Nostra Aetate'nin 60. Yılında Frankfurt'ta Tarihi Buluşma: Diyalogun Meyvelerini Hasat Etmek

Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz, Nostra Aetate ile ilgili yazı dizisine devam etti. Aymaz'ın yeni köşe yazısı "Nostra Aetate'nin 60. Yılında Frankfurt'ta Tarihi Buluşma: Diyalogun Meyvelerini Hasat Etmek" başlığını taşıyor.
Frankfurt'un tarihi merkezinde, Hz. İsa'nın havarilerinden Bartolomeo'ya adanmış görkemli katedralin hemen yanı başında, 5-6 Kasım 2025 tarihlerinde Nostra Aetate belgesinin 60. yıldönümünü anmak üzere önemli bir konferans gerçekleşti. Haus am Dom, Forum für Interkultureller Dialog ve Almanya'nın en prestijli katolik teoloji fakültelerinden Sankt Georgen tarafından ortaklaşa düzenlenen bu etkinlik, Avrupa'nın dört bir yanından diyalog alanında uzmanlaşmış kurumların katılımıyla gerçekleşti.


Konferansın açılış konuşmalarından birini yaparken, otuz yıl önceki bir ziyaretimi hatırlamaktan kendimi alamadım. Nostra Aetate'nin henüz 30. senesini doldurduğu günlerde, 1997'nin Mart ayında Roma'ya giderek Vatikan Dinlerarası Diyalog Bakanlığı'nı, Vatikan Radyosu'nu ve PISAI'yi (Papalık Arapça ve İslam Üzerine Araştırmalar Enstitüsü) ziyaret etmiş, Vatikan'da Papa II. Jean Paul'ün Genel Kabulü'ne iştirak etmiştik. O ziyaretlerde, Hizmet Hareketi mensubu Müslümanlar olarak Nostra Aetate'nin çağrısına hangi faaliyetlerle cevap verdiğimizi anlatmıştık.
 

O ziyaretten bir yıldan kısa bir süre sonra ise Fethullah Gülen Hocaefendi bizzat Roma'ya gelerek Papa II. Jean Paul ile tarihi bir görüşme gerçekleştirmişti. 5 Kasım sabahki konuşmamda, bu görüşmenin Nostra Aetate'nin Müslümanlara yaptığı çağrıya verilen en önemli sembolik cevaplardan biri olduğunu vurguladım.


Konferansın özel anlarından biri, 1997'de Dinlerarası Diyalog Bakanı olan Kardinal Francis Arinze gibi, bir başka Nijeryalı kardinal olan Kardinal John Onaiyekan ile bir araya gelmemiz oldu. Hem 4 Kasım akşamı düzenlenen akşam yemeğinde beraber idik hem de 5 Kasım sabahki açılışta ard arda konuşma yapma fırsatı bulduk.

 
Kardinal Onaiyekan, Nijerya'daki Müslüman-Hıristiyan birlikte yaşama deneyimlerinden etkileyici örnekler sundu. Nostra Aetate'yi hakkıyla anlamak için II. Vatikan Konsili'nin Lumen Gentium inanç doktrini belgesi ve din özgürlüğünden bahseden Dignitatis Humanae ile beraber ele alınması gerektiğini vurguladı. Lumen Gentium 16. Maddesi şöyle diyor: "Ancak ahirette selamet, Yaratıcı'yı tanıyanları da kapsamaktadır. Bunlar arasında özellikle Müslümanlar bulunmaktadır ki, onlar İbrahim Aleyhisselam'ın imanına sahip olduklarını ifade ederek, bizimle birlikte tek olan, rahmet sahibi ve insanları ahiret gününde hesaba çekecek olan Allah'a ibadet etmektedirler."
 

