BirGün gazetesi yöneticilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettikleri iddiasıyla yargılandığı davada gazetecilere 11 ay 20 gün ceza verildi. Mahkeme, sanıkların gazeteci olmaları nedeniyle cezada indirime gitti.
BirGün Gazetesi Genel Yayın Danışmanı Barış İnce, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Berkant Gültekin ve muhabir Can Uğur hakkında 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçlamasıyla açılan davada karar çıktı. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanık gazeteciler katıldı. CHP milletvekilleri İlhan Cihaner, Gamze İlgezdi ve Veli Ağbaba, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş da destek için mahkemeye geldi.
Berkant Gültekin, slogan ya da manşetin suç olmayacağını söyledi. Gençlerin ölümünden sorumlu tuttuğu Erdoğan'ın gençlerin ölümünden sorumlu olduğunu savunan Gültekin, bu nedenle Erdoğan'ın hukuksal olarak olmasa da siyasi olarak zanlı olduğunu belirtti. Haklarında verilecek kararın bu gerçeği değiştirmeyeceğini söyleyen Gültekin, Katil yine katildir, hırsız yine hırsızdır. Karar olumsuz çıkacaksa şunu hatırlatmak isterim; adaletin ayağı topaldır ancak bir gün geç de olsa gelir." dedi.
Manşetin arkasında olduklarını belirten sanık Can Uğur, öldürülen gençlerin ve evlerden çıkan paralarla ilgili kamuoyunun sesi olduklarını savundu.
Sanık Barış İnce, bir mitingde atılan slogan nedeniyle insanların tutuklandıklarını kaydetti. Bu durumun ilgi çekmesini istedikleri için olayla ilgili bu manşeti attıklarını söyledi.
'ÖZAL, ÇİZENİ DEĞİL KARİKATÜRÜ ASIYORDU'
Sanıkların avukatı Tolgay Güvercin de, gazeteci Ertuğrul Özkök'ün 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal ile ilgili bir anısını anlatarak savunma yaptı. Güvercin, Özkök'ün anlattığını belirttiği olayı şöyle aktardı: "Özal'ın bir karikatürü yayınlanmıştı gazetede. Yayınlandığı akşam Özal, Özkök'ü arayarak karikatürle birlikte yanına gitmesini istiyor. Özkök, Özal'ın yanına giderken endişeleniyor ancak gittiğinde duvarda boy boy Özal karikatürlerinin asılmış olduğunu görüyor. Yani Özal karikatürü yapanı asmaya değil, karikatürü asmaya çağırmış."
Bu anıyı o dönemle bu dönemi kıyaslamak için anlattığını belirten Güvercin, Cumhurbaşkanına hakareti düzenleyen TCK 299. maddenin son dönemde kullanılmaya başlandığını kaydetti. Güvercin, bu maddenin eski 301. madde gibi baskı aracına döndüğünü savundu. Anayasa Mahkemesi'nin özgürlük yönünden örnek kararlarını mahkemeye hatırlattı.
Savunmalardan sonra mahkeme kararını açıkladı. Sanıkların Cumhurbaşkanına hakaret ettiğine hükmeden mahkeme önce birer yıl hapis kararı verdi. Suçun alenen işlenmesi nedeniyle artıran mahkeme cezayı birer yıl 2'şer aya çıkardı. Sanıkların gazeteci olmaları nedeniyle indirim uygulayan mahkeme cezayı 11'er ay 20'şer gün olarak açıkladı.
Mahkeme, cezanın kısa süreli olması, sanıkların daha önce 3 aydan fazla ceza almamış olmaları ve tekrar suç işlemeyecekleri kanaati oluştuğu gerekçesiyle hapis cezasının ertelenmesine hükmetti. Sanık gazetecilerin bir yıl denetime tabi tutulması kararlaştırıldı.
Karar sonrası adliye önünde basın açıklaması yapıldı. Hapis cezası çıktığını belirten Barış İnce, "Bu slogan atıldığı için ya da bu sloganın atılmasını biz savunduğumuz için, bu sloganı atan insanların tutuklanmasını protesto ettiğimiz için bu cezaya çarptırıldık. Hak ettiğimizi düşünmüyoruz fakat o kadar kötü şeyler yaşanıyor ki bu ülkede. 2 ay önce arkadaşlarımız katledildi. Bizim yaşadıklarımız onların yanında bir hiçtir. Biz doğru bildiklerimizi söylemeye devam edeceğiz. Bizim davalarımız bitmez, sıkça görüşeceğiz." dedi.
'YARGI TUTUKLANMIŞ DURUMDA'
Kendileri için yüz ağartıcı bir suç olduğunu ifade eden Berkant Gültekin, "Manşeti attığımız için utanmıyoruz ya da çekinmiyoruz. Tek söylemek isteyeceğim bu. Bir de şunu söyleyebilirim; yargı iktidar tarafından tutuklanmış vaziyette. Yani bize verilen ceza sadece bir teferruat aslında. Yargı tutuklanmış. Yurttaşların hiçbir şekilde güvencesi kalmadı ifade özgürlüğü anlamında. Bunda sonraki süreci de eğer iktidarın baskısı azalmazsa yurttaşlar açısından karanlık bir süreç olduğunu söyleyebiliriz." diye konuştu.
Kararın kendileri için şeref madalyası olduğunu belirten Can Uğur da, "Biz Ali İsmaillerin, Berkinlerin sesi olmaya çalıştık. Tarihe bir not düştüğümüzü düşünüyorum. Bu şeref madalyasını da onurumuzla taşıyacağız. Sözümüzün de arkasındayız adalet sağlanana kadar." şeklinde konuştu.
CİHAN