İktidar, basındaki tekzip müessesesini özgür medyayı boğma aracı gibi kullanıyor. Gazeteciler, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının ardından daha belirgin hale gelen bu yöntemi şu sözlerle tanımlıyor: “Önemli bölümünü kendisine bağlı hale getirdikleri yargıyı da kullanarak tekzip kurumunu baskı aracına dönüştürdüler.”
17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının ardından iktidarın hedefe koyduğu özgür medya, tekziplerle susturulmaya çalışılıyor. İktidara eleştirel bakan hemen her medya grubuna ya vergi müfettişleri gönderiliyor ya da Proje mahkemeler olarak adlandırılan sulh ceza mahkemeleri kanalıyla bu gazete ve medya kuruluşları aleyhine seri tekzip kararları çıkarılıyor. Çoğu hakaret içerikli metinler tekzip diye ilgili mahkemelerce kabul ediliyor. Birçok tekzip ise Basın Kanunu’nun 14. maddesinde belirtilen ‘tekzip metni, yayınlanan haberden uzun olamaz’ gibi teknik şartlara dahi uymuyor. Zaman, Cumhuriyet, Bugün, Birgün, Taraf, Hürriyet, Evrensel, Yeniçağ ve Yurt gibi gazeteler adeta sulh ceza hakimlikleri ve bazıları da basın savcılıkları üzerinden gelen tekziplerle adeta boğulmaya çalışılıyor. Tekzipleri yayınlamayan gazete ve televizyonlara ağır para cezaları uygulanıyor. Medya kuruluşlarını sindirmeye yönelik bu uygulamalara basın örgütleri ve gazetecilerden gelen tepkiler özetle şöyle:
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay: Baskıcı, zorba, hukuk dışı uygulamalarıyla hem ulusal hem uluslararası kamuoyunda artık itibarsız hale gelen iktidar uzun süredir hedefine kendisinden saymadığı gazete ve televizyonları koymuş bulunuyor. Sansür, tekzip ve akreditasyon ile medyayı, gazetecileri susturmaya çalışıyor. Önemli bölümünü kendisine bağlı hale getirdiği yargıyı da kullanarak tekzip kurumunu baskı aracına dönüştürdüler. Bizlere ise direnmek düşüyor.
Medya Etik Konseyi Başkanı Halit Esendir: Sulh ceza mahkemeleri, basına sansür merkezi haline gelmiş durumda. Birçok tekzip kararının buradan geliyor olmasını özgür basını susturma girişiminin bir parçası olarak görüyorum. İktidara eleştirel bakan medyanın bu şekilde sindirilmeye ve susturulmaya çalışılması kabul edilemez.
Yeni Çağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan: İktidarın medya üzerindeki baskısı yeni bir şey değil. Bunlara, bu tür girişimlere yalnızca 17-25 Aralık süreci açısından bakarsak yanlış olur. Bunun daha evveliyatı var. Bugün daha geniş bir alana yayıldı. Yargı tamamen Baas rejimi tahakkümü altına girerken bunun olması çok şaşırtıcı değil. AKP, Tayyip Erdoğan ve ailesi hakkında ne yazarsan otomatik olarak dava açılıyor. Zamanımız adliyelere gidip ifade vermekle geçiyor. Bu, bir çeşit baskı ve sindirme yöntemi. İktidar bu tür tekzip kararları ile gazetecileri ve medya kurumlarını korkutmak ve sindirmek istiyor.
Birgün Gazetesi Ankara Temsilcisi Yaşar Aydın: AKP, iktidara geldiği günden beri kendisi gibi düşünmeyen medya kuruluşlarına aynı şekilde davranıyor. Tekzip metinleri aynı tornadan çıkmış gibi. Hemen her konuda tekzip geliyor. İtiraz ediyoruz ama mahkemede istedikleri sonucu çıkartıyorlar. Geçen hafta yazı işleri müdürümüz 10 bin lira ceza aldı. Bizim gibi bütçeleri sınırlı olan gazeteciler için bu rakamlar çok önemli. Biz hem haberi hem de tekzibi yayınlıyoruz ki insanlar meseleyi görsün. Bunları, AKP’nin yanına çekemediği basını sopayla terbiye etme girişimi olarak görüyorum.
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat: İktidardan gelen tekziplerle alakalı bir ofis oluşturulduğunu düşünüyoruz. Sanki avukatlar buradan tırnak içinde ekmek yiyorlar sanırım. Yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili yayın yasağı getirildiğinde okurlarımıza karşı sorumlu olduğumuz için bunu tanımadığımızı açıkladık. Bu haberleri yayınlamaya devam edeceğimizi söylemiştik ve bunu da yaptık. Akreditasyon ve sansüre rağmen bütün bizler halkımıza gerçekleri anlatmaya, doğruları yazmaya devam edeceğiz.
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül: Türkiye’de AKP’den önce de basın ve ifade özgürlüğü önünde engeller vardı. Ancak 12-13 yıllık AKP döneminde bu daha da farklı bir noktaya geldi. Medyanın tamamına sahip olamadıkları için bu tür yöntemlerle kendilerini eleştiren farklı sesleri kesmeye çalışıyorlar. İktidar, gücünü yargıyı AKP’nin yargısı yapmak için kullandı. Dolayısıyla bugün yargıdan, en küçük bir eleştirel haber için bile basına cezai yaptırımlar, soruşturmalar, kovuşturmalar geliyor.
Basın Konseyi İkinci Başkanı Dr. R. Murat Önok: Gerçeğe aykırı yayın iddiasıyla tekzip metni yayımlatmak isteyen kişinin, haberin doğru olmadığını ortaya koyması gerekir. Oysa, bizim uygulamamızda bu tür bir inceleme yapılmamakta veya somut olayla alakası olmayan, basmakalıp ve soyut gerekçelerle tekzip metninin yayımlanmasına karar verilmektedir.
Zaman