Konferans boyunca dinlediğimiz diğer konuşmalar da son derece zenginleştirici oldu. Chicago'daki Katolik Teoloji Üniversitesi'nden Prof. Scott Alexander, Nostra Aetate'nin ortaya çıkmasında çok mühim yeri olan Türk Papa diye de bilinen 23. Jean'dan bahsetti. Metnin ismini veren Nostra Aetate'nin bizim çağımızda manasına geldiğini söyleyerek Matta'ya göre İncil'de de geçen "çağın işaretlerini tedkik etmek" metodundan ilham alındığını, dünyadaki değişmelere göre Katolik Kilisesi'nin diğer dinlere bakışını değiştirdiğini aktardı.


Konferansta Güney Afrika'dan Endonezya'ya, İngiltere'den Nijerya'ya, Romanya'dan Arnavutluk'a farklı coğrafyalarda, farklı sosyal ve kültürel ortamlarda farklı dinden insanların beraber yaşayabilme imkanları, diyalogun güzel örnekleri, çözümler bulabilmek için var olan sorunlar dile getirildi.

 
Son oturumda, "Dalgalı Sularda Diyalog" başlığı altında Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman perspektifinden diyalogun dünyadaki durumu ele alındı. Yahudi konuşmacı Haham Yakov Nagen, sunumu esnasında Hocaefendi'ye Arapça Tevrat'ı takdim ettiği andaki çekilen resmini paylaştı.

 
Konferansın ilk gününün hitam-ı miski üç dinden üç duayla yapıldı. Hz. Davud'un Zebur'undan bir mezmur, İncil'de Hz. Meryem'in duası olarak bilinen Magnificat ve Kur'an-ı Kerim'den Beled suresi okundu. Diyalogda güzel işlerin yapılması için insanların gayretinin ötesinde Allah'ın yardımı ve takdirinin önemi vurgulanmış oldu.

 
Konferansın ikinci günü, katılımcılar birlikte Aziz Ignatius Kilisesi'ni ve Hz. Ebu Bekir Camii'ni ziyaret etti. Bu ziyaretler, teorik tartışmaların ötesinde, birbirinin ibadet mekanlarına saygıyla girmenin ve orada bir araya gelmenin gücünü bir kez daha gösterdi. Brütalist mimaride yapılan Aziz Ignatius Kilisesi'nin yan pencere vitraylarındaki Gül figürlerini, Prof. Scott Alexander, Gül'ün Hz. Muhammed'i temsil ettiğini söyleyerek, “güzel gören güzel düşünür” fehvasınca geziyi diyalogla renklendirdi. Hz. Ebu Bekir Camii'nin kubbesi altında farklı dinden ve kültürden olan birçok insan ortak bir gök kubbenin altında ortak bir kaderi yaşayan tek bir insanlık ailesinin bireyleri olduklarını, konferansta Bratislava hahamı Kapustin'in dediği gibi Hz. Adem'in ve Hz. Nuh'un evlatları olduklarını bir kez daha hatırlamış oldular.

 
Bu konferans, Nostra Aetate'nin 60. yılında, Almanya'da, Avrupa'da ve dünyanın dört bir yanında zaman, insan ve mali kaynaklarını seferber ederek "sulh adacıkları" oluşturmaya adamış insanları bir araya getirdi. Küresel terör, göç krizi, yükselen popülizm, Antisemitizm ve İslamofobi gibi sorunların gölgesinde, tek bir Allah'a inanan insanlar olarak omuz omuza çalışmanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gördük.

 
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 1998'deki Papa görüşmesinden bu yana çeyrek asır geçti. O günden bugüne, diyalog yolunda nice fedakarlıklar yapıldı, nice köprüler kuruldu. Frankfurt'taki bu buluşma, bu yolculuğun devam ettiğini, hatta ivme kazandığını gösterdi.

 
Nostra Aetate'nin 60. yılında, en büyük umut kaynağımız şu: İnsanlığın ortak sorunlarına, ortak değerlerimizden hareketle, birlikte çözümler üretebileceğimiz gerçeği. Ve bu gerçeği hayata geçiren her birey, her kurum, insanlık için bir umut ışığı yakmaktadır.

 
"De ki: 'Ey Kitap Ehli! Bizimle sizin aranızda ortak olan bir kelimeye gelin..." (Al-i İmran, 3:64)
11 Kasım 2025 11:14
DİĞER HABERLER