Almanya'da PKK yöneticilerine karşı 1220 dava

Almanya'da son yıllarda PKK'nın yönetici kadrolarına yönelik davalarda artış görülüyor. Federal hükümet, Alman Ceza Kanunu'nun 129b maddesi uyarınca açılan soruşturma sayısının 1988'den beri 1220'yi aştığını duyurdu.

Almanya'da son yıllarda PKK'nın yönetici kadrolarına karşı açılan soruşturma ve davalarda büyük artış kaydedildi. Federal hükümet, sadece 2016 yılından 31 Ağustos 2020'ye kadar 786 kişi hakkında, toplam 721 soruşturma başlatıldığını açıkladı.

Alman Sol Parti milletvekili Ulla Jelpke ve partisinin meclis grubunun yönelttiği soru önergesinde, 1 Ocak 1988 yılından bu yana toplam kaç PKK yöneticisine, ne kadar soruşturma açıldığı ve kaçının hangi cezaları aldığı soruluyor. Hükümet, önergeye cevabında 1988 yılından 31 Ağustos 2020'ye kadar başlatılan soruşturma sayısını bin 220 olarak veriyor. Hakkında soruşturma açılan kişi sayısı da aynı zaman dilimi için bin 519.

Açılan davalardan ikisi müebbet hapis cezası ile sonuçlanırken birinde beraat, ikisinda de takipsizlik kararı verildiği bildiriliyor. 94 davada ise sanıkların 8 ay ile 13 yıl arasında hapis cezaları  aldığı belirtiliyor. 2016 yılından bu yana açılan davaların çoğunun ise devam ettiği dikkat çekiyor. Dernek ve gösteri yasakları bağlantılı soruşturma ve davalar bu rakamlara dahil değil.

PKK yöneticileri 129b'ye göre yargılanıyor

Almanya'da PKK yöneticileri Alman Ceza Yasası'nın 129b maddesine göre yargılanıyor. Düzenleme, kökeni Almanya dışında olan örgütlenmeleri kapsıyor. Suç sayılan bir eylemin Avrupa Birliği (AB) üyesi bir ülkede işlenmemiş olması, zanlı veya kurbanın Alman vatandaşı olması veya Almanya'da ikamet etmeleri halinde yargılanmasını mümkün kılıyor.

11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında radikal İslamcı grupların yargılanması için ceza kanununa ilave edilen madde bugün Türkiye'den de DHKP-C, PKK gibi örgütlerin üyeleri için uygulanıyor. 129b, bugün daha çok "yabancı bir terör örgütü üyesi olma ve onun için faaliyet yürütme" iddialarıyla, somut bir şiddet eylemi olmaksızın kullanılıyor. Bu durumda zanlının Almanya'da ikamet etmesi halinde soruşturma ve yargı süreci için Almanya Adalet Bakanlığı'nın sadece o olay özelinde veya gelecekteki benzer soruşturma ve yargılamalarda da geçerli olmak üzere kovuşturmaya yetki vermesi gerekiyor.

Alman Ceza Yasası'nın 129'ncü maddesi 1970'lerde silahlı mücadeleyi savunan bir örgüt olan Kızıl Ordu Fraksiyonu'nun (RAF) şiddet eylemlerindeki artış üzerine 1976 yılında yürürlüğe konuldu. Söz konusu madde, olası bir suçun hazırlık aşamasında yer alanların yargılanıp cezalandırılmasının önünü açması itibariyle yoğun tartışmalara neden oldu. Bugün de düzenleme hala "işlenmemiş bir suçu cezalandırmayı mümkün kıldığı" gerekçesiyle eleştiriliyor. Savunanlar ise suçu işlenmeden engellediğini ve hayat kurtardığını iddia ediyor.

Jelpke: 129b kaldırılmalı

Hükümete soru önergesini veren Sol Parti milletvekili Ulla Jelpke, Almanya'da 129b'ye göre mahkum edilen veya hakkında soruşturma başlatılan Kürtlerin hiç birine bizzat burada işledikleri bir suç iddiasının yöneltilmediğini söylüyor ve Kürtlerin yasal ve siyasi faaliyetleri nedeniyle cezalandırıldıklarını savunuyor. DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Jelpke, "Hakkında soruşturma başlatılan söz konusu Kürtlere ve siyasi faaliyet yürüten insanlara, tamamen yasal çalışmaları, gösteri veya etkinlik düzenlemeleri veya seçim kampanyalarına destek vermeleri, terör suçu olarak yöneltiliyor, zira arkasında PKK yöneticiliği olduğu tahmin ediliyor" eleştirisini getiriyor.

Jelpke'ye göre, 129b'nin uygulanması için Adalet Bakanlığı'nın yargı organlarına yetki vermesini de "adalet sistemine siyasetin müdahalesi" olarak yorumluyor ve "Böylesi bir paragrafın bir hukuk devletinde yeri yok ve kaldırılmalı" talebinde bulunuyor.

2010'dan bu yana çok sayıda terör örgütü kararı

Almanya'da Federal Yargıtay, 2010 yılında PKK'yı, Alman Ceza Kanunu'nunda yer alan 129b maddesine göre "yabancı bir terör örgütü" olarak derecelendirdi. Yüksek mahkeme, PKK veya ona bağlı diğer yapılanmaları büyüteç altına aldığı kararında cinayet veya kasten adam öldürmek gibi eylemlerinin "nefsi müdafa hakkı" olmadığına, devletler hukuku açısından da dayanağı bulunmadığına, üyelerinin "savaşçı" statüsünde görülemeyeceğine ve teammüller ve uygulamalar yoluyla oluşmuş bir hak konumu da arzetmediğine hükmetmişti.

Federal Yargıtay'ın kararı üzerine Adalet Bakanlığı da PKK ve bağlı yapılanmalarına yönelik soruşturmalar için 2011 yılında genel bir yetki vermişti. Alman hükümeti, verilen söz konusu genel yetkinin kapsamında o vakitten günümüze bir değişiklik yapılmadığını açıkladı.

Belçika'daki PKK kararı hakkında ne düşünülüyor?

Alman Sol Parti, hükümete, "28 Ocak 2020'de Belçika'da verilen ve PKK'yı terör örgütü olarak değil de bir iç savaşın tarafı olarak gören, dolayısıyla da terörle mücadele kanunu uygulanamaz" şeklindeki kararı hakkında ne düşündüğünü ve bundan ne sonuç çıkardığını da soruyor. Alman hükümeti ise bu soruya, Alman kanunlarınının, silahlı bir çatışmanın tarafı olmanın, terör örgütü olma ihtimalini ortadan kaldırmadığını belirterek karşılık veriyor.

28 Ocak 2020 tarihli kararında Belçika'da  Yargıtay, 2006’da başlayan ve PKK’ya mensup 36 kişinin yargılandığı davada, 2016'da verilmiş, itiraz üzerine temyize gitmiş ve 2019'da onanmış kararın doğruluğuna hükmetti. Karar, PKK'yı Türkiye'de ki iç savaşın aktörlerinden biri olarak görme temeline dayanıyor ve hukuken terör örgütü olarak nitelemiyor.
13 Ekim 2020 10:12
DİĞER HABERLER