Pakistan'daki darbeyi masa başından buldular...

Pakistan Başbakanı Şerif yolsuzluk iddiaları sebebiyle Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile görevinden uzaklaştırılmasına Havuz Medyası benzer reflekler ile yaklaştı.
Pakistan Başbakanı Şerif yolsuzluk iddiaları sebebiyle görevinden uzaklaştırılmasına  ilk başlarda Havuz Medyası nasıl yaklaşacağını bilemedi. Ancak daha sonra bildik manşetleri ile olata yine darbe yakıştırması yaptı... 

Özellikle Sabah Gazetesi'nin haberini analiz eden Gazeteci Vehbi Şahin Türk medyasının içinde bulunduğu durumu ortaya koydu... 

İşte TR724.com'da yayınlanan o yazı..  


Havuz’un Amiral gemisi Sabah Gazetesi, yalan habercilikte çığır açmış durumda…

‘Çarpıtma’ işinde havuzun diğer gazetelerine açık ara fark attığını Cumartesi günü yayınladıkları manşetle bir kez daha kanıtladı.

Haberi hazırlayanları da gazeteye manşet yapanları da tebrik etmek lazım!

İyi iş çıkarmışlar çünkü…

Bu kadar övgüyü hak eden haber ne peki?

Pakistan’da, Başbakan Navaz Şerif’in yolsuzluk gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi kararıyla görevinden azledilmesi…

Sabah Gazetesi haberi şu başlıkla verdi:

-Pakistan’da FETÖ usulü yargı darbesi…

 

PARALEL ZORLAMA

Sabah’a göre yargı darbesinin arkasında ‘Pakistan’ın FETÖ’sü’ olarak görülen Tahir-ül Kadri’nin Cemaati var.

Pakistan ile Türkiye, Hizmet Hareketi ile Tahir-ül Kadri Cemaati arasında ‘paralel’ bağlantı kurmak için epey çaba sarf etmiş Sabah editörleri…

Mesela…

-Pakistan’daki Cemaatin lideri Tahir-ül Kadri, ülkesinde güvende olmadığını söyleyerek uzun yıllardır Kanada’da yaşıyormuş…

-Sandığa saygı duymayan Kadri, 2014’te destekçilerini sokağa davet etmiş…

-Dinler arası diyalog felsefesini benimsiyormuş…

-Uluslararası kurumların desteğini alıyormuş…

-Cemaatin üst düzey isimleri, hukuk ve güvenlik birimlerinde çok etkiliymiş…

Peh peh peh…

Bunları okuyunca gülmekten kendini alamıyor insan…



SUBLİMİNAL MESAJ

Sabah, haberi internet sitesinde verirken ekstra bir çaba içine girmiş.

‘Millete operasyon böyle başladı’ başlığıyla bir haber linkini paylaşarak 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını yapan savcı, hakim ve polisleri hedef göstermiş.

Trajikomik bir durum…

Subliminal mesaj vereyim derken baltayı taşa vurmuşlar.

Bu haberle ne yapmak istiyor Sabah?

1) Pakistan’ın devrik lideri Navaz Şerif’e ‘ahmak’ muamelesi yapıyor.

2) Erdoğan’ın 17-25 Aralık operasyonlarına nasıl karşı koyduğunu nazara vererek Şerif’e ‘sen de aynı yolu izle’ diyor.

3) Belki anlamaz diyerek, nasıl bir yöntemle mücadele etmesi gerektiğini Hizmet Hareketi ile Tahir-ül Kadri Cemaati arasında ‘paralellik’ kurarak izah ediyor.

4) Erdoğan’ın siyaseten ne kadar ‘uyanık’ bir lider olduğunu tescil ederek Saray’a selam gönderiyor.

 

SABAH YOLSUZLUĞU YAZMADI

Yazının başında vurguladığım gibi…

Haber on numara bir algı çalışması…

Ancak verdiği mesajla Erdoğan’ı bir başka açıdan dünya lideri yapıyor.

Nasıl mı?

Kısaca izah etmeye çalışalım.

Önce Sabah’ın haberinde olmayan detayları yazalım.

1) Pakistan’da Anayasa Mahkemesi Başbakan Navaz Şerif’i görevden alarak ömür boyu siyasetten men etti.

2) Mahkeme, aile üyelerinden bazılarının Panama Belgeleri’yle ortaya çıkan yolsuzluk iddialarına karıştığını gerekçe gösterdi.

3) Ayrıca, Maliye Bakanı Muhammed İshak Dar’ın da azledildiğini açıkladı.

Yani…

Ortada çok ciddi ‘yolsuzluk’ iddiaları var.

Fakat haberde tek bir yolsuzluk kelimesi geçmiyor.

Panama Belgeleri’nde, tıpkı Pakistan’da olduğu gibi Türkiye’den de önemli isimlerin olduğu bilgisine yer vermiyor.

Karartma yapıyor.

 

GÖREVİNİ YAPAN YARGI

Peki, yargı darbesi nereden çıktı?

Sabah’ın yazıişleri masasından herhalde…

Pakistan Anayasa Mahkemesi, Sabah’ın tabiriyle ‘seçilmiş Başbakan’a darbe’ falan yapmıyor yani…

Sadece görevini yerine getiriyor.

Yolsuzluk iddialarını soruşturmak üzere kurulan Ortak Soruşturma Komisyonu’nun topladığı tüm materyallerin altı hafta içerisinde ‘yolsuzluk mahkemesine’ gönderilmesine karar veriyor.

Ayrıca…

Başbakan Navaz Şerif ile çocukları Meryem, Hasan, Hüseyin Şerif ve milletvekili Muhammed Safdar aleyhinde söz konusu mahkemede yolsuzluk davası açılacağını belirtiyor.


