Sürekli alarm halinde misiniz?

Samanyoluhaber.com yazarlarından Esra Büyükcombak 'Sürekli alarm halinde misiniz?' başlığıyla dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Stresli bir durumla karşılaştığınızda, vücudunuzda ilk tepki olarak böbrek üstü bezlerinden bir dizi hormon salgılanır. Bu hormonların en bilineni ve en önemlisi vücudun alarm zili kortizoldür. Kortizol, genellikle "stres hormonu" olarak bilinir. Çünkü vücudun savaş ya da kaç tepkisini düzenlemede kritik bir rol oynar. Kan basıncını, bağışıklık sistemi aktivitesini ve metabolizmayı hızla düzenleyerek, anlık tehlike anında size enerji sağlar ve odaklanmanızı arttırır. Yani aslında kısa süreli stres durumlarında kortizol bir kurtarıcıdır. Ancak günümüzde stres, artık kısa süreli bir tehlike değil; çoğu zaman uzun süren, kronik bir durumdur. İş baskısı, finansal kaygılar, sürekli meşguliyet ve uyku eksikliği vücudu sürekli kortizol üretmeye zorlar. Bu da vücudun sürekli alarmda kalmasına yol açar. Yüksek kortizol seviyeleri hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımızı olumsuz etkileyen bir dizi belirtiyle kendini gösterir.

Karın Bölgesindeki Kilo Alımı
Kortizol, vücudun enerji depolarını doldurma mekanizmasını harekete geçirir. Kronik yüksek kortizol, vücudu sürekli olarak 'kıtlık' veya 'tehlike' modunda tuttuğu için, yağ depolama eğilimini artırır. Bu depolama eğilimi, özellikle vücut için en kolay erişilebilir enerji deposu olan karın bölgesinde (viseral yağlanma) yoğunlaşır. Düzenli beslenmenize ve egzersiz yapmanıza rağmen inatçı bir karın bölgesindeki yağlanma yaşıyorsanız, bu durum kortizol seviyelerinizin yüksek olduğunun bir işareti olabilir.

Sürekli Yorgunluk ve Düşük Enerji
İlk başta kortizol enerji verse de, kronik olarak yüksek seviyede kalması böbrek üstü bezlerinin işlevini zorlayarak, halk arasında ‘adrenal yorgunluk’ olarak adlandırılan duruma yol açabilir. Sabahları dinlenmiş uyanmakta zorlanmak, öğleden sonra enerjinizin aniden düşmesi ve hatta kahve gibi uyarıcılar kullansanız bile sürekli yorgun hissetmek, vücudunuzun tükenmiş olduğunun bir göstergesidir.

Sık Hastalanma 
Yüksek kortizol, iltihaplanmayı kısa süreliğine baskılayabilir, ancak uzun vadede bağışıklık sistemini zayıflatır. Vücudunuzun enfeksiyonlarla ve hastalıklara karşı direnci düşer. Bu da kendinizi normalden daha sık nezle, grip veya diğer küçük enfeksiyonlarla boğuşurken bulmanız anlamına gelebilir. Kortizolün etkileri sadece bedende kalmaz; zihninizi ve duygusal dengenizi de etkiler.

Gece Uyanmaları
Kortizol seviyeleri normalde gece saatlerinde düşerken, sabahları uyanmak için yükselir. Kronik stres altındaysanız, bu ritim bozulabilir. Gece 01:00 ile 03:00 saatleri arasında nedensizce uyanmak ve tekrar uyumakta zorlanmak, yüksek kortizolün en tipik işaretlerinden biridir. Vücudunuzun gece dinlenmesi gereken saatlerde dahi alarmda olduğu anlamına gelir.

Artan Kaygı ve Asabiyet
Sürekli yüksek kortizol, beynin duygusal merkezi olan amigdalayı aşırı uyararak tepkiselliği artırır. Kendinizi normalden daha gergin, sabırsız ve çabuk sinirlenir bulabilirsiniz. Küçük olaylara aşırı tepki vermek, sürekli olarak kötü bir şey olacakmış hissi (anksiyete) yaşamak da yüksek stres hormonlarının psikolojik yansımalarıdır.

Odaklanma Güçlüğü ve Hafıza Sorunları
Yüksek kortizol seviyelerinin en sinsi etkilerinden biri bilişsel işlevler üzerindeki yıpratıcı etkisidir. Kortizol, beynin özellikle öğrenme ve hafızadan sorumlu bölgesini olumsuz etkiler. Önemli bir işe başlamakta veya görevi sonuna kadar sürdürmekte zorlanma, konuşurken doğru kelimeyi bulmakta güçlük çekme veya düşünce zincirini kaybetme gibi kısa süreli hafıza sorunları yaşamaya neden olur. Bu belirtiler, beyninizin sürekli stresle mücadele ettiği için "yüksek bilişsel yük" altında çalıştığını ve basit günlük görevlere yeterli enerjiyi ayıramadığını gösterir.

“Boş Durma” Suçluluğu: Sürekli Meşgul Olma İhtiyacı
Yüksek stres ve sürekli kortizol salgılanması, beyni bitmeyen bir performans ve aciliyet döngüsünde tutar. Bu durum, dinlenmeye veya hiçbir şey yapmadan durmaya karşı psikolojik bir direnç geliştirmenize neden olabilir. Eğer bir an olsun durduğunuzda veya sadece boş zaman geçirdiğinizde hemen suçluluk veya huzursuzluk hissediyorsanız, vücudunuz alarm sistemini kapatmayı reddediyordur. Vücut, stres hormonlarının etkisiyle sürekli olarak "bir sonraki işi yapmalısın" mesajını verir. Bu durum, aslında dinlenmeye ihtiyacınız olmasına rağmen, yapılacaklar listenizde bir madde daha aramanıza yol açar. Bu sürekli meşguliyet hâli, yalnızca bedenin değil, zihnin de dinlenmeye hasret kaldığını gösterir.

Ne Yapmalı?
Bu belirtilerden birkaçını kendinizde fark ediyorsanız, vücudunuz size sessiz ama net bir çağrıda bulunuyor olabilir: “Dur, nefes al ve beni dinle.”  Yüksek kortizolü düşürmenin ilk adımı kronik stres kaynaklarını yönetmekten geçer. Bu nedenle işe, yaşam ritmini yavaşlatarak başlamak en etkili adımdır. Gün içinde kendinize kısa duraklar vermek, hiçbir şey yapmadan birkaç dakika sadece nefesinizi dinlemek bile sinir sistemine “tehlike geçti” mesajı gönderir. Düzenli hareketler, örneğin yürüyüş veya hafif esneme— vücudu gevşetir, zihni sakinleştirir. Uykuya gereken önemi vermek de bu dengenin vazgeçilmezidir; Beslenmede ise özellikle magnezyum ve omega-3 içeren gıdalar, vücudun stres yükünü hafifletir. Her şeye rağmen belirtiler devam ediyorsa bir uzmandan destek almak gerekebilir. Unutmayın, amaç stresi tamamen yok etmek değil, onunla bir denge kurabilmektir. 

Yazıyı dinlemek isterseniz:



[email protected]   X:@esrabc
16 Kasım 2025 13:00
DİĞER HABERLER