Hatay'da avukatlar nöbette: Yapı denetim evraklarının önemli bir kısmı molozların arasında

Hatay’da imar ve yapı denetim izinlerine dair önemli evrakların bulunduğu bir kamu binasının yıkılmakta olduğuna dair videolar Twitter’da Türkiye gündemine girdi.
Pazar gününden beri binada nöbet tutan Avukat Ömer Meşe'nin BBC Türkçe'ye verdiği bilgiye göre dün binaya gelen iki savcı, Hatay'daki yapılaşmaya dair delil niteliği taşıyabilecek evrakların bir kısmını tutanak altına aldı. Ancak Meşe'nin aktardığına göre bir o kadar ıslak imzalı evrak, halen molozların arasına karışmış bir şekilde toplanmayı bekliyor.

Hatay’da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü binası hakkında yıkım kararı çıkarılması, şehirde usulsüz biçimde inşa edilen yapılara dair delillerin karartılması şüphelerini gündeme getirdi.

Şehircilik Bakanlığı tüm belgelerin dijital versiyonlarının bulunduğunu söylerken yıkımı durduran avukatlar ise savcıların binadaki evraklara el koyması gerektiğini söylüyordu.


Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Hatay İl Müdürlüğü binasında kepçeler tarafından gerçekleştirilen ilk yıkım, bölgeye giden gönüllü avukatlar tarafından engellendi.

BBC Türkçe’ye konuşan avukatlar, binanın içinde delil niteliği taşıyan evraklar olduğunu söyleyerek; bina yıkılmadan önce savcılığın bu delil niteliğindeki evraklara el koyması gerektiğini söylemişti.

Akabinde avukatlar, binadaki evrakları korumak için savcılar gelene dek binada nöbet tutmaya başladı.

Pazar sabahından bu yana binada nöbet tutan Avukat Ömer Meşe, dün gelen iki savcının evrakların bir kısmını tutanak altına aldığını ancak bir o kadar ıslak imzalı evrakın halen molozların arasında toplanmayı beklediğini söylüyor.

Meşe, dün yaptığımız röportajda, "Evrakları yağmur ve yangından korumak için bütün enkazı, kül halinde başka bir yere nakletmeyi düşünüyoruz" demişti:

"Tutanak altına alınan evraklar henüz götürülmedi, şu an onun hazırlığını yapıyoruz. Adana adliyesinde bir hasar yok fakat molozlar için yer temininin sıkıntı olacağı öngörülüyor. Ona da bir çözüm arayışı içindeyiz şu an."

Meşe, dünden bu yana molozların içindeki evrakların yağmur ya da diğer çevresel risklerden korunması için bir çözüm üretilemediğini söyleyerek, bu akşam yağmur beklentisine karşı evrakların bir anca moloz halinde başka bir yere nakledilmesi gerektiğini söylüyor.



Olay ilk olarak Avukat Bedia Büyükgebiz'in dün Twitter hesabından paylaştığı video ile öğrenilmişti.

Büyükgebiz Hatay’da yıkılan binaların imar ve yapı denetim izinlerine dair delil niteliğindeki evrakların bulunduğu kamu binasındaki yıkımın durması gerektiğini söylemişti.

BBC Türkçe’ye konuşan Büyükgediz, binadaki birinci derece delil niteliğindeki evrakların güvenli bir yere nakledilmesinden önce binanın yıkımına başlandığını kaydetmişti.

Hatay İskenderun’da yardım çalışmalarına katılan bir başka Avukat Doğan Erkan ise “Bu binalara ruhsat verilmiş olmasının kendisi artık ceza hukuku bakımından suç. Delillerin korunması gerekiyor” diyor.

Çağdaş Hukukçular Derneği da enkazda buldukları dosyaların, "çürük yapılara onay verip, gerekli yaptırımları uygulamayıp, depremin bir felakete dönüşmesinin sorumlularına işaret ettiğini" söylemişti.

Bunların üzerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise 11 Şubat gecesi resmi Twitter hesabından açıklama yayımlayarak, avukatların dile getirdiği iddiaların asılsız olduğunu, tüm resmi evrakların dijital ortamda da bulunduğunu belirtmişti.

‘Hukukçular olarak sahadan delil toplamaya başladık’

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı açıklamasında “can güvenliği riskine karşı” binanın boşaltılması gerektiği belirtildi.

