'Bakanlıkça onaylanan ilaç ücretini, SGK ödemede zorluk çıkarıyor'

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) hayati öneme sahip ilaçları ödenmede zorluk çıkarmasının hastaları zor durumda bıraktığını belirterek, hastaların hasarlı bir otomobil gibi 'tamir edilmeye değer' veya 'maliyeti kurtarmaz' mantığıyla değerlendirilmesini kesinlikle kabul etmediklerini vurguladı.

Saydan, "Hekimlerin önerdiği ve hastaların tedavisi için olmazsa olmaz denilecek ilaçların, Sağlık Bakanlığı'ndan da bu tedavi için gerekli olduğu onaylanmış olmasına rağmen, SGK'nın sadece tasarruf amaçlı olarak ödemede zorluk çıkarması hastalarımızı zor durumda bırakmaktadır." dedi.

TEİS Genel Başkanı Nurten Saydan, hayati önem arz eden ilaçlarda endikasyon uyumu aranması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Saydan, birçok önemli hastanın hayatlarını tehdit eden bu uygulamanın SGK ve Sağlık Bakanlığı tarafından derhal düzeltilmesini isteyerek, hiçbir şeyin insan hayatından daha önemli olamayacağını vurguladı. Saydan, şu ifadeleri kullandı: "Akciğer kanseri, MS, Lösemi gibi birçok hastalıkla mücadele eden hastaların bu uygulamayla hayati riskle karşı karşıya kalma tehlikesine uğradığını vurgulayıp, hekimlerin önerdiği ve hastaların tedavisi için olmazsa olmaz denilecek ilaçların, Sağlık Bakanlığı'ndan da bu tedavi için gerekli olduğu onaylanmış olmasına rağmen, SGK'nın sadece tasarruf amaçlı olarak ödemede zorluk çıkarması hastalarımızı zor durumda bırakmaktadır.

Akciğer kanserinde kullanılan Erlotinib etken maddeli ilaç için SGK, vatandaşın 'hiç sigara kullanmamış' olmasını şart koşması ve daha önce sigara kullanmış olan kişilerin tedavisi için bu ilacın parasını ödememesi, Multipl skleroz (MS) hastalarında kullanılan Fingolimod etken maddeli ilacın ödenmesi için başka bir ilacın 1 yıl süreyle kullanılmasını şart koşması, Azasitidin etken maddeli ilacın kronik miyelomonositer lösemi (KMML) ve akut miyeloid lösemi (AML) tedavisinde başarılı olsa bile 6 kürden fazla ödenmemesi, krizotinib etken maddesi içeren küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisinde kullanılan bir ilacın en az bir seri kemoterapi kullanmamış hastalara doktor gerekli görse bile ödenmemesi dikkat çekici birkaç örnektir. Yani SGK daha önce sigara içti diye bir hastayı akciğer kanseri tedavisine uygun görmediği gibi, MS hastalığı olan bir hastanın başka bir ilaçla 1 yıl zaman kaybetmesini şart koşarak adeta hastanın daha ağır ve gecikmiş bir MS hastalığıyla karşı karşıya kalmasını göze alabilmektedir."

'SGK KONUYA SADECE FİNANS VE MALİYET GÖZÜYLE BAKMAMALI'

Saydan, tedavi protokolünün belli safhaları ve yöntemleri var olduğunu ancak buna hekim ve Sağlık Bakanlığı'nın karar verdiğini açıkladı. SGK'nın konuya sadece finans ve maliyet gözüyle bakarak müdahale etmemesi gerektiğine dikkat çeken Saydan, şunları kaydetti: "Bilimsel olarak 'hastalık yoktur, hasta vardır ve tıp hastalığı değil, hastayı tedavi etmeye çalışır' yani her hastalık, her hastada aynı belirtileri göstermeyebilir, bu nedenle de her hasta için farklı ilaç, farklı yöntem ve farklı tedavi süresi söz konusudur.

Tıp bilimi bu sebeple her hastaya ayrı yaklaşım sağlayarak tedavi eden bir bilim dalıdır. Bu konuda karar verecek tek yetkili hastanın hekimidir. Hekim her hasta için uygun bir tedavi protokolü hazırlar ve uygular. Buna müdahale etmek hastanın hayatıyla oynamak demektir. Özellikle hastanın tedavisi için yapılan harcamaları israf olarak görmek ve tasarruf etmek için ödeme zorlukları çıkarmak insanların hayatını tehlikeye atacak bir yaklaşım olup tasvip edilmesi düşünülemez."

'HASTALAR HASARLI ARABA DEĞİLDİR'

Hastaların hasarlı bir otomobil gibi 'tamir edilmeye değer' veya 'maliyeti kurtarmaz' mantığıyla değerlendirilmesini kesinlikle kabul etmediklerini dile getiren Saydan, "Her vatandaşımız kıymetlidir ve bedeli ne olursa olsun sağlıklı yaşamaya ve sağlığını geri kazanmaya, bunun için de yüzde bir ihtimal bile olsa tüm tedavi yöntemlerini almaya hakkı vardır. Bunu sağlamak Sağlık Bakanlığı'nın, bedelini ödemekte SGK'nın asli görevleridir. Her iki kurumda herhangi bir bahane arkasına saklanmadan bu asli görevlerini yerine getirmek zorundadırlar." dedi.

Sağlıktan yapılan tasarrufun sağlıksız nesiller üreterek daha fazla harcamaların yapılmasına neden olacağını aktaran Saydan, "Kurumları sorunun biran evvel çözüme kavuşturulması için göreve çağırıyoruz ve vatandaşlarımıza ilaçlarını alıp tedavi olamadıkları bu durumun eczacılardan kaynaklanmadığını hatırlatmak istiyoruz. Halk sağlığının korunmasının ancak ilaç ve eczacılık hizmetinin kesintisiz devamı ile mümkün olduğunu yetkililer asla unutmamalılar. Sağlık harcamalarını düşürmek için ilacı alınabilir, ulaşılabilir ve bulunabilir olmaktan çıkarmayın. Zira sonra para harcayacak sağlığınız bile kalmayabilir." ifadelerini kullandı. CİHAN
15 Şubat 2016 11:09
DİĞER HABERLER