[Kadir Gürcan] Gün ağardığında ne olur?

Rusya-Ukrayna krizi, milenyumun ikinci çeyreği için önemli işaret taşı, dönüm noktası oldu
Kadir Gürcan

Saray'ın iç-dış gündemi takip ve duruma göre vaziyet alma konusunda altında ezildiği ekonomi kadar aşılmaz sorunları var. “Dediğim dedik çaldığım düdük!” kibrinin ülkeye verdiği zararın telafi imkânı yok. “Telafisi zor!” diyemiyorum! O bile bir umut ama, heyhat! Hazretin kontrolünü kaybedip zıvanadan çıktığı zamanlarda ne söylediğini bilememesi kronik sorunların dışa vuran derin semptomları.

Rusya-Ukrayna krizi, milenyumun ikinci çeyreği için önemli işaret taşı, dönüm noktası oldu. Bundan sonraki bölgesel ya da global krizlere karşı oluşturulacak konsensuslar için iyi bir model de sayılabilir. Bulunduğu coğrafyada saldırgan tavırları ile terör estiren imparatorluk döküntüleri ders alır mı? Hiç zannetmiyoruz!

Putin'in saldırı hazırlıkları konuşulmaya başladığında, iki ülke arasındaki ilişkileri yakından takip edenler, işin savaşa gidip dayanacağını çok önceden tahmin etmişlerdi. Kremlin bu kez de kimseyi şaşırtmadı. Meğer Putin'in mehter yürüyüşü ile iki ileri bir geri manevralarının tamamı, Rus yayılmacılığı için zaman kazanma gayretleri değil miymiş?

Ukrayna meselesi Putin için 2014 yılında yarım kalmış bir hesabın, kimvurduya getirilme telaşıydı. Sekiz senelik hesap çarşıya uymadı. Putin'in şahsi takıntısı, Ukrayna işgalini Rus halkının değil Putin'in savaşı haline dönüştürdü. Geçtiğimiz üç ay içinde A Takımı içindeki kumandan kadrosunda verdiği fireler, yakın çevresini dahi kendi ajandası için ikna edemediğini gösteriyor. Daha geçen hafta muvazzaf beş generalini kapının önüne koyuverdi. Ölümüne muhafazakâr Rus halkı, umulur ki, Rusya'nın Putin'den daha büyük olduğu gerçeğini bir kez daha düşünmeye başlar. Ülkenin tekrar inşası ise ayrı bir çile.

Birkaç gün önce Zelensky, Trump taraftarı ABD'li gazetecinin “Trump olsaydı bu savaş olmazdı!” şeklindeki provokatif yorumuna cevap verme ihtiyacı bile duymadı. 2019 yılında, Eski Başkan Trump'ın, Putin'in elini güçlendirmek için Ukrayna'ya yapılacak silah yardımını geciktirmesinin asıl sebebini Zelensky bilmeyecek de kim bilecek. Bağnaz Trump medyasının ürettiği bitpazarı hikâyelerine, o hikâyelerin bizzat içinde yer alan Zelensky gülmesin ve tavır koymasın da ne yapsın? O günlerde Beyaz Saray'ı kendi ajandası için kullanan ve başkan olmaktan çok gayr-ı menkul komisyoncusu gibi davranan Trump, Zelensky'yi Putin'in kucağına atmakta bir an tereddüt etmemişti. Gerçekten bugün Trump ABD Başkanı olsaydı, Ukrayna'nın akibeti, Rusya'nın Kırım işgali ya da İkinci Dünya Savaşı'ndaki Çekoslavakya'nın kendini Nazi Almanya'sı merhametine teslim etmesi kadar trajik olacaktı.

