Küba’dan Covid-19 tedavisinde bir hamle daha

Itolizumab, ağır ve ölümcül Covid-19 hastalarında yaşanan ‘Stokin Fırtınası’ ile ilgili. Yapılan çalışmaları soL okurları için derledik.
Küba Moleküler İmmünoloji Merkezi tarafından geliştirilen “Itolizumab”ın, Covid-19 tedavisinde etkili olabileceği gösterildi. “Itolizumab” ve Covid-19 tedavisindeki yerine ilişkin son çalışmaları soL okurları için özetledik.

Itolizumab monoklonal bir CD6 antikoru. CD6 ise, bağışıklıktan sorumlu T hücrelerinin üzerindeki bir protein. T hücreleri normalde çeşitli mekanizmalarla bağışıklığa katkısı olan sitokinlerin salıverilmesine sebep oluyor. Itolizumab bu proteini hedefleyip ona bağlanarak, etki göstermesini engelliyor. Bu yolu kapatınca sitokin salıverilmesinde de kısmi bir azalma oluyor. Öte yandan bu mekanizmalarda bir çok protein ve hücre etkili olduğundan, CD6'nın etki göstermesi engellendiğinde bağışıklık tümüyle etkilenmiyor.

Itolizumab aslında psöriyazis (sedef hastalığı) için geliştirilmiş bir ilaç. Psöriyaziste inflamasyon mekanizmaları ve bazı sitokinler normalden çok aktive oluyor (hiperinflamasyon durumu). Itolizumab da CD6'ya bağlanarak sitokinlerin azalmasını sağladığı için son yıllarda psöriyazis tedavisinde kullanılıyor, yani istenmeyen aşırı inflamasyon durumunun kontrol altına alınmasını sağlıyor.

Covid-19'da, özellikle akciğerde gelişen tabloda aşırı inflamasyon durumu olduğu düşünüldüğü için Itolizumab, Covid-19 çalışmalarında denenmeye başlanıyor. Covid-19 hastalarında bazı sitokinlerin (IL-2, IL-6, TNF- ? gibi) çok arttığı görülüyor ve buna “sitokin fırtınası” deniyor. Itolizumab'ın Covid-19  hastalarında denenmesinin semptomları hafifletebileceği hipoteziyle, tek başına bir ilaç olarak değil, var olan tedaviye eklenmesi şeklinde bir yöntem planlanıyor.

Bu konuda sonuçları yayınlanan çalışmalardan biri, Hindistan’da 32 kişiyle yapılan faz 2 çalışması. Çalışma sırasında 2 kişi ilaç infüzyonu sırasında reaksiyon sebebiyle çalışmadan çıkarılıyor.

Kontrol grubu (yani hastalara rutin Covid-19 tedavi protokolü uygulanan grup) 10 kişiden, Itolizumab grubu ise (yani hastalara rutin tedavi protokolü + Itolizumab uygulanan grup) 20 kişiden oluşuyor.

Sonuçta 10 kişilik kontrol grubunda 3 ölüm varken, 20 kişilik Itolizumab grubunda hiç ölüm görülmüyor ve bulgular istatistiksel olarak anlamlı çıkıyor. Bu makaleye muhalefet eden bir değerlendirme, başta çalışmadan çıkarılan 2 kişinin çalışmanın güvenilirliğini sarstığını belirtiyor. Çalışmada Itolizumab grubu aslında 22 kişi olacakken, 2 kişi ilaç infüzyonu sırasında reaksiyon nedeniyle çalışmadan çıkarılıyor. Bu 2 kişinin ilacın o dozunu tamamen alıp alamadığı çalışmada açıklanmıyor. Ancak bu iki kişiden biri ölüyor.

Muhalefet eden yazı da bu 2 kişiyi dahil edersek ilaç grubunda da bir ölüm olduğunu ve bu haliyle istatistik çalışması yapılırsa anlamlı sonuç çıkmayacağını söylüyor. Çalışmanın böyle bir tartışmalı noktası olsa da sonuçta ilacın sitokinleri azalttığı bulunuyor. Tartışmalı olan nokta, bu azalmanın klinik etkisinin olup olmadığı. 

Hindistan’daki çalışmanın diğer talihsizliği ise, ilacın Faz 3 çalışması sırasında çalışmaya destek veren şirketin desteğini çekmesi nedeniyle çalışmanın durması.

Küba’da yapılan 3 çalışma neler söylüyor?
Itolizumab’ın Covid-19 tedavisindeki etkisini inceleyen diğer üç çalışma ise Küba’da yapılmış.

Çalışmalardan biri 3 tane vaka raporu sunuyor. 3 ağır semptomlu Covid-19 hastasına Itolizumab verilmiş, laboratuvar ve klinik bulgular raporlanmış. Tüm hastalarda sitokin yoğunluğunda azalma izlendiği görülürken, 2 kişi iyileşmiş, 1 kişi ise yaşamını kaybetmiş. 

Küba’da yapılan diğer çalışmada 70 kişi yer alıyor ancak bu çalışmada da kontrol grubu yer almıyor. Hastalık tabloları orta, ciddi, kritik olarak gruplandırılmış. Bulgular orta ve ciddi semptomlu hastaların iyileşme oranlarına ve mortalitede azalmalara vurgu yapıyor. 

Küba’da yapılan başka bir çalışmada ise kontrol grubu ve Itolizumab grubu var. Bulgular, Itolizumab grubunda solunum cihazı gerekliliği ve mortalite açısından kontrol grubuna göre ilaç grubunda anlamlı iyileşme sağlandığını gösteriyor. 

Monoklonal antikor çalışmalarının önemi ne?
Daha çok çalışmaya gerek duyulmakla birlikte Itolizumab'ın Covid-19 hastalığında prognozu iyileştirmesi bakımından umut vaat ettiği bir gerçek. Ancak daha önemlisi son dönemin popüler ancak maliyeti yüksek çalışma konularından monoklonal antikor çalışmalarının abluka altındaki Küba'da yapılıyor olması. 

Monoklonal antikor çalışmaları yüksek maliyeti sebebiyle yaygın yürütülememekle birlikte, sonuçlar başarılı olsa dahi çok yüksek fiyatlarla piyasaya sürülüyor ve sadece zenginlerin yararlanabileceği bir sistem işliyor. Küba'nın bu çalışmaları yürütmesi hem bu ilaçlardan emekçi halkların faydalanabilecek olması, hem de abluka koşullarına karşın bilime sosyalist temelli yaklaşımın sıçratıcı sonuçlarını göstermesi açısından çok değerli.
05 Şubat 2021 16:19
DİĞER HABERLER