Babacan: Rakam telaffuz etmeye açıkçası dilim varmıyor

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, Türkiye'nin ekonomik gidişatından siyasi geleceğe dair birçok konuda değerlendirmeler yaptı.
BDDK'nın manipülatif işlem yaptığı gerekçesiyle önce üç yabancı bankaya işlem yasağı getirip, üç gün sonra kaldırmasını, "akıl tutulması" diye nitelendiren Babacan, "Özellikle finans piyasaları, hem teknoloji açısından hem bilgi açısından, düzenleyenlerin çok daha önünde koşar, yasaklarla yönetemezsiniz. Ha yasaklarsınız, ülkeyi küçültürsünüz, o mümkün. Ama ülkeyi büyüterek, zenginleştirerek, topyekün refahı artırarak yönetmek istiyorsanız, Türkiye ekonomisi ve finans yapısının dışarı açık olması lazım. Dışarı açık bir piyasanın da rasyonel yönetilmesi lazım" uyarısında bulunuyor.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın sorularını yanıtlayan Babacan,2023 Haziran’ına kadar Türkiye’nin bu sistemle devam edemeyeceği mesajını vererek, hâlihazırda İstanbul ve Ankara’nın kaybedilmesinin ardından bir erken seçim öngörmediğini, ancak 2021-2022'de biraz daha seçim ihtimalini yüksek gördüğünü söyledi.

OYUN KURALLARINI DEĞİŞTİRİYORLAR

Babacan, seçim sisteminde değişikliğe gidileceği, yüzde 50+1’in kaldırılacağı yolundaki kulislere ilişkin olarak ise, “Zemin kaybedilmeye başlayınca, destek kaybedilmeye başlayınca, oyunun kurallarını değiştirip, yeni kurallarla iktidarın devamı… Bu bizim toplumumuzda tutmuyor, bu defalarca test edilmiş. Bunu insanlar herkesten önce anlıyor. Bizim halkımız bunu anladığı anda işi bitirir, sona gidişi hızlandırır” yorumunu yaptı.

DARBE TARTIŞMALARI

Son dönemde, CHP'li bazı parti yöneticilerinin açıklamaları üzerinden "darbe iması, darbe çağrısı" havası oluşturulmasına tepki gösteren Babacan, “İyi bir gelecek vadedemeyince, korkularla yönetme, korkutup da destek toplama. Bu korku kaynaklarından birisini de askeri darbe olarak kullanmak iktidar açısından maalesef bir yöntem gibi görünüyor” dedi ve ekledi:

“En azından o hissiyatı verecek bir propaganda mekanizması kullanıyorlar. "Bak biz olmazsak kötüsü gelir ha, bizi destekleyin yoksa darbe kapıda" hissiyatı.. Bunlar açık açık söylenmiyor ama bu hissiyatı oluşturma çabasını ben biraz görüyorum. Bunlar çok yanlış. Bugün iktidarın çıkıp söylemesi gereken, kardeşim biz iktidarız, böyle bir şeye asla izin vermeyiz, biz yerimizdeyiz buradayız, havasında olması lazım. Bunları söylemeyip de el altından, satır aralarında o ihtimal varmış gibi mağduriyet havası oluşturup oradan destek toplamaya çalışmak, yazık, bu ülkeye yazık, ülkem adına üzülüyorum doğrusu. Hükümete düşen tedbirini almak, gereğini yapmaktır.”

IMF KONUSUNDA ÖYLE DÜŞMANLIK YAPTILAR Kİ...

İşin ekonomi yanında swap anlaşması başvurularına dikkat çeken Babacan, “Böyle dönemlerde büyük kaynak büyük merkez bankalarından gelir. Bunlar ABD, Avrupa, Japon, İngiliz merkez bankalarıdır” ifadesini kullandı:

“Uluslararası kuruluşlardan da bulunabilir; IMF, Dünya Bankası gibi, ama böyle dönemlerde onların verebileceği kaynak sınırlı. Örneğin IMF'nin acil olarak verebileceği Türkiye'nin milli gelirinin yüzde 1'idir. Ha daha yüksek miktarlarda da verir ama onun için de oturup program isterler şart koşarlar, o daha zor bir yoldur.”

"Öyle düşmanlık yaptılar ki, şimdi yanlış yapmışız diyemiyorlar" diye konuşan Babacan, "iç siyasette IMF düşmanlığı, uluslararası kuruluş düşmanlığı yaptılar, batı düşmanlığı yaptılar. O kadar çok düşmanlık yapıldı ki, şimdi iç kamuoyuna dönüp de 'Biz yanlış söylemişiz, şimdi bunlara ihtiyacımız var, onlara avuç açtık' demek istemiyorlar herhalde. Yoksa o laflar söylenmemiş olsa, Batı düşmanlığı yapılmamış olsa herhalde elleri daha rahat olurdu bugünlerde." dedi

İŞSİZLİK RAKAMININ VARACAĞI YERİ TELAFFUZ ETMEKTEN KORKUYORUM

Ali Babacan, daha önce farklı programlarda da dile getirdiği işsizlikte patlama yaşanacağına dair kaygısını yineledi.

“Açıklanan Şubat rakamı. Ama Şubat dediği Ocak Şubat, Mart ortalamasıdır” diyen Babacan, sözlerine şöyle devam etti:

“Ayda bir açıklar TÜİK ama bir ay önce bir ay sonrasını da kuşatır. Ücretsiz izin serbest, işten çıkarma yasak ama. Ücretsiz izine de devlet 1170 TL civarı bir şeyler ödüyor. Bir de tabii rakamları açıklayan kim, TÜİK!

Her ülkede işsizlik artıyor. Virüs salgını öncesi bizde genç işsizlik zaten yüzde 27'ye ulaşmıştı. Tarihi yüksek seviyeyi biz bu krizden önce gördük. Daha toparlanamadan bir de bu dalga geldi şimdi. Gerçek işsizlik rakamlarının ulaşacağı boyutu ben telaffuz etmekten korkuyorum açıkçası, dilim varmıyor o rakamları telaffuz etmeye."

13 Mayıs 2020 10:57
DİĞER HABERLER