Cemal Kaşıkçı dosyası şimdi de Anayasa Mahkemesi'nde

Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, AYM’ye yaptığı başvuruda dosyanın Suudi Arabistan'a devredilmesi kararının iptal edilmesini istedi.

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülen Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, 26 sanığın yargılandığı davanın dosyasının Suudi Arabistan’a devrini Anayasa Mahkemesine (AYM) götürdü.

AYM’ye bireysel başvuruda bulunan Cengiz, devir kararının iptal edilmesini, 26 sanığın yargılandığı davanın da yeniden görülmesini istedi.

Cengiz avukatı Gökmen Başpınar aracılığıyla yaptığı başvuruda “adil yargılama, hak arama, etkili başvuru ve mahkemeye erişim” hakları ile “eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı, yaşam haklarının” ihlal edildiğini belirtti. Katillerin bizzat azmettirene teslim edildiğini söyledi.

Dilekçede Adalet Bakanlığı’nın Türkiye adalet tarihinde görülmemiş bir hızla ve kanuna aykırı şekilde davanın devredilmesine yönelik görüş bildirdiği aktaran Cengiz dosyanın bu şekilde kapatıldığını anlattı.

“Siyasi nedenlerle devredildi”
Dosyada, siyasi emeller sebebiyle eşitlik ilkesine aykırı bir süreç işletildiği de belirten Cengiz, karara yaptıkları itirazların da gerekçesiz reddedildiği ekledi.

“Cemal Kaşıkçı, Suud yönetimi ile görüş ayrılıkları sebebiyle katledilmiş, katilleri yargılanırken devlet politikası ve siyasi nedenlerle dosya devredilmiş ve idarenin işlemine karşı itirazlarımız da ivedilikle reddedilerek, dosya kapatılmıştır” dedi.

Devretme kararıyla fiili işleyen kişilerin adil biçimde yargılanmasının mümkün olmadığı da dilekçede belirten Cengiz, kararda belirleyici olanın “Suudi Arabistan ile uzun süredir bozuk olan ilişkiler” olduğu ifade etti ve şöyle dedi:

“Bu konuda verilen Bakanlık görüşü ve görüşün oluşturulmasındaki takdir yetkisi açıkça Anayasa’ya aykırıdır. Verilen nakil kararı yaşam hakkına yönelik devletin pozitif yükümlülüğünü ortadan kaldıracak veya sınırlayacak meşru bir amaca dayanmamaktadır.

“Yargılamanın naklinin yapıldığı ülke ile olan ilişkiler ve kamuoyunun malumu olan tartışmalar dikkate alındığında, devletin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmediği, yerine getirmemesinin ise hiçbir makul ve meşru temele dayanmadığı anlaşılmaktadır.

Ne olmuştu?
Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman'a yönelik eleştirileriyle bilinen ve Washington Post gazetesinde köşe yazarlığı yapan Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018'de nikah işlemleri için gittiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğundan bir daha çıkamadı.

İlerleyen süreçte Kaşıkçı'nın, konsoloslukta öldürüldüğü ve cesedinin parçalandığı ortaya çıktı. Kaşıkçı'nın cesedine bugüne kadar ulaşılamadı.

Uluslararası baskılar karşısında Suudi Arabistan'da yapılan yargılamada ismi açıklanmayan beş sanık idam cezasına, üç kişi de ağır hapis cezalarına çarptırıldı. İdam cezaları bir süre sonra 20 yıla varan hapis cezalarına çevrildi.

Türkiye'de de Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili 20 kişi hakkında "canavarca hisle öldürmekten" dava açıldı. Davada yargılanan kişi sayısı daha sonra 26'ya çıktı.

31 Mart 2022’deki duruşmada Suudi Arabistan, dosyanın kendilerine devrini ve sanıklar üzerindeki kırmızı bültenin kaldırılmasını istedi.

Duruşma savcısı da bu yönde mütalaa verdi ve mahkeme konunun Adalet Bakanlığı'na sorulmasına hükmetti. Ardından Adalet Bakanlığı bu talebe olumlu yönde cevap verdi.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi de davayı Suudi Arabistan’a devretti. Bu karara karşı yapılan itirazları da mahkeme reddetti.

Veliaht Prens Muhammed Bin Selman, 2019'daki bir açıklamasında "Kaşıkçı cinayetini işleyenlerin sorumluluğunda olduğunu" kabul etmiş ancak cinayetten haberi olduğu değerlendirmelerini inkar etmişti. 

17 Ağustos 2022 11:31
DİĞER HABERLER