2016 yılında New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde başlayan Rıza Sarraf davasına 2019 yılında sanık olarak eklenen Halkbank için bugün ABD’de kritik bir gün yaşanacak.
Federal ve bölge istinaf mahkemelerinde, Türkiye’ye ait kamu kuruluşu olduğu için Egemen Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası’na (FSIA) göre ABD’de bir ceza mahkemesinde yargılanamayacağını iddia eden Halkbank’la ilgili temyiz başvurusu duruşması, bugün başkent Washington'da Anayasa Mahkemesi’nde yapılacak.
Halkbank ve ABD Adalet Bakanlığı'na bağlı başsavcılık bürosu şimdiye kadar yazılı yöntemle mahkemeye sundukları savunma ve iddialarını bugün yapılacak duruşmada sözlü olarak mahkeme heyetine anlatacak.
Halkbank’ın savunma avukatları ve savcılık en fazla 30 dakikada iddia ve savunmalarını sunduktan sonra, mahkeme heyetinin sorularını da yanıtlayacak.
Kararın ne zaman açıklanacağı konusunda ise yetki tamamen Anayasa Mahkemesi’ne bağlı. Bazı hukukçular gerekçeli kararın birkaç ay içinde açıklanabileceğini belirtse de bazı hukukçulara göre açıklama 2023 yılı sonuna sarkabilir.
“Yasalarda engel olmasa da kararın bugün açıklanması zor”
Rıza Sarraf davasında yargılanan eski genel müdür yardımcısı Hakan Atilla’nın savunma ekibinde yer alması için Halkbank tarafından Türkiye’den ABD’ye gönderilen Avukat Halil Uzun, federal, temyiz ve yüksek mahkeme sürecini en yakından izleyen hukukçulardan biri.
VOA Türkçe ’ye dava süreciyle ilgili görüşlerini aktaran Avukat Uzun, Halkbank davasında alınacak kararın, bugün yapılacak duruşma sonrasında hemen açıklanmasının, “yasal bir engel olmasa da oldukça zor bir ihtimal” olduğunu söyledi.
Avukat Uzun, Halkbank davasındaki karar ve oylama süreci ile ilgili, "Anayasa Mahkemesi’nin usullerine göre, tüm yargıçların davayla ilgili görüşlerini belirtme ve olabilecek sorularını veya endişelerini dile getirme hakları bulunuyor. Bu yüzden kendi aralarında ‘konferans’ olarak bilinen bir müzakere yapmaları gerekiyor. Halkbank duruşmasından sonra belirlenen müzakere takvimine göre en erken Cuma günü toplanabilirler. Yargıçlar, baş yargıçtan başlayarak azalan kıdem sırasına göre söz alırlar ve ardından, aynı düzenle oylama yaparlar. Oyların sayılması sonrasında, kıdemli yargıç çoğunluk görüşünü yazması için birini görevlendirir. Yargıçların biri, davanın farklı bir sonuca ulaşması gerektiğine inanıyorsa, o gruptaki en kıdemli yargıç, muhalefet şerhi yazması için birini görevlendirir. Herhangi bir yargıç da kendisine ait ayrı bir muhalefet şerhi koyabilir. Atanan yargıçlar, kararlarını ve gerekçelerini özetleyen görüşler hazırlar ve dağıtır'' dedi.
Bir kararı kesinleştirmek için gereken sürenin, yargıçların ne kadar bölünmüş olduğuna, görüşü hangi yargıcın yazdığına ve mahkemenin programı dahil çeşitli faktörlere bağlı olduğunu söyleyen Halil Uzun, ''Kararın halka açıklanmasından önce yargıçların çoğunluğunun bu kararı imzalaması gerekmektedir. Hiçbir karar, açık yargılamada verilmedikçe veya en azından halka açıklanmadıkça, ABD Anayasa Mahkemesi’nin resmi görüşü olarak kabul edilmez. Tüm davalar genellikle mahkemenin Haziran sonu veya Temmuz başında yaz tatiline girmesiyle karara bağlanır. Bunun dışında, kararların tam olarak ne zaman verilmesi gerektiğine dair herhangi bir kural yoktur ancak oybirliğiyle alınan kararlar, oyçokluğu ile alınan kararlara göre daha erken ortaya çıkma eğilimindedir” diye konuştu.
