Almanya'da bugün sandık günü: Hükümetin gözü bu seçimde

Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde yerel seçimler yapılacak. Bu seçimler Alman siyaseti ve ülkede yaşayan Türkiye kökenliler açısından büyük önem taşıyor.
Federal yapı içinde 16 eyaletin bulunduğu Almanya'da, 14 Eylül Pazar günü Kuzey Ren-Vestfalya (KRV) eyaletinde seçmenler sandık başına gidecek Yaklaşık 18 milyon nüfusuyla KRV (NRW), Almanya'nın en kalabalık eyaleti. Köklü demokratik partilerin en büyük teşkilatları da burada bulunuyor.

DW Türkçe'nin haberine göre Mayıs ayında kurulan Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) koalisyon hükümetinin Başbakanı Friedrich Merz de KRV'li. Son yıllarda partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) bu eyalette güçlendiyse de ağır sanayi tesisleri ve madenleriyle eyalet, onlarca yıl Sosyal Demokratların kalesiydi. Bu yerel seçimi önemli kılan bir diğer neden de Berlin'de Mayıs ayında göreve başlayan yeni hükümet için sınav niteliğinde olması. Küresel krizlerin ortasında göreve gelen hükümetin ilk dört aydaki icraatlarına seçmenin ne not vereceği merak ediliyor.

KRV ayrıca ekonomik ve toplumsal çeşitliliğiyle de adeta "küçük bir Almanya" gibi. Hem Köln, Düsseldorf, Dortmund, Essen gibi büyük şehirleri hem de geniş kırsal bölgeleri barındırıyor. Güçlü sanayi ve hizmet sektörünün yanı sıra tarım da yaygın. Bir zamanlar ağır sanayinin kalbi ve gelişimin sembolü sayılan Ruhr Bölgesi, sancılı da olsa maden, kömür ve çelikten hizmet sektörüne yaşanan geçişle Almanya'daki genel değişimi de temsil ediyor.

Kuzey Ren-Vestfalya'nın bir diğer özelliği de, Almanya genelinde olduğu gibi, eyalette yaşayanların yaklaşık dörtte birinin göçmen kökenli olması. Almanya'da yaklaşık 3 milyon Türkiye kökenli kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. İstatistiklere göre, bunların üçte biri KRV'de ikamet ediyor. Bu kişilerden yaklaşık 500 bininin de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu belirtiliyor.

Almanya'daki 12 Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğunun dördü yine KRV eyaletinde bulunuyor.

Ayrıca Almanya'daki en büyük Müslüman çatı kuruluşları olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), İslam Toplumu Millî Görüş (İGMG), halk arasında "Süleymancılar" olarak bilinen İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) ve Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu (AABF) gibi kuruluşların merkezleri de Kuzey Ren-Vestfalya'da yer alıyor.

KRV, Türkiye ile ticari ilişkilerin de en yoğun olduğu eyaletlerden. Almanya Ticaret ve Sanayi Odaları verilerine göre, geçen yıl KRV ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi 11,3 milyar euro olarak gerçekleşti. Bununla birlikte Almanya'daki Türk sermayeli işletmelerin yaklaşık yüzde 40'ı yine KRV eyaletinde bulunuyor.

KRV'de yapılan yerel seçimler, Şubat sonu düzenlenen erken genel seçimler sonrası iktidara gelen yeni hükümet için de bir sınav niteliğinde. Oberhausen kentindeki sokaklarda asılı büyük seçim afişleriKRV'de yapılan yerel seçimler, Şubat sonu düzenlenen erken genel seçimler sonrası iktidara gelen yeni hükümet için de bir sınav niteliğinde. 

"Siyaset bizimle ilgilenmiyor" hissi
14 Eylül Pazar günü, KRV'deki 396 yerde şehir ve belediye meclisleri, bölge meclisleri, belediye başkanları ve bölge kaymakamları seçilecek. Bu nedenle kampanyalarda partilerden çok adaylar ön plana çıkıyor. Ülkenin federal yapısı nedeniyle eğitimden ulaşıma dek pek çok alandaki kararlar yerel yönetimler tarafından alınıyor. Bu nedenle seçmenler yerel seçimlerde, federal meclis seçimlerinden daha farklı oy kullanma eğilimi gösteriyor.

