Bozdağ: Türkiye güvenliğini sağlamak için uluslararası çevrelerden izin almaz

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, terörle mücadelede sokağa çıkma yasaklarını sivil vatandaşlar için yaptıklarını söyledi. Bu konuda AİHM'ne açılan davaları hatırlatan Bozdağ, "Türkiye kendi ulusal güvenliğini temin etme ve koruma konusunda her türlü anayasal ve yasal adımları atma hakkına haizdir. Bu adımları atmak için uluslararası çevrelerden veya başka yerlerden izin almaya da ihtiyacı yoktur. Bizim yasalarımız bizim hukukumuz bu konuda nelerin yapılması gerektiğini açık açık ortaya koymaktadır." dedi.

Taksim'de bir otelde gerçekleştirilen Bilirkişilik Sempozyumu'na katılan Bekir Bozdağ, Türkiye'de bilirkişilik müessesinin kendisine yüklenen vazifeyi, toplumun güven duygusunu, tahkim edecek biçimde yerine getirmediğini söyledi. Bozdağ, şunları söyledi: "Keşke bilirkişilik müessesesi hukukun, adaletin doğru bir şekilde yerini bulması için üzerine düşeni tam anlamıyla yapıyor diyebilme imkanına sahip olabilseydik. Ama bu imkana sahip değiliz. Maalesef bizim yargılama süreçlerimizi en fazla uzatan konulardan bir tanesi de bu. Bilirkişi raporunu tanzim ediyor, rapor geliyor, bakılıyor pek çok eksiklikler var. Arkasından yeni bir rapor isteniyor. Bilirkişilik müessesinin yeniden düzenlenmesi ve bu konuda müstakil bir yasanın çıkarılacak olması Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesi, yargıya olan güvenin artırılması bakımından da büyük bir kıymete haizdir. Pek çok kişi Türkiye'de atılan bu adımları eminim ki yakından takip ediyor. Bundan sonra da takip edecektir."

'İSTİNAF MAHKEMELERİ 20 TEMMUZ'DA FAALİYETE GEÇECEK'

Yeni dönemde istinaf mahkemelerinin faaliyete geçeceğini belirten Bozdağ, "Türkiye, Avrupa Konseyi'ne üye ülkeler içerisinde istinaf mahkemesi olamayan tek ülke. Bütün AB üyesi ülkelerde var. Konsey üyesi ülkelerde var ama sadece Türkiye'de yok. 2004 yılında yasal alt yapı oluşturulmuş olmasına rağmen yıl 2016, tam 12 yıl geçmiş ama istinafı fiilen Türkiye'de faaliyete geçiremedik. 20 Temmuz itibariyle hem adli yargıda hem idari yargıda istinafı fiilen faaliyete geçiren adımı atmış olacağız. Bunu son derece önemsiyoruz. Esasında mazeretlere bakarsak istinafa hiç geçemeyiz." diye konuştu.

'SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARINI SİVİLLER İÇİN YAPIYORUZ'

Doğu ve Güneydoğu'daki bazı iller ve ilçelerdeki sokağa çıkma yasaklarını ne için yaptıklarını anlatan Bozdağ, şöyle devam etti: "Sokağa çıkma yasakları vatandaşımızın can ve mal emniyetini sağlamak, temel insani ihtiyaçlarına güvenli, huzur ve barış içerisinde ulaşmasını temin etmek. Eğitim, sağlık hakkının ve diğer haklarının ülkemizin bütün il ve ilçelerindeki gibi doğru ve sağlıklı bir biçimde yerine getirilmesini sağlamak, kamu düzeni ve güvenliğini tesis etmek. Bölgede teröristler tarafından kazılan hendekleri kaldırmak. Kurulan barikatları kaldırmak, mayınları temizlemek, bombaları, tuzakları yok etmek ve bölgede yaşayan insanlarımıza yaşamını yaşanmaz hale getiren teröristleri bölgeden temizlemek maksadıyla ilan edilmiştir."

Teröristlerin, sivillerin arasına karıştıkları zaman sivil insanların zarar görebileceğini ifade eden Bozdağ, "Sivil insanlar zarar görmesin diye kılı kırk yararcasına büyük bir titizlik ve hassasiyet içerisinde terör örgütüne ve teröristlerine karşı hukuk içerisinde, hukuka uygun bir biçimde bir operasyon yürütülmektedir." dedi.

Dünyadaki bütün demokratik ülkelerin terör konusunda aynı şeyleri yapacağını söyleyen Bozdağ, "Türkiye kendi ulusal güvenliğini temin etme ve koruma konusunda her türlü anayasal ve yasal adımları atma hakkına haizdir. Bu adımları atmak için uluslar arası çevrelerden veya başka yerlerden izin almaya da ihtiyacı yoktur. Bizim yasalarımız bizim hukukumuz bu konuda nelerin yapılması gerektiğini açık açık ortaya koymaktadır." ifadelerini kullandı.

