AKP, 15 Temmuz yalanlarıyla iktidarını sürdürüyor

Samanyoluhaber.com yazası Türkmen Terzi'nin yazısı

TÜRKMEN TERZİ


15 Temmuz 2016 askeri kalkışmasının üzerinden yedi yıl geçti. Türkiye Cumhuriyeti tek bir günde tarihinde hiç olmadığı kadar kaos yaşadı, ancak başarısız “darbe” girişimi sırasında gerçekte ne olduğu henüz ortaya çıkmadı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Temmuz'da İstanbul Havalimanı'nda yaptığı konuşmada, daha kalkışma devam ederken çok aceleci davranarak Hizmet Hareketi’ni darbeyi planlamakla şuçladı, ancak Fethullah Gülen, darbe girişimiyle herhangi bir ilgisi olduğunu reddetti. İlerleyen günlerde, Türkiye'deki tüm büyük muhalefet partileri, eleştirel medya kuruluşları, önemli gazeteciler, darbe girişiminde iktidardaki AKP üyelerinin parmağı olduğunu ifade ettiler ve geçen süreçte defalarca 15 Temmuz’un siyasi ayağının ortaya çıkarılması için meclise önerge verdiler. Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu da Erdoğan’ın emriyle kapatıldığı için dönemin Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan dinlenilemedi.

Muhalefet partileri son iki yılda 15 Temmuz'un siyasi bağlantılarının soruşturulması için mecliste en az 13 önerge verdi ancak önergelerin tümü AKP tarafından engellendi. Ana muhalefet CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ı 15 Temmuz'daki girişimin arkasındaki siyasi yapının bizzat kendisi olmakla suçluyor.

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu da, AKP'nin 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi kanadı olduğunu söyledi. İYİ Parti ve HDP birçok kez 15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağının ortaya çıkarılması talebiyle Meclis'e önerge verdi. Milletvekili ve gazeteci Ahmet Şık, AKP'yi darbe gecesi Akıncı Hava Üssü ve Genelkurmay Karargahı'nda yaşananlarının video görüntülerinin tamamını yayınlamamakla suçluyor. Dört partiden milletvekilleri, darbeyi soruşturmak üzere Meclis Komisyonu'nu oluşturdu. Erdoğan'ın 15 Temmuz’da yaşanan her şeyin açık ve net olduğu gerekçesiyle tüm soruşturmaları durdurma çağrısının ardından, 2016 Ekim ayında çalışmalarına başlayan komisyon, olayların merkezinde yer alan dönemin Milli İstihbarat Başkanı Hakan Fidan ve Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar gibi kilit isimlerini bir araya getirip dinleyemeden çalışmalarını Aralık ayında bitirmek zorunda kaldı. Türkiye 15 Temmuz’da en büyük kargaşayı yaşadı ama TBMM arşivinde 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili neredeyse kayda değer bir şey yok. Erdoğan Bylock kullanmak, Bank Asya’da hesabı olmak, hayır işleri yapmaktan başka hiçbir suçları olmayan ev hanımları, çocukları ve yaşlıları da dahil olmak üzere kendisini eleştirenleri hapsetmeye devam ediyor.

 Darbe girişiminden bu yana siyasilerin emriyle hareket eden mahkemeler, Gülen Cemaati bağlantılı on binlerce kişiyi tutukladı, darbe sonrası tasfiyede 100 binden fazla kamu görevlisi işini kaybetti ve 150'den fazla medya kuruluşu kapatıldı. Yaklaşık 300 asker darbeye karışmışken 150'si general olmak üzere 30 binin üzerinde asker Türk ordusundan ihraç edildi. Erdoğan'ın AKP'si 15 Temmuz’u fırsat bilerek tüm bu kilit devlet kurumlarını yalnızca kendilerine en sadık olanlarla doldurdu. Erdoğan, Türkiye'nin parlamenter sistemini, esasen tek adam rejimi olarak işlev gören Türk tipi bir cumhurbaşkanlığına dönüştürmeyi başardı.

Erdoğan, “Allah'ın bir lütfu” olarak nitelendirdiği 15 Temmuz darbe girişiminin ardından devleti tamamen ele geçirdiği için, 17-25 Aralık 2013 tarihinde aile üyelerine ve yakın çevresine yönelik büyük çaplı yolsuzluk soruşturmaları da dahil olmak üzere tüm yolsuzluklarını örtbas etmeyi başardı. Erdoğan, “derin devlet” ile de bir tür güç paylaşımına gitti. Bir zamanlar savcısıyım dediği Ergenekon davalarında ve Balyoz’dan hüküm giyenleri affetti. Erdoğan derin devletle ittifak kurduktan sonra, kendi iktidarı döneminde gerçekleşen ve iktidar olarak aydınlatamadığı Gazeteci Hrant Dink, akademisyen Necip Haplemitoğlu, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu cinayetleri, Rus uçağının düşürülmesi, Rus elçisinin öldürülmesi de dahil bir çok olayı Hizmet Hareketi’ne fatura etti.. Darbe girişimine katılan eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, 11 Temmuz'da mahkemede 15 Temmuz'un arkasında Hizmet’in olmadığını, bu darbenin bir devlet komplosu olduğunu söyledi. Darbe girişimini Hulusi Akar'dan emir alan komutanların organize ettiğini ve dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler'in ve MİT Başkanı Hakan Fidan'ın ifade vermesi gerektiğini ileri sürdü.

 Erdoğan, darbe girişiminin başlama zamanıyla ilgili beş farklı açıklama yaptı. Bir çok kişi, 9 Temmuz'dan 15 Temmuz'a kadar gizemli bir şekilde ortadan kaybolan ve Cuma Namazı’na dahi gitmeyen Erdoğan’ın, Marmaris'teki otelde kontrollü darbe planladığına inanıyor. Darbeden bir gün önce Genelkurmay Başkanlığı'nda 6 saat süren görüşme yapan Fidan ve Akar, 15 Temmuz’da ne yaşandığını gizlemey devam ediyor.

 İstanbul Boğaziçi Köprüsü'nün adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirildi ve daha birçok kuruma, köprüye, okula 15 Temmuz adı verildi. Erdoğan'ın AKP'si iktidarda kaldığı müddetçe, yargıyı, meclisi, medyayı engelleyerek 15 Temmuz darbe girişiminin gerçekte ne olduğunun anlaşılmasına hiç bir zaman izin vermeyecek ve Hizmet Hareketi’ni günah keçisi ilan etmeye devam edecek. 

15 Temmuz 2023 19:12
DİĞER HABERLER