"10 ayda iş kazalarında 1.461 işçi hayatını kaybetti"

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, 2015 yılının ilk on ayında iş kazalarından yaşamını yitiren işçi sayısının 1.461'e ulaştığını belirtti. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin verilerine göre ise ekim ayında yaşamını yitiren 143 kişiden 45'i inşaat, 7'si metal, 7'si maden, 33'ü tarım, 7'si belediye, 12'si tarım işçisi oldu.

AK Parti hükümetinin 1 Kasım seçimleri öncesi, işverenleri rahatsız etmemek amacıyla, eğitim adı altında işyeri denetimlerine ara vererek bütün müfettişlerini tatile çıkardığına işaret eden Günay Kubilay, konuya ilişkin yazılı değerlendirmede bulundu.

Kubilay, aynı uygulamanın 7 Haziran seçimleri öncesinde de yapıldığına işaret ederek, "2015 yılı içinde işverenlerle birlikte, iki ay teftişi engelleyen hükümetin elinde iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin kanı bulunmaktadır. İş cinayetlerinin gerçek sorumluları olan işverenler, bürokratlar ve siyasiler yargılanmadıkça, patronlara sıfır tolerans tanınmadıkça, iş güvenliğinin sağlanması ve iş cinayetlerinin önlenmesi mümkün olmayacaktır. Yetersiz olan İş Yasası'nda dahi, kamuda asıl işte taşeron işçi çalıştırılması yasaklanmışken ve bu yönde sayısız mahkeme kararı bulunmasına rağmen hükümet, hem yasaları ve hem de yargı kararlarını hiçe sayarak, kamuda keyfi biçimde taşeron uygulamasına devam etmiştir. 1 Kasım seçimlerine giderken, baskılar karşısında bu konuda 2015 Nisan ayında yapılmış düzenlemeleri bir seçim vaadi gibi dile getiren AKP, kamuda taşeron sorununu çözeceğini söylemiştir. Ancak, AKP sözcülerinin basına yansıyan açıklamalarına ve ilk 100 gün icraatlarına dair ön çalışmalarına bakılırsa, mevcut İş Yasası gerekçe gösterilerek, halen kamuda çalışan 650 bin taşeron işçi asıl iş/yardımcı iş diye kategorik ayrıma tabi tutularak, yardımcı işlerde çalışan yaklaşık 450 bin taşeron işçi kadro dışı bırakılmak istenmektedir." ifadelerini kullandı.

Mal ve hizmet üretiminin birbirine bağlı, birinin diğerini tamamladığı bütünlüklü bir süreç olduğunu hatırlatan HDP'li Kubilay, şöyle devam etti: "Üretim sürecini tamamlayan herhangi bir unsur eksik olduğu zaman mal ve hizmet üretiminin tam olarak yapılması mümkün değildir. Eğer, bir hastanede sağlık hizmeti veriliyor ve bir hasta tedavi edilmek isteniyorsa hekiminden hemşiresine, hasta bakıcısından temizlik işçisine ve bu çalışanları hastaneye getirip-götüren servis sürücüsüne kadar bütün sağlık emekçileri, o tedavi sürecinin asli unsurudur. Herhangi birinin yokluğunda bütünlüklü hizmet verilmesi mümkün olmaz, hizmet aksar. Bu nedenle asli iş/yardımcı iş gibi bir uygulama son derece yanlıştır. Bu ayrımda ısrar mevcut çalışma sistemine yasal kılıf uydurarak taşeron uygulamasına devam etmekten, 450 bin kamu işçisini taşeron çalışmaya mahkum etmekten başka bir anlama gelmemektedir."

Taşeron demenin güvencesiz çalışma, güvencesiz çalışmanın ise daha çok iş cinayeti demek olduğunu vurgulayan Kubilay, "Taşeronlaşma kaldırılıp, işçiler güvenceli çalışmadıkça, sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmadıkça iş cinayetlerini önlemek mümkün olmayacaktır. AKP Hükümeti, öncelikle kamuda asli iş/yardımcı iş ayrımı yapan mevcut İş Yasası'ndaki bu ayrımı değiştirmeli ve 650 bin kamu işçisini kadroya almalıdır. Diğer yandan bütün çalışma yaşamında taşeron sistemine son verecek yasal düzenlemeleri yapmalı ve hızla Parlamento'ya getirmelidir." ifadelerine yer verdi. CİHAN
09 Kasım 2015 13:11
DİĞER HABERLER