Acil servisler tıkandı, yoğun bakımlar alarm veriyor

Türkiye'de son günlerde artan koronavirüs vakalarının ardından Bilim Kurulu, kritik bir toplantı daha gerçekleştirdi.


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, toplantı sonrası yaptığı açıklamada "Bugün toplam hasta sayımız bin 303. Bugün vefat eden vatandaşlarımızın sayısı 23. Bugün iyileşen hasta sayımız bin 2. Yani hasta sayımız iyileşenlerden daha fazla" dedi. 65 yaş kısıtlamalarıyla ilgili de Bakan Koca, "Şu anda 65 yaşla ilgili genel anlamda kısıtlama yok, özel anlamda il bazında riskli bulunan illerde il kurulları tarafından bu kararlar alınabilir" ifadelerini kullandı.

Türk Tabipler Birliği'nin koronavirüs salgınının beşinci ayında hazırladığı rapora göre, PCR testi ile belirlenen koronavirüs vaka sayısı, açıklananlardan 10 kat fazla. 

Son birkaç hafta içerisinde Türkiye'nin çeşitli illerinden yapılan valilik ve il sağlık müdürlüğü açıklamaları da, kentlerde vaka sayısının giderek arttığına işaret ediyor. 

Bazı tedbirlerin ülke genelinde yeniden hayata geçmesi gündeme gelirken, her kent kendi il hıfzıssıhha kurulları aracılığıyla çeşitli önlemler almaya başladı. 

BBC Türkçe'ye değerlendirmede bulunan uzman hekimler, Türkiye'nin salgında ikinci bir tepe noktasını yaşadığını ancak ilkinden farklı olarak bu kez Anadolu'daki kentlerde çok daha fazla vaka görüldüğünü söylüyor.

Vaka sayılarındaki artışla birlikte, 35 ilde 65 yaş üstü kişilerin kalabalık alanlara girişleri sınırlandırıldı.

Bu iller arasında, son haftalarda vaka artışındaki hızın dikkat çektiği başkent Ankara da bulunuyor.

Türk Tabipler Birliği Başkanı Sinan Adıyaman, Ankara'da hastanelerin korona virüs servislerinde sorunlar yaşanmaya başladığını ve yoğun bakımlardaki doluluğun arttığını söylüyor. 

Adıyaman, Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı günlük pozitif vaka sayısı verilerinden farklı olarak sadece Ankara'da günde 1400 vaka olduğunu ifade ediyor: 

"Şu anda Dış Kapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde COVID pozitif olduğu tespit edilen ama yer olmadığı için yatırılamayan hastalar olduğunu biliyoruz. Bu kişilerin yakınları bizi arıyor ve onlara Ankara'da yer arıyoruz."

Ankara'da acil servislerden kliniklere hasta transferi akışının "tıkanmış durumda" olduğunu söyleyen Adıyaman, hafif ve orta dereceli zatürresi olan hastaların da evlerine yollandığını kaydediyor ve "Evlerine yollananlar da izole şekilde değil, toplu taşıma araçlarıyla yollanıyor" diyor.

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Prof. Necmettin Ünal'a göre ise Türkiye şu an "salgının göbeğinde" yer alıyor. 

Ünal, Türkiye'nin birinci dalga içerisindeki ikinci tepe noktasını yaşamakta olduğunu ve çemberin giderek daraldığını ifade ediyor. 

Ankara Tıp Fakültesi özelinde henüz bir yoğun bakım sıkıntısı yaşanmadığını belirten Ünal, bazı şehirlerden gelen bilgilerin ise yoğun bakım kapasitelerinin dolduğu yönünde olduğunu söylüyor:

"Hastanemizde yoğun bakım gerektirmeyen hastalar için ayrılan yataklar tamamen dolu, koronavirüs hastaları için ayırdığımız yoğun bakım yataklarımızın ise sadece yüzde 50'si dolu durumda. Biz Ankara Tıp olarak şu an zor bir durumda değiliz ama ülke olarak zor durumdayız.

Meslektaşlarımdan aldığım bilgilere göre bazı şehirlerdeki hasta sayılarının çok yüksek olduğunu, yoğun bakımları tamamen dolu hastaneler olduğunu ve buralarda ilave yatak açma çabaları olduğunu biliyorum. Sağlık Bakanlığı bu konudaki bilgileri paylaşmıyor."

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, COVID-19 ve diğer tüm hastalıklar dahil olmak üzere servis yatağı doluluk oranı yüzde 51,3, yoğun bakım yatağı doluluk oranının yüzde 64,8, suni solunum cihazı doluluk oranın ise yüzde 31,7 olduğunu açıkladı. 

Koca, erken dönemde başlayan ilaç tedavisi sayesinde Konya, İzmir, İstanbul ve Ankara'da pnömoni (zatürre) sayısının giderek düştüğünü ancak Türkiye genelinde ağır hasta sayısının son bir aydır her geçen arttığını ve hastanelerde artan yükün endişe verici olduğunu söyledi. 

İller özelinde alınan kararlar sonucunda 10 şehirde vaka sayılarının düştüğünü, 12 şehirde stabil hale geldiğini ve yedi ilde ise mücadelenin sürdüğünü belirten Bakan Koca "Geçen haftalar içinde bazı şehirlerimizde hatalardan kaynaklanan şikayetler aldık. Bu savaşı insanlar veriyor. İnsanlar yorulabilir, insan kaynaklı sorun tespit ettiğimiz yerlerde değişikliklere gittik, altyapımızı güçlendirdik. Sivas ve Urfa'da kısa bir süre yaşanan yoğun bakım hasta doluluğu dışında bir sorunla karşılaşılmamıştır. Urfa'da vaka sayısının arttığını biliyoruz, yoğun bakım sayılarımızı arttırıyoruz, toplam 121 yoğun bakım yatağı ilave olacak." dedi. 