Dolayısıyla Şubat sonunda yapılan genel seçimlerin sonucuna bakarak tahmin yürütmek ve nabız ölçmek güç. Ancak siyaset bilimci Oliver Lembcke'ye göre kesin olan bir durum var: KRV'deki pek çok vatandaşın belediyelerinin durumundan, özellikle de altyapının mevcut halinden memnun olmaması. "Yollar, köprüler, toplu taşıma, okullar; tüm bunlar insanları çok çabuk huzursuz ediyor, özellikle de siyasetin bu sorunlarla ilgilenmediğini hissettiklerinde" diyerek vatandaşa doğrudan dokunan konulardaki hoşnutsuzluğa işaret ediyor.

Ancak Lembcke, sadece yerel sorunların söz konusu olmadığını da ifade ediyor:

"Seçim kampanyasında, göç, göçün getirdiği aşırı yük ve göçün entegrasyon konusundaki sonuçları gibi federal düzeyde rol oynayan konuların da öne çıktığını görüyoruz" diye belirtiyor ve sözlerini "Bu sorunlardan bazılarını yerel politikanın çözemeyeceği biliniyor ancak yine de seçimlerde belirleyici öneme sahipler" diyerek tamamlıyor.

AfD'li belediye başkanı seçilmesi ihtimali düşük
Anketlere göre, özellikle Sosyal Demokratların büyük kayıplara uğraması bekleniyor. Gelsenkirchen veya Duisburg gibi ağır sanayinin ağırlığını kaybetmesiyle işsizliğin ve yoksulluğun arttığı Ruhr bölgesinde aşırı sağcı Almanya için Alternatif'in (AfD) güçlenmesi kuvvetle muhtemel.

Bu belediyeler, onlarca yıldır Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) kaleleriydi. Beş yıl önce yapılan son yerel seçimlerde AfD sadece yaklaşık yüzde 5 oy alırken son kamuoyu yoklamaları bu kez partinin oylarını üçe katlayacağını tahmin ediyor. Bu durum, AfD'nin kalesi sayılan doğudaki eyaletlerde ulaştığı yüzde 30'luk oy oranlarına henüz ulaşamayacağı anlamına gelse de ülkenin liberal ve refah seviyesi yüksek olan batı bölgelerinde de büyük bir yükseliş kaydedeceği anlamına geliyor.

Başbakan Vekili ve SPD Eş Genel Başkanı Lars Klingbeil, seçim kampanyası sırasında parti üyelerini uyararak "İnsanların endişeleriyle ilgilenmeliyiz" dedi. Çelik, kimya veya otomotiv sanayisinde çalışan pek çok kişinin işlerini kaybetme korkusu içinde olduğuna dikkat çekti.

AfD'nin konut sıkıntısı, artan kiralar veya okullardaki problemleri göçle ilişkilendirdiğini hatırlatan siyaset bilimci Lembcke ise, "Bundan besleniyor, bunlar AfD'ye oy kazandıran konular. SPD ise o konularda en çok seçmen kaybeden parti, çünkü söz konusu sorunlar arasında bağlantı kurmak gerektiğini düşünmüyor, zaten uzun süre bu konuları ele almak yerine susmayı tercih etti" diye belirtiyor ve partinin eski kalelerinde yaşaması muhtemel mağlubiyetlere işaret ediyor.

AfD, yerel yönetimlerin yetki alanına girmediği halde göçü seçimlere malzeme yaptı. Görseldeki parti renklerini taşıyan mavi üzerine beyaz yazılı afişinde, "Belediye meclisinde nitelikli iş gücüne ihtiyaç var" diyerek hem düzenli göçü eleştiriyor hem de seçmeni kendi adayına oy vermeye davet ediyor AfD, yerel yönetimlerin yetki alanına girmediği halde göçü seçimlere malzeme yaptı. Görseldeki parti renklerini taşıyan mavi üzerine beyaz yazılı afişinde, "Belediye meclisinde nitelikli iş gücüne ihtiyaç var" diyerek hem düzenli göçü eleştiriyor hem de seçmeni kendi adayına oy vermeye davet ediyor

