‘Çiftçinin alım gücü kalmadı, soğan yeni yılda 10 lira’

Yaz aylarının zam şampiyonları arasında yer alan soğan kasım ayı enflasyonunda yüzde 50 oranında artış gösteren ürün olarak öne çıktı.



Pazarcıların, soğanın kilosunun yılbaşına kadar 10 lirayı bulacağını öngördüğüne dair bazı ifadeler yakın zamanda tartışma konusu olurken soğan depolara baskınlar dünya basının da dikkatini çekmişti.

Dünya gazetesinden Ali Ekber Yıldırım, “Kuru soğan önümüzdeki aylarda daha çok gündeme gelecektir” diyor ve ekliyor:

“Depolarda yeni sezona yani nisan-mayıs ayına kadar Türkiye'nin tüketimini karşılayacak kadar soğan olmadığı tahmin ediliyor. Depolardaki üründe görülen yoğun çürüme nedeniyle, yeni yılda piyasaya arz edilecek kuru soğan miktarının düşmesi ve fiyatın kilo başına 10 liraya kadar yükselmesi bekleniyor.”

Hemen herkeste "ne olacak bu soğanın hali" sorularının dillerde dolandığını söyleyen Yıldırım, Dr. Hasan Ünal’ın "Soğan Neden Böyle Oldu?" sorusuna şöyle cevap verdiğini aktarıyor:

"Soğanların depoda çürümesindeki en önemli nedenlerinden biri, üretimde F1 tohumlarından olmaması gereken şekilde üretilen ve satılan F2 tohumlarının kullanılmasıdır. F2 tohumları üretimde kullanıldığı zaman elde edilen soğanlar arasında olgunlaşma süreleri bakımından 3 çeşit soğan bulunur. F1 hibridinin anasına benzeyen, babasına benzeyen ve son olarak F1 hibrit gibi olan üç tip soğanında olgunlaşma zamanı farklıdır. Çünkü bu 3 tip soğan arasında erken olgunlaşanlar olduğu gibi geç olgunlaşan soğanlar da bulunur. Farklı zamanlarda olgunlaşan bu 3 tip soğandan birinin veya ikisinin olgunlaşmadan çuvala girmesi çürümeye neden olmaktadır. Çürüme ürün kaybına neden olmakta ve ürün kaybı da piyasada az miktarda soğan bulunmasına ve soğan fiyatının artmasına neden olmaktadır. Diğer taraftan F1 çeşitler için bu tür riskler yok denecek kadar azdır. F1 hibrit soğanlarda tüm soğanların olgunlaşma zamanı homojen olarak aynı anda olup sorunsuz bir şekilde bozulma-çürüme olmadan depolanabilir ve ürün kaybı meydana gelmez."

Kuru soğanda en önemli faktörlerden birisinin tohum olduğunu anlatan Hasan Ünal,  "Bundan 10 yıl öncesine kadar standart tohumlardan soğan üretilirdi. Yani soğan eken çiftçi kendi ürettiği soğandan tohumluk ayırır ve ekerdi. Hibrit tohum yoktu. Son yıllarda verimi artırmak, kaliteli ve belli standartlarda üretim yapmak için dünyanın önde gelen üreticileri hibrit soğan tohumu geliştirdi. Japonya, Çin, Hollanda hibrit tohumdan soğan üretimine geçti” diyor.

MTN Tohumculuğun standında şirketin kurucu ortağı Ata Tan ise çiftçinin alım gücü kalmadığını söylüyor.

Ata Tan'a göre, soğanda yaşanan hastalığın tohumculukla ilgisi yok. Türkiye'de yaşanan çürüme, hastalık sorununun bu yıl Azerbaycan, Rusya ve Bulgaristan'da da yaşandığını ifade ediyor.

“Dolar arttı diye gübre, ilaç her şeye zam yapıldı” diyen Tan, “Dolar 7 liradan 5 liraya yani yüzde 25 geriledi ama çiftçinin girdi fiyatında düşüş olmadı. Stokçuluktan daha kötüsü bu” görüşünü dile getiriyor ve şöyle devam ediyor:

“Burada asıl önemli olan çiftçinin alım gücü. Alım gücü kalmadığı için çiftçi gübre, tohum, ilaç alamıyor. Ürününe bakamıyor. Bu nedenle Soğan eken çiftçi sayısı azaldı. Çünkü para kazanan çiftçi değil. Tüccar bu yılki durumu erkenden gördü. Çiftçiden soğanı 1 liraya aldı. Şimdi 2.5 liraya satıyor. Tüccar şimdi sağlam soğan bulamadığı için fiyatlar yükseliyor. Kimse bu kadar kısa sürede çürüme olacağını beklemiyordu. Normalde çürüme yüzde 15'i geçmez. Ama bu sene yüzde 30-35 çürüme var. Böyle giderse ocakta soğan 10 lirayı bulur. İthalat için soğan bulmak zor. Kazakistan'da sağlam soğan var. Belki buradan ithalat yapılabilir. Azerbaycan deniliyor ama orada sağlam soğan yok."

04 Aralık 2018 09:50
DİĞER HABERLER