İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah hedeflerine yeni hava saldırıları düzenledi. Operasyon, Hizbullah’ın İsrail’le doğrudan siyasi müzakereleri reddettiği ve “meşru savunma hakkını” vurguladığı açıklamasının hemen ardından geldi.
İsrail ordusu, saldırıların başlamasından önce Taybeh, Tayr Debba ve Aita el-Cebel köylerindeki sivillere binaları boşaltmaları yönünde uyarıda bulundu. Lübnan Sağlık Bakanlığı, saldırılarda bir kişinin öldüğünü açıkladı. İsrail ordusu ise hedefin “Hizbullah’a bağlı bir inşaat ekibi” olduğunu savundu.
İsrail hükümet sözcüsü Shosh Bedrosian, “Hizbullah’ın yeniden silahlanmasına, toparlanmasına ve gücünü artırarak İsrail’i tehdit etmesine izin vermeyeceğiz” dedi ve grubu “sürekli terör faaliyetleri yürütmekle” suçladı.
Taraflar geçen yıl kasım ayında ABD, Fransa ve uluslararası arabulucuların desteğiyle ateşkes anlaşması imzalamıştı. Ancak İsrail, Hizbullah’ın yeniden güç kazanmaya çalıştığı gerekçesiyle saldırılarını sürdürdü.
Hizbullah ise yaptığı açıklamada, Lübnan yönetimine seslenerek İsrail’le doğrudan siyasi görüşmelerin “ulusal çıkarlara hizmet etmeyeceğini” belirtti. Grup ayrıca, “Ülkemize savaş dayatan ve saldırılarını sürdüren bir düşmana karşı kendimizi savunma meşru hakkımızdır” ifadesini kullandı.
Lübnan hükümeti, Hizbullah’ın silahsızlandırılması yönündeki planın ilerleyişini değerlendirecek. Bu süreç, ABD ve Mısır’ın doğrudan müzakere baskısının arttığı bir döneme denk geliyor.
1975-1990 iç savaşının ardından silah bırakmayan tek grup olan Hizbullah, önce İsrail’in işgal ettiği toprakları kurtarma, ardından ülkeyi savunma gerekçesiyle silahlı kalmıştı.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu geçen hafta yaptığı açıklamada, grubun “yeniden silahlanmaya çalıştığını” öne sürmüş; Savunma Bakanı İsrael Katz ise Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Aoun’u “ayak sürümekle” suçlamıştı.
İsrail, ateşkes anlaşmasına rağmen Lübnan’ın güneyinde 5 bölgede asker bulundurmaya devam ediyor. ABD ise Hizbullah’ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan’a baskı yapmayı sürdürüyor.
Hizbullah, hükümetin “aceleci bir kararla” silahsızlanma sürecini başlatmasını eleştirerek İsrail’in bundan faydalandığını savundu.