Belçika Türk basınından, radyo sunucusu Kenen Erer'e destek

Brüksel'de tek Türkçe yayın yapan Gold FM yönetiminin Kenan Erer'in sunduğu 'Karganın Kahvaltısı' isimli programa son vermesine medya çalışanları da tepki gösterdi. Başta Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) olmak üzere birçok kesimden tepkiler gelmeye devam ederken Brüksel'de bulunan çeşitli medya mensupları da yapılan uygulamayı eleştirdi.

Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini yıllardır Brüksel'de yakından takip eden gazeteci-yazar Sertaç Aktan, Kenan Erer'in radyodan uzaklaştırılmasını üzücü, düşündürücü ve endişe verici olarak yorumladı. Aktan, "Türkiye'de yaşanan bazı olumsuzlukların Avrupa'da yaşayan vatandaşlara kadar sirayet etmesi gerçekten üzücü buluyorum. Avrupa Birliği'nin kalbi dediğimiz Brüksel'de bunların yaşanması gerçekten üzücü, düşündürücü ve endişe verici." şeklinde tepkisini dile getirdi.

Radyo yöneticilerinin 'programın siyasi sebeplerle sonlandırılmadığı' yönündeki açıklamaları da tatmin edici bulmayan Aktan: " Bu açıklama çok somut değil. Radyodan yapılan açıklamada bunun siyasi baskılardan dolayı olmadığı belirtiliyor, o zaman hangi sebeplerden dolayı olduğu açıklanması gerekiyor. Ben bunları bir kayıp olarak görüyorum. Farklı seslere tahammülümüz olması lazım." diye ifade etti.

Belturkhaber Genel Yayın Yönetmeni Şükrü Sağlam'da tepkisini dile getirdi. Sağlam, "Demokrasi insanların düşüncelerini özgürce ifade edebilme rejimleridir. Bir insan sizin gibi düşünmüyor diye ötekileştiriliyor ve hedef haline getiriliyorsa burada toplum olarak bazı şeyleri sorgulamalıyız. Söyleyecek sözü olan bir insanı kimse engelleyemez. Su akar yatağını bulur. Geçmiş olsun." diye konuştu.

Brüksel'de aylık yayın yapan Binfikir gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serpil Aygün "Bizim gibi düşünmüyor diye yaptığı her eleştiriye baskı uygulanamaz. Bir fikre veya bir inanca hakaret diye algılayıp susturulan bu program, Belçikalı Türklerin günlük yaşadığı sıkıntıları baz alarak program yapıyordu. İçinde yaşadığımız Hıristiyan toplumuna Müslümanlığımızı, başörtümüzü, domuz eti yememenin, farklı yaşam ve görüşlere sahip oluşumuzu nasıl anlatacağımızı, bu haklarımızı nasıl koruyacağımızı son derece merak ediyorum. Bu baskıları yapanlar kendi farklılıklarını nasıl ifade edecekler ve bu farklılıkları özgürce yaşama haklarını nasıl savunacaklar?" diye sordu.?? CİHAN
02 Aralık 2015 15:39
DİĞER HABERLER