İktidar ve Saray'ın, 2018'de derin dondurucuya kaldırdığı Suriye Meselesi'ni tekrar ısıtıp kısa günün karı fırsatçılığına dökmesi, Putin'inki kadar olmasa da ciddi bir hesap hatasına benziyor. 2018'in son günlerinde, ABD Başkanı Trump'ın Twitter'ı üzerinden duyurduğu, Suriye'den çekilme kararı bizzat kendi komutanları tarafından şaşkınlıkla karşılanmıştı. Başkan Trump, Saray ile yaptığı iki telefon görüşmesinde, “Biz çekiliyoruz, siz birbirinizi yiyin!” umursamazlığı ile bizim devletlileri Suriye bataklığına itmiş. Trump için bu alışılmış bir patavatsızlık ama, iş Amerika'nın sinir uçlarına dokununca Suriye'den çekilme kararı ülke içinde ciddi reaksiyon uyarmış. Hatta ABD ordusunun efsane askerlerinden biri kabul edilen ve o günlerde Trump kabinesinde Savunma Bakanı olan James N. Mattis, başkanın Suriye kararını protesto etmek için görevinden istifa etmiş.

İlginçtir, Trump'ın sosyal medya üzerinden paylaştığı sürpriz Suriye kararı, ABD askerlerinin Suriye'deki petrol kaynaklarını koruması gerektiği bahanesi ile bypass edilmiş ve göstermelik bir tasfiye ile Trump'ın sazan hafızasına gömülmüş. Suriye'de, her türlü operasyona karşı hazırlıklı, hatırı sayılır askerî yığınağın olduğunu herkes biliyor. Anlaşılan o ki, Başkan Trump şahsi ajandası konusunda kendi komutanlarını ikna edememiş. Tecrübeli askeri kanat ve anasının gözü Amerikan diplomasisi, ülkenin kaderini budala Trump'ın keyfine terketmeye yanaşmamış.

Saray ve iktidar Rusya-Ukrayna krizi konusundaki performansını fazla ciddiye aldı. Daha düne kadar NATO'nun varlık sebebini tartışmaya açan Türkiye'nin Finlandiya ve İsveç'in üyeliğini yavaşlatma teşebbüsleri, Rusya'nın telkinleri olarak okunuyor. Hatta Saray'a “NATO içinde, Putin hesabına çalışan Truva Atı!” diyenler bile var. Cumhurbaşkanı'nın “Suriye konusunu Putin ile görüştük!” itirafı, NATO'ya üye diğer ülkelerin kafasını iyice karıştırdı. Eğer “Bir gece ansızın gelebiliriz!” şımarıklığı Putin'in verdiği desteğe dayanıyorsa, Türkiye için yeni bir krize hazır olmak gerekiyor.

Ukrayna macerasının Rusya halkına günlük maliyeti 20 milyar dolar. İşgal yüzüncü gününü tamamladı. Savaşın ne zaman biteceğini kimse bilmiyor. Rus halkı yok yere yitirdiği insani kaybın yanında, adreslerine postalanacak önü açık faturayı da ödemek zorunda kalacak.

Türkiye'nin Ocak 2022 itibarıyla yıllık bütçe tahmini 150 milyar idi. Yani Rusya Türkiye'nin yıllık bütçesini bir hafta içinde harcamış. Merkez rezervlerindeki erimelerin tahminlerden çok hızlı olduğu artık sır değil. Saray'ın seçim yatırımı için başlatacağı Suriye hedefli yeni maceranın ekonomik iflası getireceğinde şüpheniz olmasın.

Biden'lı ABD'nin “Türkiye'nin Suriye stratejisi konusunda endişeliyiz!” uyarısı Ukrayna krizi öncesi Putin'e yapılan uyarıları hatırlatıyor. Saray'ın “Bir gece ansızın gelebiliriz!” taşkınlığı, Rus Ordusu'nun askerî zayiatları dünya medyasından gizlemek için sabaha karşı vagonlarla Rusya'ya kaçırma hezimetine dönüşebilir. Başkasının yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz zannedermiş. Zelensky'nin döner tekmesi ile karşılaşan Putin'in haline bir bakın. Siz siz olun gecenin şehvetine sakın yenik düşmeyin! Gün ağardığında göreceğiniz manzarayı mideniz kaldırmayabilir.

06 Haziran 2022 14:00
DİĞER HABERLER