Balbay: Gemilerde ne kadar petrol olduğunu belgeleyen yönetmelik iptal edildi

Balbay: Gemilerde ne kadar petrol olduğunu belgeleyen yönetmelik iptal edildi
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, 11 Nisan 2002 tarihinde yürürlüğe giren Gemi Tanklarının Kalibrasyonuna dair yönetmeliğin 2 Aralık 2015'de yürürlükten kaldırıldığını söyledi. Yönetmeliğin, gemi tanklarında ne kadar yük olduğu, petrol veya türevinin ne kadar yüklendiğine ilişkin olduğunu ifade eden Balbay, "Bu yönetmelik iptal edildi. Bakanlık bu yönetmeliğini kaldırılmasının AB uyum çerçevesinde yapıldığını söyledi. AB ülkeleri ile ticarette böyle bir uyum söz konusu olabilir ama Türkiye ile örneğin Mısır, Suriye ya da başka bir ülke arasında bu tür alışveriş olduğunda bunun resmi kaydının söz konusu olması gerekir. Bu yönetmelik ortadan kalkınca kayıt da ortadan kalkacak. Bu konuda örneğin kaçakçılık iddiası ortaya atılırsa nasıl bir yanıt verilecek sorumuza 'Biz böyle bir mecburiyeti ortadan kaldırdık. Bir sorun olacağını şu aşamada düşünmüyoruz' dediler." şeklinde konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi.

2 Aralık günü Resmi Gazete'de gemi tanklarının kalibrasyonuna dair yönetmeliğin yürürlükten kaldırılmasına dair yönetmelik yayımlandığını belirten Balbay, "Bu yönetmelik, gemi tanklarında ne kadar yük olduğu, petrolün veya türev ürünlerinin ne kadar yüklendiği hatta geminin hangi tarafına ne kadar yüklendiğine ilişkin bir yönetmelik. Bu iptal edildi." dedi.

Gemi tanklarının kalibrasyonu yönetmeliğinin 11 Nisan 2002'de yürürlüğe girdiğini kaydeden Balbay, şöyle konuştu: "Bu yönetmeliğe göre bizim limanlarımıza gelen veya limanlarımızdan çıkan bir gemi bu sertifikayı alıyor ve sertifikanın ayrıntılarında ne kadar yük var, hangi bölümde ne kadar yük var, bütün bunları resmi kayda geçiriyor ve yola çıkıyor. Bu yönetmelik ne işe yarıyordu. Her şeyden önce herhangi bir kaçakçılık petrol ticareti kaçak yollardan Türkiye'ye petrol sokulması ya da Türkiye'den çıkarılması söz konusu olduğunda bu yönetmeliği gösteriyordu gemi firmasının sahibi ve ben bu işin içinde yokum diyordu. Ama şimdi bunu kaldırdılar. Bunu görünce 2 gündür hummalı bir çalışma içindeyiz. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, AB Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı bunun dışında sivil kuruluşlar gemi mühendisleri odası, deniz ticaret odası ile konuştuk. Bu sertifika niçin kaldırıldı? Onlar bilgileri olmadığını ve bu sertifikanın aslında deniz ticaretinde önemli bir işleve sahip olduğunu ve kaldırılmasıyla birlikte yerine neyin konulacağını bilmediklerini söylediler."

Bakanlığın bu yönetmeliği kaldırmasının AB uyum çerçevesinde yapıldığını söylediğini ileten Balbay, "Ama kendilerine AB ülkeleri ile ticarette böyle bir uyum söz konusu olabilir ama Türkiye ile örneğin Mısır, Suriye ya da başka bir ülke arasında bir bu tür alışveriş olduğunda bunun resmi kaydı söz konusu olması gerekir. Bu yönetmelik ortadan kalkınca kayıtta ortadan kalkacak. Bu konuda örneğin kaçakçılık iddiası ortaya atılırsa nasıl bir yanıt verilecek sorumuza şu karşılığı verdiler. Biz böyle bir mecburiyeti ortadan kaldırdık. Bir sorun olacağını şu aşamada düşünmüyoruz dediler." şeklinde konuştu.

OSMANLI'DA LALE DEVRİ VARDI ŞİMDİ SÜLALE DEVRİ VAR

Türkiye'nin uluslararası alanda ciddi bir suçlama ile karşı karşıya olduğunu vurgulayan Balbay, şunları kaydetti: "Bu ülkenin yönetiminden sorumlu olanlara soruyoruz. Böyle bir dönemde bu sertifika zorunluluğunu, gemilerde ne kadar petrol var, gemilerin neresine ne yüklendiği diye özetleyebileceğim bu sertifikanın mecburi tutulmasını niçin kaldırdınız? İkincisi bunun yerine ne koydunuz? Üçüncüsü şu anda Türkiye'de pek çok gazete Cumhuriyet, Birgün gibi gazetelerden Yeni Şafak, Akşam gibi gazetelere kadar hepsinde son üç günün en az birinde bu konu manşetti. Bir grup gazetelerde böyle ağır bir suçlama olamayacağına ilişkin karşı bir saldırı, böyle bir ticaretin Türkiye'yi zor durumda bırakacağına ilişkin bir değerlendirme vardı. Buradan sormak istiyorum. Bugün Sözcü gazetesinde var, Bilal Erdoğan'ın İtalya'ya kural dışı bir şekilde para soktuğu tartışması ile ilgili öteki gazetelerde var cumhurbaşkanının ailesinin de petrol kaçakçılığıyla ilgilendiği iddiasıyla ilgili. Burada cumhurbaşkanı Osmanlıdan da örnek verdi ama karşı karşıya kaldığımız tablo şu. Bir yanda Osmanlı'da lale devri vardı şimdi sülale devri var. Akla bunu getiren bir tablo ile karşı karşıyayız. Türkiye'nin ulusal onuru ile hiç kimse oynayamaz. İster Putin olsun, ister Obama olsun, çevre ülkelerden olsun hiç kimse Türkiye'nin onuruyla oynayamaz. Ama Türkiye'de de hiç kimse hiçbir yönetici böyle bir saldırı karşısında devletin gücünü zayıflatan bir icraat içine giremez. Limanlarımızın adeta kevgire döneceği ve hangi yükün girdiği, hangi yükün çıktığına ilişkin resmi bir evrakın olmama olasılığının yüksek olduğu bu tablo lehimize midir aleyhimize midir? Başta cumhurbaşkanı ve ailesi olmak üzere Türkiye'deki kimi kişilerin petrol kaçakçılığı yaptığı iddiasına -ki kabul edilemez bir iddiadır- yanıt vermek için elimizi güçlendirmekte midir, zayıflatmakta mıdır? Bu tartışmaların ortasında 2 Aralık günü bu sertifika zorunluğunu ortadan kaldırıyorsunuz." CİHAN
04 Aralık 2015 16:13
DİĞER HABERLER