´´Sevgi Evleri, o çocukların toplumla kaynaşması, kendini öteki gibi hissetmemesi adına çok önemli bir projeydi. Bizim en büyük problemimiz toplumla kaynaşma, toplumdan kendini farklı hissetme, öteki olduğunu hissetme durumuydu ve hat safhadaydı bu. Ama şimdi çocuklar öyle yetişmiyor. Çok önemli bir iş yapıldı. İnşallah bundan sonraki süreçte de toplum o çocuklara ´tu kaka´ şeklinde değil de gerçekten şefkat ve ilgi gösterilmesi gereken insanlar nazarıyla bakarsa, böyle yaklaşırsa biz bu kanayan yarayı hep birlikte şifaya çeviririz diye düşünüyorum.´´ Demirci´nin bu sözleri üzerine Bakan Şahin de yeni sistemde çocukların apartman dairelerinde yaşadığını, herkes için çok normal olan bu düzenin yurtlarda kalan çocuklar için büyük önem ifade ettiğini aktardı. Şahin, şunları kaydetti: ´´Onlara gidip ´ne fark var´ diye sorduğunuz zaman, ´Bakanım, adresim var. Halıya ayağımla basıyorum´ diyorlar. Ne kadar basit bir şey değil mi? Aslında insanların evinde ayağıyla halıya basması ne kadar normal. ´Okula giderken adres kısmında yuva yazmıyorum. Sokağım, numaram var´ diyorlar. Beni çok etkiliyor bunlar.´´ Çocukların evlerde sorumluluk almayı da öğrendiğini vurgulayan Şahin, sorumluluk vermeden yetişen çocukların 18 yaşından sonra ´´sudan çıkmış balığa döndüklerini´´ belirtti.