'Sonsuz hayata yol rehberi'

Samanyoluhaber.com yazarı Abdullah Aymaz'ın yazısı
ABDULLAH AYMAZ 

Sızıntı dergisin ilk yazarlarından arkadaşımız Zeki Van ile Çağlayan dergisinin yazı heyetlerinde de hep beraber oluyoruz. Şiir ve yazıları gerçekten ince duygulara tercüman oluyor.

Süreyya Yayınları’nda neşredilen “Sonsuz Hayata Yol Rehberi”  isimli eseri maalesef elime yeni geçti… Halbuki baskısı yapılmadan haberim vardı. Gözden geçirmiştim. Bilhassa gençlerimiz için çok faydalı olacağı kanaatini taşıyordum. Temelde iman hakikatlarını anlatan bu çalışma, deist, ateist, gayr-i Müslim, Müslim, genç-yaşlı herkese hitap edecek şekilde yazılarak istifadeye sunulmuş.

Radikalliğe karşı olduğu için yabancı dillerde basımı da kabul görecek mahiyette. 2022’de Almanca basıldı. İngilizce, Hollandaca (Flemenkçe) Polonya dilinde ve Rusça basıma hazır vaziyette. Hedefte Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Yunanca, Arnavutluk diliyle ve Boşnakça da var…

Dikkat edilince konular, Risale-i Nurlardaki gibi… Çok kısa ele alınıp anlatılarak, temel bir el kitabı olmasına gayret edilmiş…


Kitap üç bölümden meydana geliyor:
Birinci Bölüm, inançla ilgili. Mesela: “Ben sadece gördüğüme inanırım diyenlere… Ben çimene dönüşeceğim… O’nu kim yarattı? Diyenlere cevaplar. Tesadüfün mümkün olmadığını ve bir yaratılma gerçeğinin âşikar olduğunu gösteren deliller.
Kur’an’dan bilime dair işaretler…
Peygamberlerin mucizeleri…
Dünyanın harikaları.
İnsan mucizesi.
Rabbimizin rehberliği…
İmtihan… Aşk…  Gibi konuları ihtiva etmekte.

İkinci Bölüm: Bu bölümde Sanal Hayat üzerine.
İnançsızlar…
Büyük günahlar…
Kibir…
Helalleşmek gibi konular…

Gerçek Hayat: Bu bölümde de: Ölüm anı, ruh, ceset, sorgu, büyük gün, hesap, defterlerin dağıtılması, kul hakkı, Sırat Köprüsü, Cennet, Allah’ı görmek başlıkları altında konular ele alınmış. “Her şey neyle başladı?” başlığının altından dikkat çekici bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum; “Günümüzün en popüler konusu olan enerji parçacığı konusu yani kuantum mekaniği teorisine bir göz atabiliriz. Çünkü şu anda kullandığımız akıllı telefonlardan bilgisayarlardan, (MRI) cihazından uydulara kadar kullandığımız araçların temelinde bu kuantum mekaniği var. Kuantum mekaniğindeki tema; uzaydaki gezegenlerle mikro âlemdeki elektronların yörüngelerindeki dönüşlerin farklılığıdır. Mesela, güneş ve etrafında dönen gezegenler sâbit bir yörüngede hareket ederken, atom çekirdeği etrafında dönen elektronlar farklı hareket edebiliyorlar.”

“Güneşin gezegenlerinden, diyelim ki, dünyanın etrafında dönen ay uydusu yörüngeden çıksa, müthiş bir kaos olur, kıyamet kopar. Ama atom çekirdeği etrafındaki elektronların ise yörüngelerini değiştirebildiğini, başka yörüngeye sıçrayabildiğini görüyoruz. Bu esnada da enerji açığa çıkmaktadır. Çift yarık  demeyi, kuantumu daha da gizemli hale getirdi. 1803 yılındaki deneye kadar. ‘Işık parçacık halinde gidiyor’ diye biliniyordu. Bu deneyden sonra yani bir yarıktan bir levhaya gönderilen ışık parça halinde giderken, çift yarık yapılıp gönderilince dalgalar halinde gittiği tespit edildi.  Aynı deney, yarıktan elektronlar gönderilerek yapıldı. Parça olarak bilinen elektronlar da yarıklardan sonra düz çizgiler oluşturma yerine dalga şeklinde hareket edip desenler oluşturuyorlardı… Daha da ilginci, ‘Bu nasıl olabilir ki?’ diyerek kamera yerleştirince elektronlar,  izlendiklerini fark etmişçesine parça halinde hareket edip düz çizgi oluşturuyorlardı. Cansız olan bu cisimler değişik kamera hilelerine rağmen izlendiğinde her defasında aynı şeyi yapıyorlardı. Bu noktada bu cansız cisimleri akılları varmış gibi hareket ettiren güç nedir?

Hareket halindeki her şeyin (ki, buna elektron veya kuantum hareketi diyoruz), ilk hareketi belirli bir zamanda ve mekânda başlamış olmaktadır. Bu başlangıç anı, onun yaratılma zamanıdır. Bu an, o varlığa ilk hareketin verilmesi anıdır. İşte bu noktada yine o güç, yani Yaratıcı Kendini hissettiriyor.

“Nereye baksak işin daima gelip şu sonuca dayandığını görüyoruz: Milyarlarca galaksinin, trilyonlarca gezegenin her birinin aklı (ve ilmi) varmış gibi müthiş bir düzen (ve âhenk) içerisinde yörüngelerinde döndüğünü; yediğimiz yemeklerdeki atomların aklı varmış gibi her birinin siyah renkte ise (mesela) saça, beyaz renkte ise (mesela) tırnağa gittiğini, kuantum teorisinde de elektronların yine aklı varmış gibi işlerler gördüğünü çok açık anlıyorum. Yani mikro da olsa makro da olsa, hiçbir şey tesadüfe bırakılmamış ve bütün  yaratılanlar tek olan Yaratıcı’nın güç ve kudretiyle kendi dünyasında akıp gidiyorlar.

Atomdan gezegenlere böyle bir düzen içinde ve çeşitli hikmetlerle donatılmış kainata bakınca ve de akılları varmış gibi hareket edip vazifelerini yerine getirdiklerini görünce Kur’an’daki şu âyetin ne kadar hak olduğu ortaya çıkıyor:

Yedi gök, yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O’nu tesbih edip durmaktadırlar. Hatta hiçbir şey yoktur ki, O’nu hamd ile tesbih etmesin! Ancak siz onların bu tesbihlerini anlamazsınız. Şüphesiz O, çok şefkatli, çok bağışlayıcıdır.”  (İsra Suresi,  44) İşte sizlere “Sonsuz Hayata Yol Rehberi”  kitabından bir tadımlık…

07 Ağustos 2023 13:34
DİĞER HABERLER