Bakanlık tarafından COVID-19 hastalarının hastanelere yatırılış politikası değiştirildiğinden bu yana, koronavirüs testleri pozitif çıkan kişilerin evlerine gönderilmesi konusunda çeşitli eleştiriler sürüyor.

Ünal, eskiden COVID pozitif ya da tomografik bulgusu olan her hastanın hastanede yatırıldığını ancak şu an kişi pozitif olsa dahi belirtileri az ise eve yollandığını söylüyor. 

Hastanelerin yükünü azaltmak için bu politikanın doğru olduğunu değerlendiren Ünal, eve yollanan kişilerin mutlaka "takip edilmesi" gerektiğini düşünüyor: 

"Eve yollanan hastayı etkili bir şekilde takip ettiğiniz sürece bu çok doğru bir politika. Ancak eve yollanan kişilerin ne oranda evde kaldıklarına dair bir bilgimiz yok. Karantinaya alınan hasta Alanya'da tatilde çıkıyor. Ayrıca ev içerisinde karantina şartlarına ne kadar uyulduğu da belli değil. Yurt dışında yapılan bir araştırma, COVID bulaşmalarının yüzde 75'inin aile içerisinde olduğunu gösteriyor."

Sadece başkent Ankara özelinde değil tüm Türkiye'de yaşanan vaka artışının sebepleri de merak konusu ancak uzmanlar, bakanlık tarafından açıklanan veriler "şeffaf" olmadığı için herhangi bir durum tespiti yapmanın da zor olduğunu kaydediyor.

Özellikle pandemide gelinen noktada çok fazla bilinmez olduğunu söyleyen hekimler, şu an çeşitli "varsayımlarla" hareket edildiği için vaka sayılarında artış yaşandığını düşünüyor.

Ünal, "Biz bu hastalığın ciddiyetini altı aydır halka anlatamadık. Ciddiyetini anlatabilmek için olayın vahametini ortaya sermemiz gerekiyor, bu da verileri açıklıkla paylaşarak olur. Hangi şehirde kaç hasta var, kaç yaşında ve testler hangi gruplara yapılıyor? Ancak böyle yerel tedbirler alabiliriz" diyor.

Türk Tabipler Birliği Başkanı Sinan Adıyaman ise Ankara özelinde vaka artışı sebeplerinin net olarak bilinemediğini söyleyerek, "Ankara'da hastaların yaş aralığı nedir? Belki bunu bilsek sebeplere ilişkin de bir çıkarımda bulunabiliriz" diyor.

Türkiye toplam 39 bin 279 yoğun bakım yatak sayısı ile OECD ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor ve yoğun bakım yatak kapasitesi açısından Almanya ve ABD gibi şanslı sayılabilecek ülkeler arasında yer alıyor.

Ancak bu yüksek yoğun bakım kapasitesi Türkiye'nin her şehri için geçerli değil. 

Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. İsmail Cinel, Türkiye'de yeni bir zirve atağı yaşanmakta olduğunu ancak ilkinden farklı olarak İstanbul'da değil Anadolu illerindeki yoğun bakım servislerinin "alarm verdiğini" söylüyor:

"İlk dalga en yoğun İstanbul'da yaşandı ve bunu atlatmakta başarılı olduk. Ancak derneğimiz çeşitli illerdeki üyelerden aldığı bilgilere göre şimdiki vaka artışlarında İstanbul dışı yani Anadolu illeri başı çekiyor. İstanbul'daki yoğun bakım rezervlerimiz fazla ama o şehirlerde rezerv kalmadı."

Cinel'e göre, pandeminin ilk döneminde İstanbul'da yapıldığı gibi bu kentlerde de yoğun bakım yatak kapasitesini yüzde 25'lere varan seviyelerde artırmak mümkün değil.

Vaka sayılarındaki artış trendi düşünüldüğünde çeşitli şehirler için çok ciddi endişe taşıdığını söyleyen Cinel, "Anadolu illerindeki yoğun bakım yatak sayılarını tahmin edemeyeceğiniz kadar kısa bir süre içerisinde yetmez hale gelebilir" diyor ve ekliyor:

"Diyarbakır, Şanlıurfa ya da Malatya… Bu şehirlerdeki acil olmayan sağlık hizmetleri ötelenebilir ve böylece ameliyathaneler yoğun bakıma çevrilebilir, yatak sayısı artırılabilir. COVID hastalarını bulunduğunu şehirde iyileştirmemiz lazım, başka şehre transferle çözmemiz mümkün değil."

Cinel, İstanbul'daki yoğun bakım servislerinde mevcut durumu ise şöyle özetliyor:

"İlk zirve atağı sırasında İstanbul'daki yoğun bakımların yüzde 80'i COVID yoğun bakımına çevrilmişti. Şiödi ise örneğin Anadolu Yakası'nda 25'in üstünde hastane varsa, sadece üç-dört tanesinde COVID yoğun bakım var. Diğerleri bu COVID hastalarını bu hastanelere sevk ediyor. Henüz yoğun bakım açısından İstanbul'da alarm zilleri çalmadı ama Anadolu şehirlerinde çaldığı kesin. Oradan da İstanbul'a tekrar bir alevlenmenin olacağı açık ve net. Yaz bitince insanlar memleketlerinden tersi şekilde İstanbul'a dönmeye başlayacaklar."
20 Ağustos 2020 11:33
DİĞER HABERLER