İmzalarını yüzleriyle atıyorlar

İmzalarını yüzleriyle atıyorlar
'Fetih 1453'te yönetmen Faruk Aksoy'un devekuşu yumurtasını kırarken görülmesi sinemada eski bir 'geleneği' hatırlattı: Filmlerinde kısa bir süre görünen yönetmenler. 'Cameo' olarak adlandırılan bu uygulamaya bugüne kadar kimler 'imza' atmadı ki...
Perşembe günü gösterime giren 'Fetih 1453', sinemada eski bir 'geleneği' hatırlattı. Filmde Rumelihisarı'nın yapımı sırasında yönetmen Faruk Aksoy, harca devekuşu yumurtası kırarken görülüyor. Filmlerinde kısa bir süre görünerek yüzüyle 'imza' atan yönetmenler geleneğinden bahsediyoruz. Bu konuda en bilinen örnek, usta yönetmen Alfred Hitchcock. Dikkatli gözler onu bazen ana karakterin bindiği otobüsün bir koltuğunda yahut havaalanında, kimi zaman asansörden çıkarken, tren istasyonunda ya da elinde çanta caddede yürürken, köpekleriyle birlikte görebilir. Usta'nın bu konudaki en uç örneği ise 1944 yapımı 'Yaşamak İstiyoruz' (Lifeboat) filmi. Denizin ortasında kurtarılmayı bekleyen bir grubun hayatta kalma mücadelesini anlattığı filminde Hitchcock, bottaki karakterlerin okuduğu gazetedeki reklam sayfasında profil fotoğrafıyla görünür. Üstelik reklam da, kendiyle dalga geçercesine obeziteye karşı zayıflama reklamıdır! 'CAMEO'SUZ FİLM ÇEKEMEYENLER Sinema dünyasında 'cameo' olarak adlandırılan bu geleneği Martin Scorsese'nin ünlü 'Taksi Şoförü' (1978) filminde daha net görüyoruz. Robert de Niro'nun oynadığı taksi şoförü Travis'in arabasına takıntılı bir yolcu olarak biner Scorsese. Scorsese'nin meşhur 'cameo'larından biri de hayranı olduğu Akira Kurosawa'nın 'Rüyalar' filminde ünlü ressam Van Gogh olarak görünmesidir. Scorsese misafir 'cameo'luk yaparken, Spielberg Yeni Dalga'nın usta ismi François Truffaut'yu filminde misafir etti. 'Üçüncü Türden Tehlikeli Yakınlaşmalar' (1977) filminde Truffaut, ufoloji uzmanı Claude Lacombe rolünü oynar. Ayrıca Spielberg, John Landis'in 1980 tarihli 'Cazcı Kardeşler' filminde muhasebe memuru olarak görünür. 'Kıyamet' (Apocalypse Now, 1979) filminde Francis Ford Coppola'yı da beş saniyeliğine görürüz. 'Baba' yönetmen "Bunlar televizyon için, devam et, savaş" diyen bir gazeteci/televizyoncu olarak karşımıza çıkar. M. Night Shyamalan 'İşaretler' fiminde Mel Gibson'un 'tırsak' komşusu olarak kendi filminde görünmüştü. Tabii ki Hitchcock kadar cameo tutkunu olan Quentin Tarantino da bu bahisteki yerini almalı. Fakat Tarantino, Rezervuar Köpekleri ve Ucuz Roman'dan hatırlanacağı üzere cameo meselesini yardımcı role kadar götürüyor! Örnek çok, Sydney Pollack, Oliver Stone, Roman Polanski, Peter Jackson, Shekhar Kapur, Michael Bay, Luc Besson, Alfonso Cuaron, Gus Van Sant... YERLİ 'İMZA'LAR Türk sinemasında bu konudaki en 'usta' örnek Osman F. Seden. Yakın dönemde, Zeki Demirkubuz'un 'Kader' filminde, Bekir'i tokatlayarak dışarı atan pavyon sahibi olarak ortaya çıkması unutulmaz bir 'cameo'. Derviş Zaim'in 'Cenneti Beklerken'deki kadı, son olarak da Gölgeler ve Suretler'de Kıbrıs direnişçilerinin komutanı olarak karşımıza çıkışını hatırlıyoruz. Sinan Çetin'in 'Propaganda'da Kemal Sunal'a derdini anlatamayan, sınırdan geçmeye çalışan Arap tiplemesi de akılda. 'Barda' filminin finalinde, hapishanede beş yönetmen birden görünür. Filmin yönetmeni Serdar Akar ile birlikte Zeki Demirkubuz, Cemal Şan, Çağan Irmak ve Selim Demirdelen mahkum rolünde şaşırtıverir seyirciyi. Ezel Akay ve Yüksel Aksu da sinemamızın 'cameo'suz çıkmam' diyen yönetmenlerinden. Ressamın resmine imza atması gibi M.Nedim Hazar: "Bir yapımcının ya da yönetmenin filminde görünmesini dünyada Alfred Hitchcock, Türkiye'de ise Osman Faik Seden başlatmıştır. Bunu bir ressamın resminin içine imzasını atması gibi düşünün. Sonuçta filmler kalıcıdır. Yoksa Hitchcock'un yüzünü kim hatırlayacak? Bir de yönetmenin, yapımcının tanınır popüler biri olması lazım. Bir anı, hatıra olsun diye yaparlar bunu."
22 Şubat 2012 16:25
DİĞER HABERLER