Enflasyondaki düşüş kalıcı mı?

Türkiye’de Ekim ayında yüzde 25’i aşarak rekor kıran enflasyon, petrol fiyatlarındaki gerileme ve hükümetin vergi indirimlerinin etkisiyle yılı yüzde 20,3 ile kapattı. Peki enflasyonda düşüş eğilimi sürecek mi?
Düşük büyüme ve artan işsizlik nedeni ile 2019’da zorlu bir sürece hazırlanan Türkiye, dünya genelinde en yüksek enflasyona sahip on ekonomiden biri olma konumunu sürdürüyor. DW Türkçe’ye konuşan ekonomistlere göre, 2018’in son 2 ayında yüzde 25,2’den yüzde 20,3’e gerileyen enflasyon hala çok yüksek. Uzmanlara göre 2019’un ilk çeyreğinde sınırlı bir düşüş mümkün olsa da Türkiye’nin yeniden tek haneli enflasyona kavuşabilmesi için en az iki yıllık bir zamana ihtiyaç var.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2018 yılı Aralık ayı enflasyon rakamlarına göre, yıllık enflasyon yıllık yüzde 20,30 olarak gerçekleşti. Böylelikle son bir yılda enflasyon yüzde 11,9’dan yüzde 20’nin üzerine çıkarak yaklaşık iki kat artmış oldu.  Bununla birlikte, son aylarda düşen enerji fiyatları ile birlikte hükümetin vergi indirimleri ve enflasyonla mücadele programının etkisiyle Kasım ayında yüzde 1,44 gerileyen enflasyon, Aralık ayında da yüzde 0,4 puan düşüş kaydetti. Kasım ayında yüzde 2,53 oranında azalan Yurtiçi Üretici Fiyatları Endeksi'nde (Yİ-ÜFE) ise yüzde 2,22 oranında düşüş yaşandı. Yıllık artış ise yüzde 33,64 oldu.

En yüksek enflasyona sahip 10 ülkeden biri

Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, hala dünyada en yüksek enflasyon yaşanan 10 ülkeden biri olan Türkiye’de, enflasyonda sınırlı da olsa görülen bu düşüşün kalıcı olup olmayacağı merak konusu. 

Merkez Bankası tahminlerine göre 2019’da enflasyon yüzde 15,2 dolayına inecek. Ancak Merkez Bankası’nın banka ekonomistlerinin tahminlerine yer verdiği Beklenti Anketi’nin Aralık ayı sonuçları ise yüzde 16,5 dolayında enflasyona işaret ediyor. IMF’nin Türkiye’ye ilişkin 2019 sonu enflasyon beklentisi ise yüzde 15,5 düzeyinde.

DW Türkçe’ye konuşan Bürümcekçi Danışmanlık şirketinin sahibi Ekonomist Haluk Bürümcekçi’ye göre, enflasyondaki düşüşün devam etmesi ve kalıcı hale gelmesi kısa vadede pek mümkün görünmüyor. Yıllar içinde enflasyon endeksine bakıldığında Aralık ayının düşük enflasyonlu bir ay olduğunun ortaya çıktığını, bu nedenle Aralık’ta enflasyonda yaşanan düşüşün beklentiler dahilinde olduğunu dile getiren Bürümcekçi, “Özellikle enerji fiyatlarındaki yüzde 3’lük gerileme, Aralık enflasyonunun düşmesinde çok etkili oldu. Ancak asgari ücrete yapılan yüzde 26’lık zammın Ocak ayında etkisini göstermesi enflasyonu yeniden tetikleyebilir” diyor.


