Danimarka'da AB ayrıcalıklarının oylanacağı 3 aralık referandumu için nefesler tutulmuş durumda. Hükümetteki Liberal Parti ve Anamuhalefetteki Sosyal Demokrat Parti'nin 'Evet' dediği referandum Danimarka'nın AB macerası için yeni bir dönüm noktası olacak.
Danimarka Avrupa Birliğine (AB) üye olmasına rağmen yıllarca diğer üye ülkelere göre oldukça farklı bir statüye sahip oldu. 1992 yılında Maastricht Sözleşmesini reddederek elde ettiği bazı ayrıcalıklar bugün tartışma konusu. Oldukça zor bir dönemden geçen AB, Brüksel'in merkezi konumunu güçlendirmek istiyor. Bu yüzden AB genelinde yetkili kurum ve kuruluşların sayısı artırıldı. Ortak politikalar genişletildi ve yeni işbirliği alanları oluşturuldu. Yaşanan mülteci kriziyle birlikte bu alanlar daha da genişletildi. Neticede bir zamanlar Danimarka için 'ayrıcalık' olan alanlar şimdilerde önemli bir sorun kaynağı olmaya başladı. Danimarkalılar bu yüzden 3 Aralık günü halk oylamasına gidecek. Neticede karar verecekleri ise özetle; AB ile daha fazla işbirliği mi yapılıp yapılmayacağı. Mevcut terör tehdidi ve mülteci krizi dikkate alındığında Danimarka'nın AB desteği olmadan tek başına bu sorunlarla mücadele etme şansı oldukça az.
TAM OLARAK NE OYLANACAK?
Danimarka 1992 yılında Maastricht Sözleşmesini reddetti. Bu sözleşmeyle birlikte esasen günümüz Avrupa Birliği'nin temelleri atılmıştı. Sözleşme birlik üyesi ülkelerin; ekonomik ve parasal işbirliği, ortak dışişleri ve güvenlik politikası, savunma, adalet ve içişleri politikaları ve AB vatandaşlığı konusunda ortak hareket etmelerini öngörüyordu. Halihazırda Europol gibi AB genelinde yetkisi bulunan çok sayıda kurum ve kuruluş bu anlaşmanın akabinde oluşturuldu. Danimarka'nın bu anlaşmayı reddetmesiyle birlikte AB üyesi ülkeler ile Danimarka arasında özel bir anlaşma imzalandı ve Danimarka; savunma, para birimi, AB vatandaşlığı ve AB adalet sistemi konusunda kendi politikalarını takip etme hakkı kazandı. Diğer konularda ise Danimarka AB kanunlarına uyacaktı. Söz konusu anlaşma o yıllarda görevde olan Danimarka hükümeti tarafından büyük bir başarı olarak lanse edildi ve bu anlaşmanın ilerde değiştirilmesini zorlaştırmak istediler. 1993 yılında Danimarka Parlamentosu'nda özel bir kanun çıkarıldı ve ayrıcalıkların değiştirilmesinin ancak halkoylaması yoluyla mümkün olabileceğine karar verildi.
EUROPOL NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Halihazırda Danimarka savunma alanında ayrıcalıklı olmasına rağmen Avrupa Birliği Polis Teşkilatı Europol ile işbirliği içerisinde çalışma yürütebiliyordu. Ancak 2016 yılında AB tarafından hazırlanacak yeni Europol yasası bu işbirliğini imkansız hale getiriyor. Danimarka'nın Europol ile işbirliği halinde çalışabilmek için tek şansı bu konudaki ayrıcalığından vazgeçip diğer AB üyesi ülkelerin tabi olduğu kanunlara tabi olmak. Mevcut terör tehditi ve mülteci krizi dikkate alındığında Europol ile işbirliği içerisinde çalışmak Danimarka için son derece önemli. Nitekim Danimarka polisi yada istihbaratı tek başına AB genelinde etkili olacak terör olayları ile mücadele edebilecek kapasiteye sahip değil.
GÖÇMEN POLİTİKASINDA DEĞİŞİKLİK YOK
Göçmen ve entegrasyon konusunda şimdilik herhangi bir değişiklik olmayacak. Danimarka Başbakanı Lars Lökke Rasmussen, ileride bu konuda bir değişiklik yapılması gündemde olursa bunu yeniden halkoylamasına sunacaklarının sözünü verdi. Ancak bununla birlikte başta Danimarka Halk Partisi (DF) olmak üzere birçok kesim söz konusu halkoylamasından evet çıkması halinde Danimarka'nın illerde bağımsız göçmen politikası belirleme şansının çok zor olacağını savunuyor.
Referandumda 'evet' kampanyası yapan partiler:
Liberal Parti (V)
Sosyal Demokrat Parti (A)
Sosyalist Halk Partisi (SF)
Radikal Parti (B)
Muhafazakar Parti (C)
Alternatif Parti (Å)
Hayır diyen partiler
Danimarka Halk Partisi (O)
Liberal Birlik Partisi (I)
Enhedslisten (Q) CİHAN