Fransa Ulusal Meclis’i, 2015 yılı Kasım ayında yaşanan terör saldırılarının ardından yaklaşık 2 yıldır uygulanan OHAL’i kaldırarak normal hayata geçiş için hazırlanan yeni terörle mücadele yasasını görüşmeye başladı. Yasa üzerinde 480 değişiklik önergesi verilirken, tartışmalı geçen görüşmelerin Cuma günü tamamlanması öngörülüyor.
Yasayı Meclis’e sunan İçişleri Bakanı Gerard Collomb, yılbaşından bu yana 12 terör saldırısını önlediklerini belirterek Fransa’da terör tehdidinin halen en yüksek seviyede olduğunu söyledi. Fransa’nın sürekli bir olağanüstü hal rejimi ile yaşayamayacağını, ancak terör tehdidine karşı gerekli önlemlerin alındığı sürekli bir yapı oluşturulması gerektiğini ifade etti.
Amerika’nın Sesi’nin aktardığına göre Meclis’te ilk gün yapılan görüşmelerde tüm muhalefet partileri farklı nedenlerle yasaya karşı çıktı. Sol partiler, yasanın kişisel özgürlükleri sınırladığını savundu ve yargının elinden alınan bazı yetkilerin polise verilmesi gibi düzenlemeleri eleştirdi. Merkez sağdaki Cumhuriyetçiler ise yasanın terör tehdidine karşı yetersiz olduğunu ve sertleştirilmesi gerektiğini savundu. Cumhuriyetçi milletvekili Eric Ciotti, “Bu yasa terör tehdidi karşısında Fransa’yı tümüyle silahsızlandırıyor. Hiçbir halk terörle mücadeleyi mum aleviyle kazanmamıştır. Hergün Fransız halkı ve yaşam biçimine, bizim medeniyetimizi yok etmek isteyen barbarlar tarafından meydan okunuyor.” dedi.
“Ukrayna ve Türkiye benzetmesi”
France Insoumise grubundan Ugo Bernalicis, “Bu yasayla bizim siyasi rejimimizin doğası değiştiriliyor. Demokrasiden, demokratür/otoriter ve ayrımcı rejime geçiliyor. Bireysel haklar gasp ediliyor. Fransa’nın bütün bilim adamları, sosyologları, insan hakları savunucuları bu yasaya karşı çıkıyor” diye konuştu. Eric Coqurelle de, “Bugün Türkiye ve Ukrayna’da olağanüstü hali olağan hale getiren devletler gibi mi yaşayacağız? Karşılaştırma yapmanın bile doğru olduğundan emin değilim” dedi.
Yasayı yetersiz bulan Front National lideri Marine Le Pen, mevcut yasanın “İslamcı terörü tümüyle ortadan kaldırmak için yeterli olmadığını” belirterek, “Bu polise küçük yetkiler veren, son derece yumuşak bir yasa. Bireysel hakları sınırlandıran, konu dışında hazırlanmış, terörle mücadeleye katkısı olmayacak, radikal İslamcı ideolojiye ve onun yurt dışından finansmanına saldırmayan bir metin” diye konuştu.Marine Le Pen, terör zanlılarının diğer suçlular gibi ceza mahkemelerinde değil, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nce yargılanmasını istediklerini de dile getirdi.
Bakan Collomb eleştirilere, “Bir taraftan Fransızları koruyan bir taraftan da haklarımızı barındıran dengeli bir yasa hazırladık” diyerek, orta yolu bulan bir yasa hazırlamaya çalıştıklarını açıkladı. İktidardaki Yürüyüş Hareketi LREM milletvekilleri ise Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un seçim kampanyasında OHAL’i kaldırma sözü verdiğini ve bu sözünü tutacağını kaydettiler.
Yasa ne getiriyor?
Genel Kurul’da 3 gün boyunca tartışılacak yasa metni 20 maddeden oluşuyor. Yasanın en çok eleştirilen düzenlemesi, bugüne kadar hakimlere ait olan ev hapsi, idari baskın, dini mekanların kapatılması gibi kararların idareye, yani polis ve valiliklere devredilmesi.
Terörü önleme faaliyetleri çerçevesinde dolaşma hakkı, özel yaşama saygı gibi kuralların basit bir istihbarat notuyla gözardı edilerek, idari kararla insanların evlerine baskın düzenlenebilecek ya da haklarında ev hapsi kararı verilebilecek, yazışma ve görüşmelerini dinlenebilecek. Yasayla ev baskınlarının ismi “ev ziyaretine” dönüştürülüyor ve en fazla 4 saat ile sınırlandırılıyor. Bu düzenlemelerin değiştirilmesi için çok sayıda değişiklik önergesi veren muhalefet yasayla “OHAL’den değil hukuk devletinden” çıkıldığını savunuyor. Ev hapsi cezası ise genişletilerek şüphelilerin iş ve ev yaşamlarını sürdürebilmeleri için tüm mahalleye çıkabilmesini kapsıyor. Ev hapsinin süresi ise 1 yıl ile sınırlandırıldı.
Yasayla ayrıca polise kimlik kontrolleri ve sorgulamada geniş yetkiler tanınacak.OHAL uygulamasında olduğu gibi polis, sınır kontrolleri ile havaalanı kontrollerinde de elde ettiği yetkileri koruyacak. Yeni yasayla, faaliyetlerinde nefret ve şiddet çağrısı yapan, provokasyon suçu işleyen, “ya da bu ideolojileri yayan” dini kurumların kapatılması kararı da valiliklere bırakılıyor. Kamusal alanlarda ve gösteri, yürüyüş, konser, sergi gibi geniş kitlesel etkinliklerde ise polise güvenlik çemberi oluşturma ve detaylı arama yetkisi getiriliyor.
OHAL’in kalkmasıyla, bazı durumlarda uygulanan yürüyüş ve gösteri yasağı da kalkacak. Radikalleşmeye karşı daha etkin önlemler alınması öngörülen yasada, güvenlik ve strateji gibi alanlarda görev yapan memurların radikalleşmesi durumunda görevden alınması da olanaklı hale getirilecek.