Samanyoluhaber.com yazarı Behram Kılıç dün Kadıköy'de oynanan Fenerbahçe Galatasaray derbisini analiz etti.
Bu sezon F.Bahçe ve G.Saray için daha bir önemli. Her iki camia da 4. yıldızı ilk takan olmak istiyor. Bunu başarmak isteyen iki genç hoca İsmail Kartal ve Hamza Hamzaoğlu İstiklal Marşı okunurken yan yanaydı. İkili birbirlerine samimi bir şekilde başarı diledi. Tırnaklarıyla kazıyarak bugünlere gelen her iki isim için de bu maç çok büyük anlam ifade ediyordu. İsmail hoca açısından derbiden alınacak olası bir mağlubiyet her şeyin sona ermesi demekti. Zira bu ülkenin futbol ikliminde onun gibi emekçilerin gözünün yaşına bakılmıyordu. Hamza hoca ise aradaki puan farkından dolayı daha rahattı. Ama onun da hedefi büyüktü: 15 yıldır yapılamayanı yapmak, Kadıköy’de F.Bahçe’yi yenmek. Lakin imkânları İsmail hocaya göre daha kısıtlıydı. Bir kere Semih’in sakatlığı, Melo’nun eksikliği böylesine bir maç için büyük handikaptı. İdeal bir sol beki de yoktu. Daha çok ileri uçta oynamayı seven Olcan mecburen sol bek için görevlendirilmişti. Umut-Burak ikilisi ile maça çıkması rakibinin geriden başlayacak ataklarını engellemek amacını taşıyordu. Umut özellikle ilk yarıda Caner’in ileri çıkmasına müsaade etmedi.
İsmail hoca ise Diego-Emre ikilisini bir arada oynatarak olağan kadrosunun dışına çıktı. Diego top ayağındayken olumlu işler yaptı ama ikili mücadelelerde rakiplerine üstünlük kuramadı. Maç beklenenin aksine G.Saray’ın arzulu, iştahlı oyunu ile başladı. Bu arzu ilk 20 dakika kesintisiz sürdü. Bu bölümde Selçuk’un şutunu Volkan mükemmel kurtardı. Burak’ın karşı karşıya kaldığı pozisyondaki aşırtma vuruşu üsten auta çıktı. İlk yarı boyunca G.Saray genelde Olcan-Telles ikilisiyle rakibe soldan yüklendi. 20. dakikadan sonra ise F.Bahçe toparlandı. Sarı-Lacivertliler Gökhan Gönül’ün parsellediği sağ kanattan etkili olmaya başladı. Devrenin sonuna doğru sakatlanan Hakan Balta’nın yerine oyuna Koray’ın girmesi Hamza hoca adına işlerin iyi gitmediğinin habercisiydi. İkinci yarının neredeyse tamamı F.Bahçe’nin üstünlüğü ile geçti. Hamza hocanın oyuna Yasin’i sokması da bu duruma engel olamadı. Sow’un şutunu Muslera’nın çelmesi, Emenike’nin kafa vuruşunun az farkla auta çıkması, Emre’nin serbest vuruşunda topun üst direğe vurması F.Bahçe adına şanssız anlardı. Bu bölümde G.Saray’ın rakip kalede sadece Yasin ve Hamit’in ceza sahası dışından attığı iki şutu vardı. Son bölümde Hamit ve Selçuk iyice yoruldu. F.Bahçe’de Emenike-Alper değişikliği atakların yönünü sol tarafa kaydırdı. Caner, Alper, Emre’nin buradan yaptıkları salvolar G.Saray’ı iyice hırpaladı. Nitekim gol Kuyt’un unutulduğu bir anda bu taraftan geldi. Hollandalının uzaktan şutunda Muslera çaresiz kaldı.
Maçı daha çok isteyen F.Bahçe kazandı. İsmail hocanın da bu galibiyete çok ihtiyacı vardı. Daha dar bir kadroya sahip Hamza Hamzaoğlu’nun golden sonra yapacak pek bir hamlesi yoktu. Hamit-Emre Çolak değişikliği de bunun göstergesiydi. Bu galibiyetle Kadıköy’de gelenek bozulmadı. Zirve yarışı daha bir lezzetli hale geldi.
Hakem Cüneyt Çakır ise maç boyunca birkaç faul düdüğünü es geçti. Son adam pozisyonunda olduğu halde Emenike’yi düşüren Olcan’a verdiği sarı kart tartışmalıydı ama o pozisyonda Emenike’nin topa hakim olamayacağını düşünmüş olmalı.