Son genel seçimlerde AfD'nin oldukça güçlendiği eski işçi kenti Gelsenkirchen hatırlatıldığında ise Lembcke, KRV'de AfD'li bir belediye başkanı olma ihtimalini düşük gördüğünü belirterek cevap veriyor:

"Adayların doğrudan seçildiği yerlerde AfD'ye karşı ittifaklar oluşacaktır, çünkü partiler en şanslı karşı aday üzerinde anlaşma yoluna gidip onun arkasında birleşecek ve böylece belediyelerin maviye (AfD'nin parti rengi) dönmesini engelleyeceklerdir. Ancak bölge meclislerinde ve belediyelerde AfD'nin oyunda bir artış olacaktır" öngörüsünde bulunuyor.

Seçmenler Berlin'deki federal hükümetten memnun değil
KRV'deki olumsuz hava, 3 Eylül'de Alman kamu yayıncısı ARD'nin yaptırdığı Deutschlandtrend anketi sonuçlarıyla da örtüşüyor. Sonuçlar, Berlin'deki federal hükümeti oluşturan tüm koalisyon partilerini (CDU, CSU, SPD) endişelendiriyor.

Söz konusu ankete göre, Almanya çapında federal hükümetin çalışmalarından memnun olanların oranı sadece yüzde 22. Anketin federal hükümet için en rahatsız edici sonucu ise ekonomi, dış politika, vergi ve maliye politikaları gibi çok önemli farklı alanlarda da sorunların çözümünde seçmenin AfD'yi daha önce olduğundan çok daha yetkin görmesi. Göçmen ve sığınmacı politikalarında ise ankete katılanlar ilk kez AfD'yi, Başbakan Merz'in temsil ettiği Hristiyan Birlik partilerinden (CDU ve CSU) daha yetkin görüyor.

Koalisyon içi çatışmalar artabilir
KRV'de aşırı sağcı ve ırkçı AfD'nin başarı kazanması, özellikle göç, iç güvenlik ve sosyal konulara ilişkin meselelerde Berlin'deki iktidar koalisyonu üzerindeki baskıyı daha da artırabilir. Bu durum, aynı zamanda, AfD'nin Batı'dan çok daha güçlü olduğu Doğu Almanya'daki eyaletlerde görülen siyasi kutuplaşmanın artık Batı'ya da sirayet ettiğinin bir göstergesi olacaktır.

Başbakan Merz, KRV'de yaşanması olası bir hezimete karşı şimdiden tedbir alma peşinde. Son haftalarda adaylarına destek için geldiği KRV'de "Yerel seçimler yerel seçimlerdir" diyerek sonuçların federal hükümet üzerinde yaratacağı olası olumsuz etkileri frenleme yoluna gitti. Ancak kamuoyu yoklamaları, partisi CDU'nun o kadar endişelenmesine gerek olmadığını ortaya koyuyor. Bu eyalette en güçlü parti olarak kalması kuvvetle muhtemel, bu da KRV eyaletinde Yeşiller ile birlikte yürüttükleri koalisyona, sevilen genç CDU'lu politikacı ve Eyalet Başkanı Hendrik Wüst'e duyulan sempati sayesinde.

Ancak tahmin edildiği gibi, Merz'in ortağı Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) büyük bir hezimete uğraması ve AfD'nin oylarını artırması durumunda, federal hükümet ortakları arasında işbirliği daha da zorlaşacaktır. Özellikle son haftalarda sosyal yardımlarda planlanan tasarruflar nedeniyle yaşanan çatışmaların artmasına, Hristiyan Birlik ile SPD arasındaki işbirliğinin daha da zorlaşmasına yol açacaktır.

Siyaset bilimci Oliver Lembcke'ye göre, federal hükümetin ortakları, planladıkları kapsamlı programı ve kredilerle finanse edilen yatırımları seçim kampanyasında çok daha güçlü bir şekilde konu etmeliydi. "Para zaten ortada ve yerel bazda halka da ulaşmalı" diyerek yatırımlar için kurulan özel fona dair hedeflerin yerel seçimlerde vatandaşa daha iyi anlatılması gerektiğini savundu.
14 Eylül 2025 10:59
DİĞER HABERLER