[M. Ertuğrul İncekul ] Ülke Yangın Yeri

Türkiye'de bu yıl 160 bin hektar ormanın yandığı ve bunun 2008-2020 arasında yanan ortalama alanın dört katı olduğu kaydediliyor. Türkiye'de 28 Temmuz'dan bu yana farklı bölgelerde çıkan 197 noktada yangınlar çıktı , hala yangını söndürme çalışmaları belli yerlerde devam ediyor.
M. ERTUĞRUL İNCEKUL- SAMANYOLUHABER.COM 

İspanyol 43 Grupo yangın destek ekibini izliyorum. Türkiye için 27 pilotla seferber oldular. Sadece bir günde 14 saat uçuş ve 51 su atış gerçekleştirdiler. Adeta alevlerin üstüne atlayan rahmet melekleri gibiydiler.
Türkiye'de bu yıl 160 bin hektar ormanın yandığı ve bunun 2008-2020 arasında yanan ortalama alanın dört katı olduğu kaydediliyor. Türkiye'de 28 Temmuz'dan bu yana farklı bölgelerde çıkan 197  noktada yangınlar çıktı , hala yangını söndürme çalışmaları belli yerlerde devam ediyor. 9 kişi yaşamını yitirdi. Onbinlerce canlı hayatını kaybetti.

Peki alevler şehirleri ve ormanları sararken, halk kenetlenmiş adeta itfaiye eri gibi canlarını tehlikeye atarken, Antalya Belediye Başkanı; insanlar yanıyor, yangın şehre indi diyerek feryat ederken iktidar ve muhalefet neredeydi?
Sanatçılar, aydınlar ve duyarlı herkes sokaklara indi, yeter ki bir can daha kurtaralım, diyerek seferber oldular. Ama ülkeyi yönetmesini beklediğimiz irade, canlıları bile “beyaz et” diyerek hiçe saydı. Halkın kafasına çay fırlattı. Silahlı bazı insanlar yol kesip, hesap sordu.
Uzun zamandır zulüm rejimi keyfi yönetimine, hukuksuzluğa devam ediyor. 
AB, AHİM, Amnesty, Amerikan Senatosu gibi Uluslarası kuruluşlardan hukuk ve insan hakları çağrısı yapılıyor. Ama kulağını çağrılara tıkamış bu rejim, yaftaladığı gruplara suçlu muamalesi yapmaya devam ediyor. Somali gibi ülkelere 30 milyon yardım gönderirlerken, 4 milyon dolara uçak bakımı yaptırmadığı veya satın almadığı için ülkeyi yangın yerine çevirmeye devam ediyorlar.
Dini, ahlâki yönden uzun zamandır ciddi bir erozyon yaşanıyor ülkede. Hırsızlık, aldatma, mafyatik yöntemler doğal görülür hale geldi. Vatan haini yaftası ile en masum insanları bile hapse gönderebiliyorlar, mallarına çökebiliyorlar.
Peki bunca zulmün, hukuksuzluğun payidar olduğu ,hedefe ulaştığı görülmüş müdür ?, ben bilmiyorum. Saddam, İdi Amin, Hitler, Stalin , Slazar gibi farklı tandanslara sahip, farklı görüşlerde diktatörler, uzun veya kısa zaman içerisinde yıkılıp gitmişlerdir. Bir tanesi iyi hatırlanmaz, lanetle anılırlar. Bu tiplerin peşinden gidenler de iki cihanda huzur bulamazlar.

Ülkemizin pırıl pırıl zekâları yıllardır demokratik ülkelere göç ediyorlar, imkanı olanlar her şeye rağmen yurtdışında çalışmayı istiyorlar. Güvenlik, iyi bir gelir, yaşadıkları ülkelerin sunduğu imkanlar, vatan hasretine rağmen insanımıza yurtdışını tercih ettiriyor. Ama milyonlarca insan ülkemizin düştüğü çaresiz durumdan, seçilmiş yöneticilerin umarsızlığından, düşen gelir seviyesinden, güvenlik problemlerinden ve birçok sebepten ötürü ciddi rahatsızlar. Ülkeden çıkma lüksü olmayan, ama yaşadığı şartları da kabul etmeyen ülke insanımızın durumu oldukça vahim. 

Bu tespitleri yapmak kolay ama zor olanı ülkemizin demokrasiye kavuşması adına bir ümit var mı? bunları sunmak olsa gerek;
1- Ülke aydınları ve yazar çizer takımı başkalarını yaftalamayı, rejim ağzı ile konuşmayı bırakmaları gerekir.
2- Ülke menfaati etrafında her görüşten olan sivil toplum önderleri bir araya gelebilmeli.
3- Şapkasını önüne alıp her vatandaş 5 yıl önce durumum neydi? şimdi nedir, diyerek iyi bir muhasebe yapmalı.
4- Daha özgür olan, kendi birşeyler diyebilen ,yazabilen  yazarlar, aydınlar ve uluslararası medya takip edilmeli.
5- Yaralarımızı sarma adına ötekileştirmeyi bırakıp, yıllardır tanıdığımız eşimiz, dostumuz, komşumuzla oturup tekrar ortak paydalarımız üzerine konuşulmalı, dertleşebilmelidir.
6- Zulüm rejimlerinin gidici olduğu, asıl kalıcı olanın ise ülkenin gerçek sahibi  olan halk olduğu unutulmamalıdır.
7- Tabii ki iyi bir yönetim, hukuk ve anayasa sistemi kurulması işin olmazsa olmazıdır.
Çözüm listesini uzatabilirim ama bunca kaos ve ötekileştirmenin yaşandığı bir dönemde suya yazı yazmak gibi birşey olsa gerek. Ama, bu ülke bir daha iflah olmaz! diyenlerin tersine şunu ifade edeyim ki; ben ülkemizin bir şekilde tekrar düze çıkacağına, uluslarası arenada her alanda yerini alacağına ,hukuk ve demokrasinin tekrar ülkemize döneceğine inananlardanım.

“Esas soru insanların neden başkaldırdıkları değildir. Neden başkaldırmadıklarıdır.’”

Wilhelm Reich


Teklif ve önerileriniz için;
Twitter: e_incekul 
10 Ağustos 2021 17:23
DİĞER HABERLER