Kepçelerin yıkımına engel olan avukatlar ise il müdürlüğüne ait binalarda kimsenin bulunmadığını ve esas önemli evrakların bulunduğu tek katlı yapıda ise neredeyse hiç hasar olmadığını savunuyor.

BBC Türkçe’ye konuşan Büyükgediz, Yapı Denetim ve Şube Müdürlüğü’nün bulunduğu bu binada; Hatay ve çevre ilçelerdeki konut, iş yeri, hastane ve okul gibi binaların yapı ruhsatlarının ya da binalardan alınan numune örnekleriyle alakalı raporların bulunduğunu belirtiyor:

“Bunların hepsi birinci derece delil niteliğine haiz, ıslak imzalı evraklar. Bunların hepsi ileride tazminat davalarına, ceza dosyalarına, bilirkişi raporlarına girecek evraklar.



“Bu yüzden yıkım kararı verilmeden önce bu evrakların bir tutanak eşliğinde güvenli bir yere transferinin yapılması gerekirdi. Savcılığa bunun hukuka aykırı olduğunu söyleyerek evrakların transferini rica ettik ve yıkım kararının durdurulması gerektiğini söyledik.”

Hatay İskenderun’da yardım çalışmalarına katılan bir başka Avukat Doğan Erkan ise “Bu binalara ruhsat verilmiş olmasının kendisi artık ceza hukuku bakımından suç ve delillerin korunması gerekiyor” diyor.

Hatay’da yıkılan pek çok bina usulsüz malzeme kullanıldığına dair fotoğraf ve video görüntü aldıklarını ve bir yandan delil toplamaya başladıklarını söyleyen Avukat Doğan Erkan, 1999 depreminden sonra olduğu gibi “delil yetersizliği” durumuna karşı uyarıyor:

“99 depremindeki yargılamalar, yeterince delillendirilemediği tezleriyle zaman aşımına uğradı. Bu sefer öyle olmaması için oradaki delillerin korunması gerekiyor.

“Burada üç aşamalı kolektif bir suç var; ruhsatı o haliyle verenler, denetlemeyenler ve bizzat o inşaatı yapan müteahhitler. İl müdürlüğünde bulunan o evraklar, bu suçları ortaya koyabilecek ve ceza muhakemesi kanunun koruduğu delillerdir.

“Aslında Hatay başsavcılığı ya da ilçe baş savcıları ‘o evraklar artık ceza muhakemesi delilidir’ hemen diyerek el koymak zorundalar çünkü biz hukukçular da bir yandan delil toplamaya başladık.”

Ayrıca, “Her yerde enkaz dururken, o binayı yıkmaktaki bu acele niye?” diye sorduktan sonra, “Burada idari yetkinin kötüye kullanımı, bu üç aşamadaki suçlulardan birinin ya da hepsinin korunduğu akla geliyor” diyor.

Evrakların dijital kopyaları var mı?

Peki, bu delil niteliğindeki evrakların dijital kopyaları yok mu?

BBC Türkçe’nin hukukçulardan aldığı bilgiye, evrakların sadece dijital kopyalarına güvenmek doğru değil.

Büyükgediz, mahkeme dosyası için devlet kurumlarından resmi bir evrak istediklerinde her zaman ıslak imzalı evrakın talep edildiğini anlatıyor:

“Eğer evrakın bilirkişiye gitmesi gerekirse, o evrakın ıslak imzalı olması gerekiyor. Dijital bir evrakta etkili bir inceleme yapamayabilirsiniz. Bu evraklar dijital ortama tamamen yüzde yüz aktarıldı mı aktarılmadı mı? Bunu tespit edebilmek oldukça güç. Devlet zaten belli bir yıldan sonrasını tarayarak dijitale aktarıyor.

“Fiziki dosyadaki tüm evraklar genelde UYAP’a taranmıyor, mutlaka bir şeyler kaçıyor. O yüzden dosyanın komple fiziki olması bizim için önem teşkil ediyor. Ayrıca hukukçulardaki korku şudur ki, dijital veriyi geri dönüştürülemez bir şekilde silmeniz tek bir tuşa bakar.”

Şehircilik Bakanlığı: İddialar tamamen asılsız ve gerçek dışıdır

11 Şubat gece yarısı saatlerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı resmi Twitter hesabından açıklama yapılarak, avukatların dile getirdiği iddiaların asılsız olduğu iddia edildi.
14 Şubat 2023 22:34
DİĞER HABERLER