'KAAN, Made in USA' için yerli imza!

Samanyoluhaber.com yazarlarından Kadir Gürcan, son günlerin tartışmalı konusu KAAN savaş uçaklarını “KAAN, Made in USA” için yerli imza!" başlıklı yazısıyla köşesine taşıdı.
Amerika dönüşü iç piyasaya erken düşen kulisler Türk Heyeti'nin düğün sonrası balayı heveslerini kursaklarında bıraktı. Oysa Beyaz Saray'dan alınan meşruiyet sertifikası ile bütün kapıların açılacağı beklentisi ve serbest dolaşım konforuna çok inanmışlardı. Beyaz Saray'da gerçekleşen depdebeli birlikteliğin faturası Binbir Gece Massalları kadar abartılı oldu. Asıl şamatanın düğün sonrası mehri bölüşmede kopacağına kimse ihtimal vermiyordu.

Yurtdışı gezisinin bilinen ekibi bu kez A'dan Z'ye dağıldı. Saray medya ekibinin durumunu yeni duymuş gibi yapıp şaşırma numaralarına yatmayalım. Her yurtdışı gezisinde yer ve diziliş sıralarını bile değiştirmeye ihtiyaç duymayan iktidar yandaşlarının meslek itibarı gibi bir dertleri yok. Orada gazeteci olarak değil, deklanşörlere selfie verme ve konu mankeni olduklarının farkındalar. Zaten Saray'ın medya haremine dahil olanlardan gazetecilik, yazarlık-çizerlik beklenmediği malum. Saray iç avlusunun getir-götür işlerine ölümüne amade kalmaya niyetli bir tetikçi ordusu ile karşı karşıyayız. Bunu biz değil, iç avluda kavgaya dahil olan eski ve yeni Saray müdavimleri birbirine söylüyorlar. Kavgada yumruk aranmaz, ağızlarına ne gelirse!

ABD ziyareti dönüşünde patlak veren sadece gazetecilik etiği değildi. Geziye dahil olan devletli kadrosu görüşme yekün ve dökümünden rahatsız olmuş. Saray “Uçak almak öyle çoluk-çocuk işi değil!” diyerek kendini ağırdan satmaya çalışsa da Dışişleri Bakanı görüşme sonrasında istenilen şeylerin alınamadığını üzerine basa basa söyledi. Yerli üretim olduğu iddia edilen KAAN'ın meğer motoru ABD'den ithal değilmiymiş? KAAN motorlarının sevkiyatı 2030 yılına kadar sürecekmiş. Şimdiye kadar eğer alındıysa, siparişler ödünç alıp veresiye kabilinden işlem görecek. Amerika ile girişilecek herhangi bir sürtüşmede aynen F-35'lerin akibetine uğrama riski oldukça yüksek. Siyasette bir gün bile uzun bir zaman dilimi ise, önümüzdeki beş yıl sadece KAAN açısından bile zor geçecek!

Eğer doğruysa, Saray kulislerine kolay ulaşan yandaş yazarlardan biri “Saray KAAN motorunun yerli olduğnu zannediyor!” iddiası ile gündem oldu. Şimdi Saray, yerli üretim zannettiği ve küçük damad'ın jestine Paşa Baba nezaketi ile cevap vereyim derken “KAAN, Made in USA” i mi imzalamış oldu? Yabancı yorumcuların ısrar ettikleri “Türkiye'nin savaş yatırımları, kağıt üzerine mahkum abartılardan ibaret!” iddialarını bir kez daha düşünmek gerekecek.

Tartışmanın sadece bir başlığını açan Dışişleri Bakanı'nın çıkışı konusunda hemen hemen bütün ihtimaller dile getirildi. Ben de sizin gibi sosyal medyadaki harc-ı alem,  bilindik ve birbirini tekrar eden yorumlara nazar-ı aşina etmedim değil ancak aradığım, gerçek motivasyonu bulduğum söylenemez. İsrail-Filistin konusunda daha çok Rusya ve İran'ın eğilimlerine tercüman olan Dışişleri Bakanı'nın ABD ziyareti sonrasında bu sertliğin yumuşamasından rahatsız olduğu kanaatindeyim. Milliyetçi-muhafazakar kesimin hükümetin şahin kanadını temsil eden Dışişlerine yatırım yaptığı da herkesin malumu. ABD görüşmelerinin “Nothing Burger!” boş ekmek arası aldanmışlığı ile aksettirmesi bu yüzden.

Akıllara gelen ve gizli Saray aşıklarının dillendirdiği “İyi Polis (Saray), kötü polis (Dışişleri Bakanı!)” ihtimali ise tam bir züğürt tesellisi. 15 Temmuz Darbe Senaryosu'nun üç sacayağından biri mevcut Dışişleri Bakanı. Kaabine içinde üzerine gidilemeyecek bir bakan varsa o da işte o! Neden mi? Hani o meşhur “I know What You Did Last Summer, Geçen yaz ne yaptığını (Ne halt ettiğini!) biliyorum!” filmi vardı ya onun  ikinci versiyonu bu yıl tamamlandı. Aynı temanın “Onbeş Temmuz'da ne yaptığını çok iyi biliyorum!” şeklinde tekrar hatırlatılmasına, ileri yaş günleri yaşayan Saray erkanının değil, değme yiğitlerin kalbi dayanmaz! Ayrıca, hükümetin koltuk değneği miliyetçi-muhafazakar kanadın adamlarını yedirtmeyeceğini de kaydedelim.

ABD'li dostum, ev alırken yaşadığı ilginç bir ânı paylaşmıştı. Ev sahibi olma heyecanıyla önüne konan yüzlerce sayfalık metnin 'Alıcı' kutucuklarını imzalarken, alım-satım işlemlerinde kendisine yardımcı olan bayanın “Sen neyin altına imza attığını biliyor musun?” diye sorunca, sevincinin kursağında kaldığını hiç unutamamış.

Daha üretim aşamasında motoru bile olmayan bir tasarıma imza atarken “Neye imza attığınızın farkında mısınız?” uyarısı için artık çok ama çok geç! Saray'ın gizli aşıklarının “Üretim ithal ama, imza yerli!” diyerek teselli aradıklarını duyar gibiyim!
06 Ekim 2025 11:07
DİĞER HABERLER