gelmezden önce daha burada iken helalleşsin. Aksi takdirde o gün, salih bir ameli varsa, o zulmü nispetinde kendinden alınır. Eğer hasenâtı yoksa, arkadaşının günahından alınır, kendisine yüklenir." buyurduğu, dolayısıyla tek tek o grubun bütün fertleriyle helâlleşilmesi gerektiği belirtildi.
“ZÂLİME YARDIM, ONUN ELİNİ TUTARAK, ZULMÜNE MÂNİ OLARAK YAPILIR”
Algılar ve Gerçekler’de Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, Peygamberimizin (s.a.s.) bir başka hadis-i şeriflerinde “Din kardeşin zâlim de olsa, mazlum da olsa yardım et” buyurduğunu, sahabenin “Ya Resulullah! Mazlum kardeşime yardım edeyim de Zâlim kardeşime nasıl yardım edeyim?” diye sorunca, “Zâlimin elini tutarak, zulmüne mani olmak suretiyle ona yardım etmiş olursun.” şeklinde buyurduğunu nakletti.
“SAKIN ZULMEDENLERE MEYLETMEYİN, YOKSA ATEŞ SİZE DE DOKUNUR”
Algılar ve Gerçekler’de Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan zâlime yandaşlık yapan, zulmünü alkışlayanların durumuyla ilgili Kur’an-ı Kerim’de Hud Suresi 113. Ayette açıklık getirildiğini belirtti. Ayette, “Sakın zulmedenlere meyletmeyin, sempati duymayın, yoksa size de ateş dokunur. Allah’tan başka da sizin hiçbir yardımcınız yoktur, sonra O’ndan da yardım göremezsiniz” buyrulduğunu, dolayısıyla ayete göre zulmedenler ve zulme alet olanlardan öte zulme meyleden, sempati duyanların bile Cehennem’e gideceğinin nazarlara sunulduğuna dikkat çekti.