Reha Öz: Kim daha çok isterse, maçı o kazanır

Türkiye Basketbol Ligi ekiplerinden Gelişim Koleji'nin tecrübeli kaptanı Reha Öz, ligde geride kalan haftaları ve takımının durumunu değerlendirdiği açıklamasında, "Kim daha çok isterse, maçı o kazanır." dedi.

Kariyeri boyunca Süper Lig'de de, Türkiye Basketbol Ligi'nde de birçok önemli takımın formasını başarı ile taşıyan 37 yaşındaki oyuncu, Gelişim Koleji'ndeki genç oyunculara ağabeylik yapmaktan, onlara deneyimlerini aktarmaktan ötürü de son derece mutlu olduğunu dile getirdi. Türkiye Basketbol Federasyonu'nun kurum televizyonundan Şansın Tokyay'a konuşan Reha Öz, ligdeki rakipleri arasında çok kuvvetli takımlar bulunduğunun da altını çizdi.

Sahada kim hırsını daha baskın bir şekilde yansıtırsa, maçı onun kazanacağını ifade eden Reha Öz'ün röportajının detayları ise şöyle:

-Gelişim Koleji için geride kalan yaklaşık üç aylık süreyi kaptanın gözünden dinlemek isteriz…
Şimdiye kadar oynadığım kulüpler arasında en keyif aldığım ekip diyebilirim Gelişim Koleji için. Takım içindeki arkadaşlık, hava çok güzel… Örneğin kazanamadığımız maçların ardından yaşanan üzüntüler bence genç takım olmanın mental avantajı ile aşılıyor. Maçlar kazanıldıkça da keyifler, moraller yerinde oluyor.

-Sizden daha genç oyuncular ile beraber olmanız tecrübelerinizi aktarmanız açısından sizi besleyen bir unsur oluyor mu?
Tabii ki… Zaten yaklaşık beş senedir bu şekilde bir durum içindeyim. Gelişim Koleji'ndeki genç arkadaşlarım da yeni şeyler öğrenmek noktasında son derece istekliler. Benimle iletişime geçmek istiyorlar, fikirlerimi almak istiyorlar… Bu da tabii beni çok memnun ediyor. Onlara bir şeyler verebiliyorsam, ne mutlu bana.

-Biraz da Türkiye Basketbol Ligi'ndeki savaşı konuşalım… Süper Lig'de yabancı sayısının artması ile Türk oyuncular TBL'de daha fazla süre bulmaya başladılar. Bazı takımların bütçelerinin de çok yükseldiği liginizde bu sezon nasıl bir gidişat var?
Süper Lig'de yabancı sayısının artması durumu belirleyici bir unsur tabii, ama şu da var ki Türkiye'de maalesef yabancı oyuncu Türk oyuncuya göre bir adım önde. Süper Lig'e bakalım; takımlarda sorumluluk alan Türk oyuncu sayısı yok denilebilecek kadar az ve çoğu oyuncu TBL'ye yöneldi. Ligimizde bütçelerin bir hayli artması da basketbol adına sevindirici ama Türk basketbolu açısından iyi gidişat mı var, kötü gidişat mı var bunu düşünmek gerekir bence. Türk oyuncuların iyi yetişmesi için imkân olacak mı, bunu zaman gösterecek.

-Bu noktada oyuncuların gelişimi adına Türkiye Basketbol Ligi'nden umutlu olmalıyız diyebilir miyiz?
Evet. TBL'de, iki yabancı sahada olabiliyor; üç tane Türk oyuncu aynı anda mecbur oynayacak zaten. Her ne kadar yabancılar ligin gidişatını ve kaderini belirliyor da olsa Türk oyuncuya da belli bir rol vermek zorundasınız. Sonuçta bu oyun iki kişiyle oynanmaz ve maç iki kişiyle kazanılmaz. Bu durumda da genç oyuncuların yetişmesi açısından TBL tabii ki büyük önem kazanıyor.

-Takımınızın yaşadığı bir takım sıkıntıları sizden dinlemek de istiyorum… Ard arda gelen sakatlıklardan ötürü uzun zaman tam takım idman yapamadığınızı biliyoruz. O dönem size ne kadar zarar verdi?
Çok genç bir takımız. En ufak bir sakatlık, eksiklik bizi kötü etkiliyor. Zaten ekipten Özcan Sürücü'nün ayrılması ile şu anda 12 kişi kaldık. Üç kişinin sakat olması, antrenmanlarda beşe beş maç yapmamızı engelliyor. Her oyuncuya ihtiyacımız var. Kaybettiğimiz birçok maçtan önce eksik takımla antrenman yapmıştık. Bir oyuncunun dahi yokluğu bizi etkiliyor.

-TBL'de bazı takımların kâğıt üzerinde favori olduğunu söyleyebiliriz. Böyle takımlarla yapılan mücadelelerin sizde nasıl mental etkileri oluyor?
Tofaş ve Acıbadem Üniversitesi üst düzey takımlar. Hem bütçeleri hem de oyuncu kaliteleri bir hayli yüksek ve ligde rakiplerine göre ağır basan ekipler. Yine de sahaya çıkıldığında kâğıt üzerindeki isimler düşünülerek oynanmıyor. Beşe beş mücadele ediliyor. Sahada kim maçı daha çok istiyorsa, hırsını kim daha baskın şekilde parkeye yansıtıyorsa maçı o kazanır. Tabii ki yetenek, tecrübe gibi unsurlar önemli ama sahada 'para' oynamıyor.

-Aslında bu soruyu şu merakla sordum; acaba Tofaş ve Acıbadem Üniversitesi gibi favori takımlar ile oynanan maçlar Süper Lig'de oynanan televizyon maçları psikolojisi ile benzerlik gösteriyor mu?
Kesinlikle. Ben de uzun yıllar Süper Lig'de oynadım. Televizyon maçlarının oyuncular üzerindeki motivasyonu farklıdır. Sporcuda 'Ben de oyuncuyum' psikolojisi ve ne kadar iyi oynayabildiğini herkese gösterme arzusu oluyor ve bu son derece normal bir durum. Şimdi TBL'de de Tofaş ve Acıbadem Üniversitesi en iyi takımlar olarak düşünüldüğünde aynı etki kendini gösteriyor tabii. Ayrı bir istek, kendini kanıtlama ihtiyacı oluyor…

-Devre arasına yaklaşırken takımınız orta sıralarda mücadelesini sürdürüyor. Peki ilerleyen zamanlarda sizin adınıza nasıl sürprizler olabilir? Takımın kimyası, oyuncuların performansı ile ilgili değişiklikler gerektiğini düşünüyor musunuz?
Takım arkadaşlarım ellerinden gelenin fazlasını vererek mücadele ediyor. Rotasyonumuzda eksiklik olduğunu söyleyebilirim. Yine de şu an için performansımızı elimizdeki imkânlar ile bağlantılı olarak kötü bulmuyorum. Geride kalan 12 haftada kaybettiğimiz 8 maçınn 4-5 tanesini hep çok iyi mücadele ederek, son dakikalarda kaybettik. Genç takım olmamızın handikabı belki biraz o noktalarda devreye girdi. Genç arkadaşlarımız o maçlarda tecrübe de kazandılar tabii. Umuyorum ikinci yarıda maç sonunu iyi oynama becerisine daha çok sahip olacağız.
CİHAN
22 Aralık 2015 13:17
DİĞER HABERLER