'Basın özgürlüğü daha da kötüye gidiyor, ama yüzde 95 bunu önemsemiyor'

Mazlumder eski Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu, Türksat yönetiminin, Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin istediği savunmayı ve talep ettiği ek süreyi yok sayarak Samanyolu Yayın Grubu bünyesindeki 13 kanalı karartmasına tepki gösterdi. Gergerlioğlu, basın özgürlüğünün daha da kötüye gittiğini belirterek, "Basın özgürlüğü ihlalleri başkaları tarafından umursanmıyor. Özgürlükleri önemli bulan Türkiye'de maalesef yüzde 5'lik bir kesim var. İnsanlar, aydınların, entelektüellerin çok önemsediği, özgürlükleri, demokrasiyi çok fazla önemsemiyor." dedi.

GÜYA BİR DÜNYA ÜLKESİYİZ, G20'YE EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ AMA...

Gergerlioğlu, yaptığı açıklamada, uzun süredir basına yönelik bir baskı olduğunu hatırlattı. Gergerlioğlu, şöyle devam etti: "Bu uzun süredir yapılan bir uygulama. Gülen Cemaati'ne yönelik bilinçli bir tavır maalesef. Basın özgürlüğüne en başta ihlal eden bir tavır. AB İlerleme Raporu'na yansıdı. Basın özgürlüğü konusunda son derece önemli sıkıntılar var Türkiye'de. Ama inanılmaz bir şey. Güya bir dünya ülkesiyiz, G20'ye ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye'nin, son ilerleme raporunda ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü alanındaki karnesinin çok zayıf olduğunu, giderek kötüye gittiğini de görüyoruz. Son ihlallerde bu rapora girmişti. Bunların hiç umursanmadan aynı tavra devam edilmesi son derece ilginç. Buna dünya bir şey demiyor mu? Anlamak mümkün değil. Çünkü ilerleme raporuna giren ihlaller, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü konusunda ihlaller son derece önemli. Bir demokrasinin olduğu ülkede en önemli özgürlükler bunlardır. Demokrasi bunlarla kendisini ifade eder. Demokrasi olduğu zaman ancak ekonomi gelişme olur. Bu bir gerçektir. Öbür türlü ülkeler ilerleyemez. Hiçbir alanda, siyasi alanda, ekonomik alanda ilerlemesini tamamlayamaz. İnsanlar ancak gündelik faydalarına bakarlar. Bunu ben çok önemli buluyorum. İlerleme raporlarına yansıdığı halde Türkiye'nin bu umursamazlığı, vurdumduymazlığı, hükümetin bu tavrı son derece ciddi bir problem."

BALKON KONUŞMASINA KUCAKLAYICI TAVIR VAR UYGULAMA TERSİ

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun seçim sonrası yaptığı balkon konuşmasında kucaklayıcı bir tavır sergilemesine, 'basın özgürlüğü kırmızı çizgimdir' demesine değinen Gergerlioğlu, şunları kaydetti: "Hem ilerleme raporlarına yansıyan Türkiye'deki özgürlüklerle ilgili son derece önemli ihlaller var hem de Başbakan'ın balkon konuşmasında yaptığı özgürlükleri esas alan konuşması var. Bundan sonra aynı tavrın devam ettirilmesi, aynı hukuksuzlukların devam ettirilmesi zaten ilginç. Önemli vurdumduymazlık hadisesi var. Ben yaptım oldu. Ben yaparım düşüncesi var. Bu kabul edilebilecek hadise değil. Ben anlamıyorum nasıl bir yüzle söyleyebiliyorlar. Türkiye'de bu kadar hadise yaşanırken, basın özgürlüğü, ifade özürlüğü ihlal edilirken, ilerleme raporları da açık ihlaller varken ardından Başbakan özgürlükçü bir perspektif çizerken, ardından da son gelişmelerin olması son derece manidar ve üzücü."

