İstanbul'daki Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak Hatay'da yapılan protesto gösterisi sırasında Abdullah Cömert'in öldürülmesinin, güvenlik sebebiyle Balıkesir'e alınan davasının yedinci duruşması yapıldı. Annesi Hatice Cömert ve babası Edip Cömert'in de katıldığı duruşma, 19 Şubat 2016 tarihine ertelendi. Mahkeme çıkışı açıklama yapan Hatice Cömert, Antakya'dan 18 saat süren yolculukla Balıkesir'e geldiklerini belirterek, "Biz adalet istiyoruz ama adalet yok. Ne adalet var, ne vicdan var. Mahkeme yine uzadı. Kimse ölmesin, başka ana ağlamasın. Ben 2.5 yıldır ağlıyorum." dedi.
Bir biber gazı kapsülünün başına isabet etmesiyle hayatını kaybeden Cömert'in ölümüyle ilgili davanın yedinci duruşması, Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Saat 09.00'da başlayan duruşma, yaklaşık bir saat sürdü. Adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Polis ekipleri, binanın çevresini bariyerlerle kapattı. Duruşmada, Hatice Cömert ve Edip Cömert ile avukatları hazır bulundu. "Olası kasıtla öldürme" suçundan tutuksuz yargılanan polis memuru A.K. ise Mersin Adliyesi'nden, Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yöntemiyle duruşmaya katıldı. Sanığın öncelikle gaz tüfeği atışıyla ölümün gerçekleşeceğini öngörüp öngöremeyeceği sorusuna cevap vermesi talep edilen, 1. Adli Tıp İhtisas Kurumu'nun raporu okundu. Raporda, "Kastın tayini, adli tıbbın çalışma alanına girmez." denirken konunun mahkeme tarafından aydınlatılmasının uygun olduğu vurgulandı.
Sanık avukatı İbrahim Uzun, adli tıp raporunda çelişkiler olduğunu belirterek, olayın müvekkilinin eylemiyle gerçekleştiğine dair şüphe ve kesin kanaat bulunmadığı savundu. Abdullah Cömert'in ölümünün, gaz fişeği kapsülünün açtığı yaradan ya da kapsülden yayılan siyanür karbürden kaynaklandığına dair bir bulgu olmadığını öne süren Av. Uzun, söz konusu fişeğin, A.K.'nin içinde olduğu Akrep aracından atıldığına dair iddiaların da kesinlik taşımadığını söyledi. Polis memurunun gaz fişeğini ateşlerken hedef gözetmesinin, gözetse de vurmasının mümkün olmadığını savunan Uzun, bu sebeple olası kasıtla cinayet suçundan yargılanamayacağını söyledi.
'ADALETİN YERİNE GELMESİ İÇİN SANIK TUTUKLANMALI'
Duruşmaya Mersin'den SEGBİS yöntemiyle katılan sanık polis memuru A.K. de avukatının beyanına katıldığını belirtti. Bu savunma karşısında yeniden söz alan Cömert ailesinin avukatı Hatice Can, adil yargılama için davanın Hatay'da görüşülmesi gerektiği savını tekrarladı. Yüz yüze sorgulama yapılması gerektiğine söyleyen Av. Can, "Akrep içindeki konuşmaların çözümünden, polislerin dışarıdaki kalabalığa öfke ve husumet duydukları açıkça ortaya çıkmıştır. Abdullah Cömert, ara sokaktan evine dönerken vurularak öldürülmüştür." ifadelerini kullandı.
Av. Tacettin Çolak ise ölümün gaz fişeğinden olmadığını savunmanın abesle iştigal olduğunu belirterek, Cömert'in gaz fişeğinden öldüğünün adli tıp raporuyla da ortaya çıktığını ifade etti. Adaletin yerine gelebilmesi için sanık polisin tutuklanması gerektiğini savundu.
Mahkeme heyeti, sanığın tutuklanması talebini, SEGBES aracılığıyla bütün duruşmalara katılması ve kaçma şüphesi olduğuna dair somut bir delil bulunmaması sebebiyle bir kere daha reddetti. Katılan taraflara, davanın esası hakkında yazılı sözlü beyanda bulunmaları için süre verildi.
Duruşmadan sonra adliye önünde bekleyen gruba desteklerinden dolayı teşekkür eden Hatice Cömert, "Biz adalet istiyoruz ama adalet yok. Ne adalet var, ne vicdan var. Biz Antakya'dan, Hatay'dan buraya geldik. Arabayla 18 saat sürdü. Mahkeme ise sadece bir saat sürdü. Mahkeme yine uzadı. Katil yine dışarıda. Allah kahretsin, benim oğlum sana ne yaptı? Sana sesleniyorum, benim oğlum sana ne yaptı? Senin gibi gençti. Allah kahretsin, emri verenlerin Allah belasını versin. Kim benim oğlumu katletti? Benim oğlumu katlettiler. Bu Abdullah'ın duruşması değil, hepimizin duruşması. Kimse ölmesin, başka ana ağlamasın. Ben 2.5 yıldır ağlıyorum. 2.5 yıl geçti, bu sekizinci duruşma. O hakim, o savcı korkuyorlar, ceza vermiyorlar. O katil dışarıda. Bizi Hatay'dan Balıkesir'e sürüklüyorlar. Benim oğlum Hatay'da öldü, Balıkesir'de ölmedi. Niye buraya taşındı? Bize ceza veriyorlar. Katile ceza vermiyorlar, bize ceza veriyorlar. Katilin tarafındalar. Bizi yanlız bırakmayan güzel insanlar, hepinize çok teşekkür ediyorum." diye konuştu.
Edip Cömert de vali, emniyet müdürü, İçişleri Bakanı ve Başbakan'ın da oğlunun ölümünden sorumlu olduğunu iddia ederek, "Bunlar emri en üst makamdan aldılar ve benim çocuğumu öldürdüler." dedi.
Av. Hatice Can ise mücadelelerinde başarıya ulaşacaklarına inandıklarını belirterek, "Sanığın hükmen tutuklanmasını umuyoruz. Artık sona yaklaştık. Türkiye, son derece karanlık bir evreden dönemeçli ilerlerken biz Gezi döneminde katledilenlerin cezasızlığına karşı mücadele ediyor ve adalet arıyoruz. Başından beri bu yargılanmanın Antakya'da yapılması gerektiğini söylüyoruz ama bu davada artık sona yaklaştık." ifadelerini kullandı. CİHAN