Orhan Miroğlu AKP'yi uyardı: “Kuzey Kıbrıs’tan ders alınmazsa, hayal kırıklığı sürpriz olmaz”

AKP’li Orhan Miroğlu, Ersin Tatar’ın hezimet yaşadığı Kuzey Kıbrıs seçimleri üzerinden partisini uyardı. AKP’de Merkez Karar Yürütme Kurulu üyeliğinde bulunan Orhan Miroğlu, araştırma şirketleri ve sahiplerinin inandırıcılığının sorgulanmadan hareket edilmesinin partisi için risk taşıdığını söyledi. Bu şirketlerin partiye hiçbir katkısı olmadığını anlattı.
19 Ekim 2025’te yapılan KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerini CTP’nin adayı Tufan Erhürman kazandı; Ankara’nın desteklediği mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar kaybetti. Resmî olmayan sonuçlara göre Erhürman yaklaşık yüzde 62,8, Tatar yüzde 35,8 oy aldı; katılım yaklaşık yüzde 65 olarak gerçekleşti. 

Orhan Miroğlu’nun sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı değerlendirme şöyle:

“Umarım Kıbrıs seçimleri gerçek ve algı olanı Türkiye’de de birbirinden ayırmak için bir vesile olur. Kıbrıs için hayati önemdeydi bu seçim. Sonuçları şüphesiz çok konuşulacak ve çok tartışılacaktır. Tabi ki aynı şey değil.

Ama Çözüm süreci için kullanılan legal bilgi kanalları ve yöntemler, Kıbrıs’ta olduğu hibi, gerçeklik yönünde işlemiyor ve sahanın nabzını ölçme faaliyeti maalesef imtiyazlı bazı kamuoyu şirketlerinin insafına bırakılmış durumda!

Öyle şeyler söyleniyor ki, akıl erdiremiyor insan: Bu adamlar kamuoyu araştırması adı altında, şehrin vekili, siyasetçisi, belediye başkanı hakkında da söz ve kanaat sahibi!

Anlayacağınız roller ve görevler birbirine iyice karışmış durumda ve bu da siyaset kurumunu, siyasi aktörü bir çeşit ‘sair efrad’ konumuna düşürebiliyor!

Kıbrıs’ta da az çok benzer bir durum yaşandı ve özetlediğim anlayış ve uygulamalar seçim sonuçlarında belirleyici oldu. İktidarla çalışan bazı kamuoyu şirketleri Tatar, yüzde 62, Erhürman yüzde 32 alır diyorlardı tam tersi çıktı!
Orhan Miroğlu’nun hedef aldığı isimlerden birinin de İhsan Aktaş olduğu tahmin ediliyor…

Sorun şu ki, AK Parti’ye ve muhtemelen başka partilere de sayısız iş yapan bu şirketlerin ve sahiplerinin çözüm süreci için yaptıkları araştırmalara baştan inanılmış ve siyaset kurumunun hala o araştırma sonuçlarına göre hareket ediyor olmasıdır.

Başta Diyarbakır olmak üzere bu insanları festivallerde bile halkla buluşturmanın ve gerçeklikten uzak bir takım fikirleri tedavüle sokmanın halkı ve parti teşkilatlarını yormaktan başka bir işe yaramadığı görülmezse, ilk genel seçimde, Kıbrıs seçimlerinde uğranılan hayal kırıklığını yaşamak sürpriz olmaz!

Kürt ve Türk kamuoyu eğilimleri konusunda bu şirketlerin hazırladığı raporların, mensuplarının aktif siyaset kurumunun desteğiyle, birer siyasi aktör gibi davranarak Erbil’den Diyarbakır’a, İstanbul’a kadar uzanan faaliyetlerinin yanlış algıları güçlendirmekten başka bir işe yaramadığını TBMM ve Diyarbakır özelinde son yaşananlar yeteri kadar göstermiş olmalıdır.

Hele de Suriye’de hükümeti askeri harekata ikna etmek için, Neo- İttihatçılarla el ele kol kola, “Kürt anasını görmesin” mecrasında harcadıkları gayreti, unutmak hiç mümkün değildir!”
20 Ekim 2025 18:42
DİĞER HABERLER