Akın İpek'ten 'katedral' cevabı

Akın İpek: Benim açıklamalarım saygıdeğer bulduğum aydınlara. İpek gibi binaları sanat tarihi müzesi olan bir Üniversiteye atanmanın şaşkınlığı ile üniversiteyi Katedrale benzeten, konservatuar binası önündeki medya mensupları için ayrılmış terası konuşma yapılacak yer zanneden bir muhtereme sözüm yok…


Koza-İpek Holding bünyesinde kurulan ancak KHK'yla gasp edilen İpek Üniversitesi'ne rektör atanan Mehmet Barca akıllara ziyan bir mülakat verdi. 

İpek Ailesi'nin Türkiye'nin en iyi olması için büyük bir emekle inşa ettikleri üniversiteyle ilgili komplo teorileri üreten bilişim alanında yapılan yatırımı suç gibi göstermeye çalıştı:

"Kampüste kurulan bilişim altyapısının dünyada ilk 50'ye girdiği rapor edildi. Devlet ihtiyaçlarının da üstünde bilgi işlem altyapısının kontrol edilmesi kolay olmadı. İngiltere'de ve Amerika'da yedek serverler çıktı."

Profesör ünvanı taşıyan Barca'nın İpek Üniversitesi'nin sinema ve görsel sanatlara yaptığı yatırımla ilgili sözleri ise akademi dünyasına adına utanç verici türdendi: 

"İpek Üniversitesi kampüsün altı dünyada eşine rastlanmayan bir film platosu formatında. Kampüste inceleme için çağrılan sinema sektörünün yetkin isimleri ve TRT heyeti "Hollywood ve Bollywood'un ardından en gelişmiş ve büyük plato planlanmış" değerlendirmesi yaptı. Binlerce metrekarelik film platosunun yüksekliği 18 metre civarında. "Dünyanın 4. büyük film platosunun bir üniversitede kurulmasının bir mantığı ne? Buranın piyasaya yönelik bir film platosu olma ihtimali yok. Devasa yatırımın amacı; örgütün görsel sanatları kullanıp büyük kitlesel yandaşlar kazandıracak bir zihin kontrol merkezi oluşturmak ve kurşun asker yetiştirmek"

Erdoğan'ın atadığı rektörün üniversitenin mimarisine bakışı da hayli ilginç: 

"Beş ayrı fakültenin olduğu kampüsün her yanı Batı mimarisi ile örülü. Hristiyanlık ve Roma'nın zirve yaptığı 17. Yüzyıla ait neoklasik sanat anlayışının hakim olduğu kampüste Şanzelize Caddesi, Venedik Gondolları, Eros Aşk Çeşmesi gibi Batı'nın ideal eserleri sembolize edilmiş. Barca, "Bunu sadece bir üniversite yatırımı olarak düşünülmüş olmasına ihtimal vermiyoruz. İnşaat firmalarını çağırıp kabataslak bir maliyet çıkartmalarını istedik. Bir kesinlik olmamasına rağmen yaklaşık 1 milyar dolarlık yatırımdan bahsettiler. Buradaki lükse değil buradaki kavram farklı. Burada farklı bir kampüs var" 

"500 DOLARLIK BURS ZARFLARI BULDUK"

Balca, öğrenci alımında açıkça ilan edilen 500 dolarlık burs taahüddüne de komplo ile yaklaşırken İpek Üniversitesi'nin amacının para kazanmak olmadığını itiraf etmiş: 

"Yurt, yemek, ulaşım bedava üstüne de 500 dolar burs verilmiş. Buradan şu yargıya varmak mümkün. Burada temel amaç para kazanmak değil. Elit kesim yetiştirmeye dönük bir yatırım yapılmış. Hem ulusal hem uluslararası ölçekte bir yatırım yapılmış" 

Hızını alamayan rektör kampüsün girişindeki bir bölümün Fethullah Gülen'in konuşma yapması için tasarlandığını dahi iddia etti. 

Rektörün o açıklamalarına Akın İpek'ten cevap geldi. İpek'in sosyal medya hesabındaki paylaşımı şöyle

İPEK ÜNİVERSİTESİ HABERİNE CEVAP;

Benim açıklamalarım saygıdeğer bulduğum aydınlaradır.

İpek gibi binaları sanat tarihi müzesi olan bir Üniversiteye atanmanın şaşkınlığı ile üniversiteyi Katedrale benzeten, konservatuar binası önündeki medya mensupları için ayrılmış terası konuşma yapılacak yer zanneden bir muhtereme sözüm yok…

Şaşkınlık geçirmesi, şoku atlatamamış olması çok normal.

Bununla birlikte tespitlerinin bir kısmı doğru.

Stüdyoları, bilişim, iletişim ağı ve tüm diğer detaylar dünya standartlarında veya üzerindedir.

Muhterem, İpek Üniversitesinin danışmanlık aldığı ve işbirliği yaptığı “USC” gibi dünya üniversitelerini görmemiş ya da anlamamış.

Anlasa idi oda ayrı bir şok olurdu.

Değerini tespit etmek için inşaatçılara sorulması da çok yanlış olmuş.

Sanatçılara sorulması gerekirdi. 

Her şey para ile olmuyor.

Tüm bunların iki sebebi var;

1) İpek Üniversitesi Türkiye'nin dünya projesidir.

2) Gençlerimizin en iyisine layık olduğunu düşündük.

Son olarak; Binaların duvarlarındaki yazılar okunur ise Türk İslam sentezinin var olduğu da anlaşılır.

Türk İslam sentezi mimari bir akım değildir kardeşim.

Manadır…

Fakat, bunları nereden bilecekler ki...

Bir damla emekleri, en küçük bir fedakarlıkları olmamış.

Sadece rölyefleri parçalayıp, adını değiştirmişler. 

100 Bin katalok bastırıp dağıttım ki anlaşılsın diye…

Onu bile okumamışlar…

Akın İpek
17 Haziran 2017 14:25
DİĞER HABERLER