İsteklerimizi belirginleştirme sanatı: Net olmak

Samanyoluhaber.com yazarlarından Esra Büyükcombak, yeni köşe yazısını 'İsteklerimizi belirginleştirme sanatı: Net olmak' başlığı ile kaleme aldı.
İnsana düşünme, seçme ve yön belirleme kabiliyeti verilmiştir. Bu kabiliyet, yalnızca hayatı kolaylaştırmak için değil; iradenin dengeli biçimde kullanılabilmesi için de bir emanettir. Bu emaneti nasıl kullanacağımızı bilemediğimiz anlarda, iç dünyamızda bir bulanıklık oluşur. Netlik, bireyin kendi düşünce, duygu ve davranışlarını açık ve tutarlı biçimde algılama ve gösterme düzeyidir; bu sayede hedeflerini ve seçimlerini bilinçli olarak belirleyebilir ve yönlendirebilir.  Ayrıca, zihinsel netlik bağlamında yapılan bir çalışmada, “Netlik, bireyin ne istediğini ve nasıl ilerleyeceğini açıkça görebilmesi, karar alma sürecini anlamlı hale getirmesi” olarak biçimlendirilmiştir.

Net olmak, yalnızca iç dünyamızda bir denge sağlamaz; hayatın her alanına da yansır. Çünkü gün içinde sürekli kararlar alırız. Bazen bir eşyayı seçerken, bazen işimizde ilerlerken, bazen de ilişkilerimizde tutum belirlerken. Ne kadar netsek, hedeflerimize o kadar hızlı ilerleriz. Netlik, yalnızca kararlarımızı kolaylaştırmaz; aynı zamanda ruhumuza da bir hafiflik kazandırır. Belirsizlik ise zihni yorar, enerjimizi tüketir ve zaman zaman kaygıya sürükler. Bazen aynı anda birçok şeyi istediğimizi düşünürüz ama aslında hepsini bir arada istemeyiz. Kimi zaman da isteklerimiz kadar “istemediklerimizi” de dile getiriveririz. İşte bu noktada netlik, hem yolumuzu açan hem de zihnimizi berraklaştıran bir anahtar hâline gelir.

Netlik Nasıl Kazanılır?

Zihinsel ve ruhsal netlik, dış koşullardan çok iç dünyanın düzenine bağlıdır. Kalbin düzeni, zihnin netliğine rehberlik eder; içsel huzur, düşüncelerin sakinleşmesini sağlar. Bunun yolu, niyetini arındırmaktan geçer. Niyet temiz olduğunda, karmaşık düşünceler yerini sükûnete bırakır. Netlik bazen bir çabanın değil, bir duruşun sonucudur. Her şeyi kontrol etme isteği, zihni gerginleştirir; güven ve içsel farkındalık ise zihni sakinleştirir ve odaklanmayı kolaylaştırır. Zihin rahatladığında, yön de kendiliğinden belirir.

Netleşmek, neyi istediğini düşünmek kadar, neyin gereksiz olduğunu fark etmektir. Kimi zaman sessiz ortamdaki düşünme pratikleri, uzun konuşmalardan daha çok yol aldırır. Çünkü insan, kalbinin sesini dinleyebildiği anda, dışarıdan gürültülerin yönlendirmesinden kurtulur. O anda içten bir dinginlik yükselir ve kararlarımızı doğal bir şekilde yönlendirir.

Beynimizin Netlikle İmtihanı

Karar alma süreci, beynimizin ön kısmında yer alan frontal kortekste gerçekleşir. Düşünme, planlama ve değerlendirme gibi işlevler burada yürütülür. Ancak aynı anda birçok şey istemek ya da hangi adımı önce atacağımıza karar verememek, beynin enerji harcamasını artırır. Bu durum, “karar yorgunluğu” olarak bilinen zihinsel bir tükenmişliğe yol açar.

Belirsizlik uzadığında, beden stres hormonu olan kortizol salgılamaya başlar; kalp atışı hızlanır, kaslar gerilir, zihin bulanır. Oysa kararlarımızda net olduğumuzda, yani seçenekleri sadeleştirip bir öncelik sırası belirlediğimizde, beynimiz daha verimli çalışır. Bu da hem zihinsel ferahlık hem de bedensel rahatlama sağlar. Böylece net olduğumuzda, sadece düşüncelerimiz değil, bedenimiz de dinlenir.

İstemek ve İstememek

Netlik, özgüvenle yakından ilişkilidir. İnsan, neyi istediğini açıkça ifade edebildiğinde, iç dünyasında bir güven alanı oluşur. Aynı zamanda, “Ben bunu istemiyorum” diyebilmek de bir berraklıktır. Çünkü istememeler, en az istemeler kadar yön göstericidir.

Zaman zaman, farklı arzuların birbiriyle çelişiyor gibi görünmesi çok doğaldır. Zihin, derinlerde sürekli bir öncelik sıralaması yapar. Fakat bu sürecin farkında olmadığımızda, içsel bir karışıklık yaşarız. Net olmak, işte bu farkındalığı kazanmak demektir; yani hangi isteğin kalpten, hangisinin geçici heveslerden geldiğini ayırt edebilmektir. Bilinçli bir öncelik sırası oluşturmak, ruhsal dengeyi güçlendirir. Kaygıyı azaltır, kontrol hissini tazeler ve duyguların yükünü hafifletir. Böylece insan, neyin peşinde olduğunu bilmenin huzurunu yaşar. İçtenlikle ‘ben bunu istemiyorum’ diyebilmek veya üslubumuza dikkat ederek kendimizi ifade etmek,  hem sınırlarımızı korumamızı sağlar hem de çevremizdekilerin de tercihlerimize saygı göstermesini kolaylaştırır. “Acaba ne demek istedi” kaygısına girmeden çatışmalar ve yanlış anlaşılmalar önlenir.

Kararlarımızda İstikamet

Netlik bir başlangıçtır; fakat asıl mesele, o net duruşu koruyarak doğru yönde ilerleyebilmektir. Çünkü her karar, ardında bir istikamet taşır. İstikamet ise yalnızca doğru yolu bulmak değil; o yolda sebat gösterebilmektir.

Zihin netleştiğinde adımlar hızlanır, ama kalp istikamet kazandığında yol bereketlenir. Kararlarda istikamet sahibi olmak, insanın yalnızca irade gücüyle değil; niyetinin saflığı ve içsel dengesini koruyabilmesiyle mümkündür. Bazen tereddütler, yön değişiklikleri, kısa duraklamalar yaşanabilir; fakat niyet netse , yön yeniden bulunur.

Psikolojik açıdan istikamet, “öz düzenleme” (self-regulation) ve “bilişsel uyum” kavramlarıyla ilişkilidir. Öz düzenleme, kişinin hedeflerine uygun davranışı sürdürebilme becerisidir. Bu beceri, belirsizlik karşısında dengeyi korumayı, duygusal dalgalanmalara rağmen odaklanabilmeyi sağlar. Bilişsel uyum ise, düşünceler, duygular ve davranışlar arasındaki tutarlılığın oluşturduğu içsel istikrardır. Bu tutarlılık güçlendikçe kaygı azalır, güven duygusu artar ve kişi kararlarında daha istikrarlı hale gelir. Net bir zihin ve istikametli bir kalp, attığımız her adımı hayatın doğal akışıyla uyumlu hâle getirir.

Yazıyı dinlemek isterseniz:



[email protected]  X:@esrabc
02 Kasım 2025 13:16
DİĞER HABERLER