KHK’lı Cumhuriyet Savcısı Dr. Hasan Dursun, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin Adalet Bakanlığı eski Müsteşarı Birol Erdem’le ilgili beraat kararına ilişkin çok önemli ‘kulis’ bilgiler paylaştı. Hasan Dursun’un paylaşımlarına göre söz konusu beraat kararı, AKP’li yargı mensupları ve bürokratlar için bir ‘kaçış planı’ydı ancak ellerinde patladı.
Dursun, “Kendilerini muktedir sanıyorlar. Yargıtay CGK kararının gerekçesinin değiştirilmesi talimatı doğrudan Erdoğan’dan gelmiş. Ondan talep edenler de muhtemelen iktidarın “karanlık” ortakları. Öğrendiğime göre bu durum muhafazakar yargı camiasını tedirgin etmiş, ürkütmüş.” diyor.
Tr724'ün
haberine göre, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin beraat kararında Erdem’in, ‘örgütün hiyerarşisi içinde bulunduğu zaman dilimi itibariyle örgütün nihai amacını bilmediği gibi bu amacın kamuoyu tarafından da bilinmediği’ belirtiliyordu. Söz konusu gerekçe güncel yargılamaların tamamının beraatle sonuçlanması anlamına geliyordu. Bu nedenle Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun beraat kararının gerekçesini değiştireceği öğrenildi. Söz konusu bilgiyi de Hürriyet’in tetikçi çalışanlarından Nedim Şener önceki günkü yazısında paylaştı.
Hasan Dursun’un konuyla ilgili paylamışları şöyle:
Gülen Hareketi’ne karşı yargı üzerinden yapılan soykırım, en çok AKP’li bürokratlar ve destekçisi muhafazakar mahalleyi tehdit ediyor. Cemaat aleyhine kullanılan tüm veriler evleviyetle kendileri için de geçerli.
Kendini kurnaz zanneden bazı muhafazakar(!) Saray bendesi yargı mensupları, 2014 yılı sonrasında ‘derin devlet’ ile imzaladıkları sözleşmeyi Birol Erdem lehine verilen beraat kararı gerekçesi ile aşmaya, kendilerini güvence almaya çalıştıklarını öğrendim.
Yargının “köpekleşmesi” sürecinde @yargidabirlik yapılanmasının muhafazakar kanadında yer alan, şimdilerde yargı bürokrasisinin önemli makamlarını işgal eden Metin Kıratlı (@MetinKiratli01), Veysal Bektaş (@veysalbektas19), Aytekin Sakarya (@aytekin_sakarya) Mustafa Yapıcı (@YapiciYapici01), Bilgin Başaran, Harun Kodalak (@HarunKodalak), Selahattin Menteş (@mentes70), Basri Bağcı, Cafer Ergen (@imarhukukcusu) gibi yargı bürokratları Yargıtay’a adeta karargah kurmuşlar. Birol Erdem kararının çıkması için üyelere baskı yapmışlar.
Peki bu baskıyı Erdem’i sevdikleri için mi yapmışlar? Tabi ki hayır. Korkuyorlar. Başkaları için kullandıkları silahın kendilerini de imha edeceğini biliyorlar. Erdem üzerinden verilecek bir Yargıtay Ceza Genel Kurulu (CGK) içtihadının kendilerini koruyacağını düşünüyorlar.
Bu mücadelelirin ilk aşamasında başarılı oldular ve Yagrıtay 9. Ceza Dairesi’nden istedikleri kararı çıkarttılar. Ancak Yargıtay CGK’da oyunları bozuldu. Zira verilen karar “birileri” tarafından basına sızdırıldı ve @nedimsener2010 gibi “aparatlar” üzerinden haber yaptırıldı.
Bu haberi kimin yaptırdığını tahmin etmek zor değil. Yargıda Birlik Yapılanması’nın ulusalcı ve kemalist ayağını oluşturan yargıtay üyeleri Birol Erdem hakkında verilen karardan rahatsız oldular ve önünü kesmek istediler.
Çünkü böylesi bir karar oluşturulan düşman hukukunu etkisiz hale getirme potansiyeli taşıyordu. Onlara göre daha mücadele (hesap) bitmemişti. Hesabı görülecekler listesinde özellikle AKP’yi destekleyen bürokratlar, tarikatlar, gazeticiler ve iş adamlarıınn olduğunu tahmin etmek zor değil.
Ulusalcı derin/pis yapı Erdoğan ile anlaştı. Ama Erdoğan’ı kutsayan ve adeta ona tapan, onun döneminde hayallerinin ötesinde güce ve imkanlara sahip olan “mankurtlaşmış” alt kadro bu mutabakatı ve sonuçlarını anlamak ve tahlil etmek kapasitesinden maalesef yokunlar.
Kendilerini muktedir sanıyorlar. Yargıtay CGK kararının gerekçesinin değiştirilmesi talimatı doğrudan Erdoğan’dan gelmiş. Ondan talep edenler de muhtemelen iktidarın “karanlık” ortakları. Öğrendiğime göre bu durum muhafazakar yargı camiasını tedirgin etmiş, ürkütmüş.
Ama şunu net olarak anladıklarını tahmin etmek zor değil. Kendileri şu anda istihbarat birimleri tarafından hangi amaçla hazırlandığını bilmedikleri “operasyonları” hayata geçirmek amacıyla kullanılan “iktidarsız aparatlar.”
Ama bunu hazmetmekte zorlanıyorlar.
Erdoğan’ın gidişi başta kendisini, sonrasında ise kendisi ile birlikte semiren, zenginleşen, hak etmediği makamlara getirilen, suça bulaşan bürokratları korkutuyor. Bu nedenle herkes kaçış planları hazırlıyor. Anlaşılan ERDEM PLANI ellerinde patladı.