“Anayasa Mahkemesi’nin Halkbank kararı içtihatları birleştirici bir karar olacak”
Avukat Uzun, Halkbank’ın Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yolunun açılmasındaki en önemli nedenin şimdiye kadar yasayla ilgili farklı temyiz mahkemelerinde alınan farklı kararlar için bir emsal oluşmasını sağlamak olduğunu da belirtti.
Uzun, “Halkbank, New York’taki federal mahkeme ve istinaf mahkemesi sürecinden sonra aleyhine çıkan kararlar sonrasında son seçeneği olan Anayasa Mahkemesi’ne temyiz hakkını kullanmak için müracaata bulundu. Talebi değerlendiren İkinci Bölge Temyiz Mahkemesi, Halkbank'ın ABD Anayasa Mahkemesi'ne başvurusunu kabul etti. Anayasa Mahkemesi’nin başvuruyu kabul etmesinin en büyük nedeni, Egemen Yabancı Devletler Yasası'nın, ceza yargılamalarında uygulanıp uygulanmayacağı konusunda farklı istinaf mahkemelerinin farklı yönde karar vermesidir. Anayasa Mahkemesi’nin Halkbank’ın davasında vereceği karar, ABD’de Egemen Yabancı Devlet Dokunulmazlığı Yasası'nda şimdiye kadar alınan kararlar için bir içtihadı birleştirme kararı niteliği oluşturacak” dedi.
ABD Anayasa Mahkemesi’nde dava süreci nasıl işliyor?
Yapılan binlerce başvuru arasından bir takvim yılında sadece 60 ile 80 arasında başvuruyu kabul edip planlamasına alan ABD’nin en yüksek mahkemesinde, bir davayla ilgili yargı süreci şöyle işliyor:
ABD Anayasa Mahkemesi, dava başvurularını titizlikle değerlendirip inceledikten sonra takvimine alıp almayacağının kararını veriyor. Yüksek mahkeme heyeti, bunun için önce kendi aralarından bir yargıcı, başvuruyu değerlendirmesi için görevlendiriyor.
Bu yargıcın değerlendirmesini kurula sunmasından sonra mahkeme heyetinde çoğunluk sağlanırsa, başvurunun kabul edilerek takvime alınacağı açıklanıyor.
Mahkeme, kabul ettiği davalarda önce savunmanın yazılı başvurusunu inceliyor; ardından davayla ilgili savcılığın görüşünü istiyor. Dava sürecinde karşılıklı bir yazılı süreç işliyor.
Anayasa Mahkemesi, yazılı iddia ve savunmalar devam ederken takvimine göre belirlediği bir günde, kendi aralarında toplanarak dava sürecindeki gelinen son aşamayı değerlendiriyor. Gerekirse taraflardan yeni dilekçeler, ya da alt mahkemelerden belge, bilgi, delil, gizlilik kaydı olan belgeleri talep ediyor.
Kabul edilen başvurularla ilgili belirlenen takvime göre yapılan duruşmada taraflar dinleniyor. Mahkeme heyeti duruşma sonrasında bazı davalarda yetkilerine dayanarak kararlarını açıklayabiliyor.
Anayasa Mahkemesi’nde bir davayla ilgili yapılan duruşma sonrasında, mahkeme heyeti müzakere aşamasına geçiyor. Yargıçlar, davayı fiilen karara bağlamak için ‘konferans’ olarak bilinen karar toplantısını yapıyor.
Anayasa Mahkemesi’nin usullerine göre bu toplantı haftada iki kez, çarşamba ve cuma öğleden sonraları yapılıyor.
Yetkileri fazlasıyla kapsamlı olan yüksek mahkeme, bazı davalarda duruşma sürecinin de sonrasında taraflardan karşılıklı yazılı dilekçeler talep ederek bir süre sonra gerekçeli kararını açıklayabiliyor. Çok nadir olsa da savcılık ve savunma yeniden bir duruşmaya davet ediliyor.
Tüm prosedür tamamlandıktan sonra Anayasa Mahkemesi kararını gerekçeli olarak açıklıyor. Anayasa Mahkemesi, bir davayla ilgili gerekçeli kararını o takvim yılı içinde yayınlıyor.