ÖZGÜRLÜKLERİ YÜZDE 5'LİK KESİM ÖNEMSİYOR

Özgürlüklerin ihlallerine karşı toplumun yüzde 95'inde bir vurdumduymazlık olduğunu vurgulayan Gergerlioğlu, şöyle konuştu: "İşin doğrusu yapılan anketlerde, son yapılan bir ankette halkın demokrasi ihlalleri, demokratik ihlallere karşı rahatsızlığı yüzde 5 düzeyinde. Maalesef insanlar hayatlarının o anki kalitesine sürdürülebilirliğine bakıyor. Bugün maalesef bu toplumda genel bakış açısı olarak çok büyük bir problem. Benim hayatım rahatsa, hayatımda az çok ortalama tutturmuşsam başkasının ihlal edilen özgürlüğü, her alanda bakıyorsunuz Türk'ün Kürt'ten haberi olmuyor, batının doğudan haberi olmuyor. Basın özgürlüğü ihlal edilenlerin hakları başkaları tarafından umursanmıyor. Bu önemli demokrasi sorunu var Türkiye'de. Bunu da önemli bulan Türkiye'de maalesef yüzde 5'lik bir kesim var. İnsanlar maalesef bizlerin aydınların entelektüellerin çok önemsediği, özgürlükleri, demokrasiyi maalesef çok fazla önemsemiyor. Ama bu geçerli durum değildir. Esas olan doğru olandır. Doğru olana talibiyiz. Bu tür ihlallere kesinlikle karşı durmak zorundayız."

TEK SESLİLİK SON DERECE TEHLİKELİ

Gergerlioğlu, muhalif kesimin susturulmasıyla tek sesli bir döneme doğru gidiş olduğunu, bunun tehlikesine dikkat çekerek, şunları aktardı: "Demokrasi demek yönetimin ve yönetilenin bulunduğu bir toplum demektir. Azınlığın haklarının korunması demektir. Seçimle işbaşına gelebilirsiniz, milli irade tecelli etmiş olabilir. Bir de muhalefet azınlık vardır. Onların da hakları vardır. İhlal edilmeden hep beraber toplu bir şekilde çoğulcu bir anlayış içerisinde devam etmek gerekir hayatı. Tek seslileşmek son derece tehlikeli bir durum. Hem siyaset için hem din için her türlü sosyolojik ortam için son derece sıkıntılı bir durum. Zaten bütün problemler buradan kaynaklanıyor. Her konuya bakarsanız, ister yönetim biçim olsun ister dini anlayış biçimi olsun. Allah (c.c) çok seslilik üzerine yaratmış. Çokluk, seslilik, çeşitliğinin esas olması üzerine yaratmış. Bu bir kere güzellik. İnsanı geliştiren bir durum. Öbür türlü insan geriler. Tek sesli olan bir ortamda insanoğlu, hayatının kalitesi iyidir, 'ben buna ses çıkarmayım' diyebilir ama gelişim, akletmesi, problem çözmesi, eleştirel biçimdeki beceriler, sorun kabiliyetinde gerilemeler olur. Türkiye bu noktada dünya sıralamasında son sıralarında. Eleştirel düşünme biçimlerinin gelişmesi açısından. Çok seslilik bundan dolayı önemli. İhlaller olmasa bile çok seslilik insanların gelişmesi için son derece önemli bir husus."

Baskıların devam edeceği gibi tavır olduğunu belirten Gergerlioğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Böyle bir ortamda artacak gibi görünüyor. İlerleme raporlarına rağmen bu kadar bariz ihlallere rağmen, bu tavır bu vurdumduymaz tavır söylenen parlak Başbakan cümlelerine rağmen devam ediyorsa aynı şekilde devam edecek. Bir irade var bu tavrın devam etmesine yönelik. Maalesef daha ağır ihlalleri yaşayacağız gibi bir görüntü var. Beklentim o. Kim ne derse desin biz hak hukuk adalet özgürlükler çizgisi üzerine kalarak eleştirimizi devam edeceğiz." CİHAN
16 Kasım 2015 11:50
DİĞER HABERLER