"Enflasyonda beklenti yukarı yönlü”

Hükümetin beyaz eşya, mobilya ve otomotiv sektöründe uyguladığı vergi indirimlerini 3 ay boyunca uzatmasının, doğalgaz ve elektrikte yüzde 10’luk fiyat indirimlerinin ve petrol fiyatlarında yaşanan gerilemenin enflasyon üzerinde olumlu etki yaptığını, ancak Türkiye için yüzde 20 düzeyinde bir enflasyonun hala çok yüksek olduğunu kaydeden Haluk Bürümcekçi, “2019 ilk çeyrekte belki enflasyon yüzde 20’nin az bir miktar altına inebilir.  Fakat yıl sonu için yüzde 15-16 enflasyon tahmini yapılırken, asgari ücrete bunun yüzde 10 fazlası zam yapılması enflasyona ilişkin beklentilerin hala yukarı yönlü olacağını gösteriyor. Yani ilk çeyrek sonrasında enflasyonun ne olacağı belirsizliğini koruyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

Öte yandan Merkez Bankası’nın faiz indirimi konusunda nasıl bir adım atacağının da enflasyonun 2019’daki seyri açısından kritik önemde olduğunun altını çizen Bürümcekçi, şöyle konuşuyor: “Bugünlerde kurlarda yaşanan artışlar, piyasada erken bir faiz indirimi beklentisinin fiyatlandığını gösteriyor. Yani aslen 2019’un ikinci yarısı için beklenen faiz indiriminin erkene alınması ihtimali güçleniyor. Enflasyon yüzde 25’lerdeyken iki yıllık tahvilin faizi yüzde 20’nin altına gelmişti. Dolayısıyla piyasalarda faiz indirimi beklentisi arttı.”

En yüksek artış gıda ve alkolsüz içkide

Aralık ayı enflasyon verilerine bakıldığında, en yüksek fiyat artışının gıda ve alkolsüz içkiler grubunda gerçekleştiği görülüyor. Bir önceki yıla göre gıda ve alkolsüz içecekler grubunda 113 ürünün fiyatında artış gözlenirken, 4'ünün fiyatında gerileme gerçekleşti. Yıllık gıda enflasyonu ise yüzde 25,11 oldu.

Söz konusu dönemde fiyatı en çok zamlanan ürün yüzde 184 ile kuru soğan olurken, bu ürünün kilogram fiyatı 1,47 liradan 4,18 liraya çıktı. Kuru soğanı yüzde 91 ile salça, yüzde 75 ile patates, yüzde 68 ile bebek maması, yüzde 67 ile karnabahar, yüzde 62 ile kuru üzüm, yüzde 61 ile pırasa, yüzde 57 ile sivri biber izledi. 2017 yılının zam şampiyonu domatesin fiyatı da 2018'de yüzde 5 artarak 4 liraya çıktı.

Temel gıda maddelerine bakıldığında ise tavuk eti yüzde 33, içme suyu yüzde 31, süt yüzde 30, kuzu eti yüzde 25, yumurta yüzde 21, pirinç yüzde 20, ekmek, makarna ve yoğurt yüzde 18, dana eti de yüzde 9 zamlandı. Alkollü içecekler ve tütün grubunda da ortalama sigara fiyatları yüzde 0,05 gerilerken, alkollü içkilerdeki fiyat artışları dikkat çekti. 2018’de rakı fiyatı yüzde 40, şarap fiyatı yüzde 28, viski ve bira fiyatı ise yüzde 26 arttı.

"Tek haneli enflasyon en erken 2020'de olur”

DW Türkçe’ye konuşan Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ekonomist Murat Sağman’a göre, döviz kurlarının hala çok oynak olduğu Türkiye’de enflasyonun yakın zamanda kayda değer bir gerileme göstermesi uzak bir ihtimal.

Hükümetin 31 Mart yerel seçimlerine dönük olarak gerçekleştirdiği vergi ve enerji fiyatlarında indirim gibi uygulamaların enflasyon üzerinde sınırlı etki yapacağını ifade eden Sağman, şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“2019’un ikinci çeyreğinden önce enflasyonun yüzde 20’nin altına düşeceğini sanmıyorum. Enflasyon birkaç ay içinde hızla yüzde 25’lere çıktı ama düşüşü o kadar hızlı olmayacak. Bunun için ekonomiye ilişkin uzun vadeli beklentilerin olumluya dönmesi gerekiyor. Türkiye’de en erken 2020 yılı içinde tek haneli enflasyona yaklaşmak mümkün olabilir. Yani yüksek enflasyon sorunu daha bir-iki yıl Türkiye ekonomisini zorlamaya devam edecek.”
04 Ocak 2019 09:48
DİĞER HABERLER