ERDOĞAN ROL MODEL

Hâl böyleyken Sabah Gazetesi meselenin aslını gizliyor.

Erdoğan’la ilişkileri iyi olan Navaz Şerif’e kendince akıl veriyor.

1) Türkiye’de 2013 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan’ın oğluna ve bakanlarına yolsuzluk operasyonu yapıldı.

2) Erdoğan bu operasyonu kendisine yapılan bir ‘darbe’ olarak gördü.

3) Hakimleri, savcıları, polisleri görevden aldı.

4) Suçu Gülen Cemaati’nin üzerine yıktı.

5) ‘Cemaat’le mücadele ediyorum’ diye yüzbinlerce memuru işten atıp yerine kendi adamlarını yerleştirdi.

6) Yolsuzluk dosyalarının üzerini kapattı.

7) Yargılanma tehdidini tamamen bertaraf etmek için demokrasiyi, hukuku, özgürlükleri ortadan kaldırdı.

8) Yaklaşık 4 yıldır ayakta ve iktidarını daha da güçlendirdi.

Bu haberle Sabah Gazetesi Erdoğan’ı, yolsuzluk iddiaları karşısında direnen bir ‘rol model’ gibi gösteriyor.

 

KÖTÜ ÖRNEK

İyi mi?

Bence en büyük kötülüğü yapıyor.

Evet, Erdoğan yolsuzluk iddiaları karşısında oğlunu da birlikte çalıştığı bakanlarını da yargı önüne çıkarmak yerine daha zor olanı tercih etti.

Onları yargılamak isteyen bürokratları hapse attı.

Bu, dünya standartlarında çok büyük bir başarı…

Ama Erdoğan’ın itibarını ayaklar altına alan bir Pirus Zaferi aynı zamanda…


HAPİS CEZASI ALAN DEVLET ADAMLARI

Bakın aynı tarihlerde dünyada ‘yolsuzluk yapan, rüşvet alan liderler’ ile ilgili neler oldu?

ALMANYA – Eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff yolsuzluk

suçlaması olunca istifa etti.

ROMANYA – Eski Başbakan Adrian Nastase, yolsuzluktan iki yıl hapse mahkum edildi.

İSPANYA – Kral Juan Carlos’un ikinci kızı Prenses Cristina’nın eşi Palma Dükü Inaki Urdangarin, yolsuzluk suçlamasından 6,3 yıl hapis cezası aldı. Prenses Cristina da eşi Urdangarin’in iş anlaşmalarında adı geçtiği için 265 bin Euro para cezasına çarptırıldı.

HIRVATİSTAN – Eski Başbakan Ivo Sanader, yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla yargılandı, 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İTALYA – Eski Başbakan Silvio Berlusconi, vergi kaçırdığına hükmedilen bir davada mahkûmiyet kararı aldı, senatörlükten azledildi.

BREZİLYA – Dünyaca ünlü lider Lula da Silva, rüşvet almak ve para aklamak suçlarından 9,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Brezilya eski Meclis Başkanı Eduardo Cunha da aynı suçlardan 15 yıl hüküm giydi. Yolsuzluk soruşturmasına adı karışan Brezilya Başkanı Dilma Rousseff, Senato tarafından görevinden azledildi.

PERU – Eski Devlet Başkanı Alberto Fujimori, yolsuzluktan da hüküm giydi. Mahkeme, halen başka suçlardan hapis cezasını çeken Fujimori’nin 2000’deki seçim kampanyasında devlet fonlarından 40 milyon doları rakiplerini karalamaları için gazetelere vermekten 8 yıl hapis cezası verdi.

GÜNEY KORE – Yolsuzluk skandalı sonrası ülke tarihinde bir ilk yaşandı. Devlet Başkanı Park görevinden azledildi. Halen tutuklu yargılanıyor.

KAZAKİSTAN – Eski Başbakan Serik Ahmetov, yolsuzluk suçlamasından 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İSRAİL – Eski Başbakan Ehud Olmert, rüşvet almaktan 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 19 aya indirilen cezasını çekmek için İsrail’de hapse giren ilk eski başbakan oldu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hakkındaki yolsuzluk soruşturmasından dolayı 4 kez ifade verdi. Kendini sorgulayanları görevden almadı.

İRAN – Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin kardeşi Hüseyin Feridun, yolsuzluk suçlamasıyla tutuklandı. Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın birinci yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi ise yolsuzluktan 5 yıl hapis cezasına çaptırıldı.

IRAK – Eski Ticaret Bakanı Rafi İsawi, yolsuzluk suçundan 7 yıl hapse mahkum edildi.

 

YÜZ KIZARTICI SIRALAMA

Gördüğünüz gibi son 5 yılda küçümsediğimiz ülkeler bile yolsuzluk yapan başbakanları, cumhurbaşkanlarını yargıladı.

Suçlu bulduklarını da affetmedi, cezaevine gönderdi.

Peki Erdoğan ne yaptı?

Hakkında ciddi yolsuzluk iddiası olanları yargıdan kaçırdı.

Soruşturma yürüten memurları suçladı.

Devletin altını üstüne getirdi.

Sonuç?

2016 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde Türkiye, geçen yıl 9 basamak daha aşağı düştü.

176 ülke içinde 66’ncı sıradan 75’inci sıraya geriledi.

Erdoğan kazandı, Türkiye kaybetti.

Bakalım Navaz Şerif Sabah’ın tavsiyesine uyup tıpkı Erdoğan gibi ‘bana darbe yapıldı’ diyecek mi?

Yoksa…

“Kendi itibarımı ayaklar altına alıyorum önce ülkem” mi diyecek?

Bekleyip görelim.
31 Temmuz 2017 14:41
DİĞER HABERLER