'TERÖRLE MÜCADELE EDEN ÜLKELERİN HİÇBİRİ TÜRKİYE KADAR HUKUKA RİAYET ETMEZ'

Terörle mücadele konusunda hassas davrandıklarını söyleyen Bodağ, şöyle devam etti: "Bugün Türkiye gibi teröre muhatap ülkelerden, terörle mücadele eden ülkelerden hiç birisi Türkiye Cumhuriyeti kadar hukukun kurallarına azami riayet konusunda hassasiyet içerisinde değillerdir. Bakın Fransa'da olaylar oldu. Ortaya çıkan sonuçlar orada. Amerika'da 11 Eylül oldu. Başka konular oldu. Orada da anayasalar, insan hakları, demokrasi ve hukuk var. Vicdanlı, objektif, ideolojilerin esiri olmayan, terör örgütlerin maşası olmayan herkese diyorum ki elinizi vicdanınıza koyun. Amerika'nın, Fransa'nın, Almanya'nın, Belçika'nın terör söz konusu olduğu zaman yaptığı düzenlemeler, aldığı tedbirler, attığı adımlarla Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı düzenlemeler, aldığı tedbirler ve attığı adımları mukayese edin. O zaman Türkiye'nin farkını görme imkanı olacaktır. Bugün dünyada terörle mücadelesini hukuk devletinin ilkelerine azami riayet ederek sürdüren yegane ülke Türkiye'dir. Eksiğimiz yok mu? Vardır elbette ama en fazla hassasiyet gösteren ülke Türkiye'dir."

'BUGÜNE KADAR BİLEREK BİR SİVİLE ZARAR VERİLMEDİ'

Terör örgütünün, güvenlik güçlerinin sivil vatandaşlara zarar vermesi için çalıştığını söyleyen Adalet Bakanı Bozdağ, "Ama bu güne kadar bilerek herhangi bir sivil vatandaşımıza zarar verilmiş değildir. Bölgede hayatını kaybeden sivil yok mudur? Vardır. Onların büyük bir kısmı terör örgütünün ya infazıdır ya da terör örgütünün kurşunlarıyla hayatını kaybetmiştir. Çatışma sırasında hayatını kaybeden çok az sayıda vatandaşımız, keşke bu kayıplar da olmasaydı. Ama maalesef olmuştur. Onların da teröristlerin silahından çıkan kurşunla mı yoksa güvenlik güçlerinin silahından çıkan kurşunla mı hayatını kaybettiğine ilişkinde adli incelemeler devam etmektedir. Bu zaten inceleme sonrasında ortaya çıkacaktır." diye konuştu.

'BELEDİYELER CENAZELERİ ALIP MEZBAHAYA KOYDU'

Terörle mücadele edilen bölgelerde cenaze olduğunda adli inceleme yapıldığını belirten Bozdağ, "Otopsi yapılıyor. Sonucuna göre de hareket ediliyor. Morglarda bulunan cenazeler ailelere teslim edilmek istendiğinde aileler cenazeleri almıyor. Kendi isteğiyle değil, terör örgütünün baskısı nedeniyle almıyorlar. Terör örgütü aileleri tehdit ediyor." dedi.

Böyle durumlarda kimsesizlerin cenazelerinin belediyelere teslim edilmesi gerektiğini kaydeden Bozdağ, "Belediyeler de gelip almıyor. Ortada bir cenaze var ve bunda inancımıza göre defnedilmesi lazım. Ne yapılacak? Bunla ilgili bir tedbir lazım. Öte yandan, PKK terör örgütü ve PKK'nın destekçisi ve onun da desteklediği parti ve onun vekilleri, başka bir takım müzahir çevreler hem Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM), hem Anayasa Mahkemesi'ne müracaat edip 'devlet cenazeleri vermiyor' propagandası yapıyorlar. Ailelere baskı yapıyorlar, belediyeler cenazeleri almıyor. Öte yandan da gazetelere, televizyonlara, mahkemelere, meclise gelip bunu yapıyorlar." şeklinde konuştu.

Adli Tıp Kurumu yönetmeliğini değiştirerek ilave yaptıklarını anlatan Bozdağ, "Belediye yanına mülki idare amirliğini koyduk. Cenaze kimsesizse ve belediye almazsa mülki idare amirine yetki verdik. Kimliği belliyse ailelerine gelin alın denilecek. Eğer 3 gün içerisinde aile cenazesini almazsa, cenazenin defnedilecek. Bu değişikliğin yürürlüğe girdiği gün cenazeleri almak için geldiler. Ama maalesef defin yerine PKK terör örgütünün baskısıyla aileler cenazelerini belediyelere teslim etmek zorunda kaldı. Belediyeler de götürdü cenazeleri mezbahaya koydu." ifadelerini kullandı.
CİHAN
22 Ocak 2016 13:59
DİĞER HABERLER