Post modern darbe suçundan kurtulmaya çalışan 28 Şubat sanıkları da ‘paralel' iftirasına sarıldı.
Savcılığın talebi üzerine belgeleri mahkemeye gönderen Genelkurmay Adli Müşavir'ini ‘paralel' ilan ettiler. Delillerin yok sayılmasını istediler. Çevik Bir ise ifadesinde cemaatle mücadeleyi ilk kendilerinin başlattığını söyledi.
28 Şubat Post modern darbe süreciyle ilgili davada dün ilginç bir gelişme yaşandı. Refah-Yol hükümetini devirmeye teşebbüsle 103 kişinin yargılandığı davanın sanıkları, Mağdur olduklarını öne sürüp suçu ‘paralele' attı. Sanıklar ve avukatları, savcılığın talebi üzerine belgeleri mahkemeye gönderen Genelkurmay adli müşavirini de Paralel olmakla suçladı. Delillerin yok sayılmasını isteyen sanıklar, tanıklar için de benzer iddiada bulundu.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tanık olarak çağrılan eski başbakanlar Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Bazı sanık avukatları müştekilerin, bazıları ise 28 Şubat davasına Genelkurmay'dan belge gönderenleri ‘paralel' olmakla suçladı. Sanık avukatlarından Eren Tokatlı, Genelkurmay Adli Müşavirliği tarafından gönderilen belgelerin delil niteliği taşımadığını öne sürdü. Tokatlı, tanıkların ve müştekilerin ifadelerinin ‘paralel' oldukları gerekçesiyle alınmamasını istedi.
ORDUDAN ATILANLAR DA PARALELMİŞ!
Diğer sanık avukatı Ali Fahir Kayacan da Genelkurmay Adli Müşavirliği'nden gelen belgelere ilişkin benzer iddiada bulundu. Askeri yargı içinde ‘paralel' soruşturması olduğunu iddia eden Kayacan, buna gerekçe olarak “Askeri yargı üyeleri avukat Fidel Okan'a müracaat ediyorlar. Askeri yargı üyeleri gizli tanık yapılıyorlar. Genelkurmay adli müşaviri dahil bazı askeri yargı üyeleri soruşturulmaktadır. Gizli tanık olarak verdikleri ifadeler var.” dedi. 28 Şubat sürecinde Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) kararlarıyla atılan personelin sözde ‘paralel' olduğunu öne süren avukatlar, bu kişilerin ordudan ihracını savundu.
‘KARADAYI BİZİ YALNIZ BIRAKTI'
Avukatların ardından eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan söz aldı. 28 Şubat sürecinde Batı Çalışma Grubu'nun başkanlığını yapmakla suçlanan Doğan, Balyoz dosyasından gönderilen belgelerin askeriyenin içindeki bazı kesimler tarafından hazırlandığını ileri sürdü. Doğan, bu nedenle delillerin dosyadan çıkarılmasını istedi. Dönemin Genelkurmay 2. başkanı olan Çevik Bir, davanın mağduru olduğunu ileri sürdü. Dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'yı kendilerini yalnız bırakmakla suçlayıp “Maalesef Genelkurmay başkanı ifade vermek istemedi, bizi yalnız bıraktı. Sabaha kadar oturduk, mektup yazdık. BÇG'nin yasal olduğunu ve kendisinin bildiğine dair. Bize göre Genelkurmay başkanının tutuklanmaması, bizim yazımızdan sonra ifade vermeye gelmesi ve yurtdışı izninin dahi olması bizi tedirgin ediyor.” dedi. Cemaatle mücadeleyi ilk kendilerinin başlattığını söyleyen Bir, Kenan Evren için de “Ondan çok şey öğrendim, iftihar ederim. Vatanseverdi. ” dedi.
BİR VE DOĞAN'IN YURTDIŞI YASAĞI KALKTI
Mahkeme Çiller ve Yılmaz'ın tekrar tanık olarak çağrılmasına karar verdi. Ayrıca eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Salim Dervişoğlu'nun tanık olarak dinlenilmesine hükmetti. Mahkeme, delillerin toplanmış olması, sanıkların duruşmaları düzenli takip etmeleri gerekçesiyle Çevik Bir ve Çetin Doğan başta olmak üzere 7 sanığın adli kontrol şartını kaldırdı. DYP eski milletvekillerine istifa edip etmemelerinde ‘baskı ve tehdit' olup olmadığının da sorulmasını istedi. Duruşma, nisana ertelendi.