Almanya'da Türkiye ikilemi

Türkiye'nin "mülteci akınına karşı Suriye'de güvenli bölge" politikası Almanya'da da tartışmaların yaşanmasına sebep oluyor.

Türkiye'nin Suriye’ye operasyon hazırlığı ve “mülteci akınını ancak güvenli bölge ile önleyebilirim” argümanı, Alman hükümetini sancılı bir ikileme soktu. 

Muhalefet ise Başbakan Angela Merkel’e “şantaja boyun eğme” çağrısı yapıyor.

BERLİN TALEPLERİ KARŞILAMAKTA ZORLANIYOR

Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre Merkel hükümeti, Türkiye’den Avrupa’ya son aylarda kaçak göçmen geçişlerindeki artışı frenleyebilmek için Türkiye ile diplomatik temasları yoğunlaştırdı. 

Ancak Berlin, Ankara’nın beklentilerini karşılamakta zorlanıyor. 

Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde oluşturmayı ve ilk etapta 2 milyon mültecinin yerleştirilmesini hedeflediği “güvenli bölge” için Almanya’dan destek istiyor. 

Ankara, Berlin’e, “yeni bir göç dalgası istemiyorsan Suriye’de mültecileri yerleştirebileceğimiz güvenli bölgeye destek ol” mesajı veriyor. 

"ERDOĞAN SÜREKLİ TEHDİT EDİYOR"

Muhalefetteki Hür Demokrat Parti’nin dış politika sözcüsü Bijan Djir-Sarai’a göre Türk hükümeti mülteci kartını öne sürüyor. 

Djir-Sarai, DW Türkçe’ye, “Erdoğan, AB’yi ‘güvenli bölgeye’ destek vermemesi halinde mültecilere kapıları açmakla tehdit ediyor.” dedi. 

“Erdoğan Suriye’de oluşturmak istediği güvenli bölgeyi, AB ile Türkiye arasında yürütülen mülteci mutabakatı görüşmelerinde şantaj aracı olarak kullanıyor.” diyen Djir-Sarai, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yapacağı askeri operasyonun “yeni bir savaşa, yeni acılara ve yeni bir tehcire” yol açacağını savundu. 

Djir-Sarai, “Bunu Federal Hükümet tolere edemez, mali yardımda bulunması da söz konusu olamaz” dedi. 

"AB SİLAH SATIŞINI DURDURMALI"

Muhalefetteki Sol Parti de Merkel hükümeti üzerindeki Türkiye baskısını arttırdı. 

Sol Parti’nin dış politika sözcüsü Stefan Liebich, “Federal hükümet ve AB,  şimdi hemen, Türkiye’ye savunma ürünlerinin satışını, tüm silah ihracatını durdurmalı.” dedi.

AVRUPA'NIN DESTEĞİ OLMADAN MÜMKÜN MÜ?

Pek çok Alman dış politika uzmanına göre Afrin harekatı ve Rusya’dan S-400 alımından bu yana Batılı müttefiklerinden silah ve mühimmat almakta zorlanan Türkiye’nin, ABD’nin askeri, Avrupa’nın da mali desteği olmaksızın Suriye’nin kuzeyinde mültecileri yerleştirme hedefine ulaşması güç.

Yeşiller Partili dış politika sözcüsü Omid Nouripour da bu görüşte. 

Nouripour, “Türkiye’nin, mali destek olmaksızın, gündeme getirdiği güvenli bölgeyi oluşturmasını tasavvur etmek neredeyse imkansız. Türk inşaat sektörü cumhurbaşkanının en büyük destekçisi, içinde bulundukları zorlu ekonomik durumdan çıkmak için bu tür projeleri umut ediyorlardır ama Erdoğan’a bu iyiliği yapmamalıyız.” diye konuştu.

"AVRUPA'YA KAÇIŞ BAŞLAR" ENDİŞESİ

Nouripour, ayrıca Erdoğan’ın planlarının, yeni bir mülteci akınını frenlemek yerine  tetikleyebileceğine, Suriye’deki güvenli bölgeye yerleştirilme korkusu sebebiyle Türkiye’deki Suriyelilerin Avrupa’ya kaçmaya çalışabileceklerine dikkati çekti.

Bu ihtimal, Alman hükümetinin en büyük korkusunu oluşturuyor. 2015-2016 yıllarındaki mülteci kriziyle yükselen aşırı sağın yeni bir göç akını ile daha da güçlenmesinden endişe eden Alman hükümeti, bu sebeple mültecilere ev sahipliği yapan Türkiye’ye mali desteğini sürdürmeye hazır olunduğu, ancak Suriye’nin kuzeyine tek taraflı bir askeri operasyondan kaçınılması gerektiği mesajını veriyor. 

Alman hükümeti, askeri harekat yoluyla “güvenli bölge” oluşturulmasının daha büyük sorunları beraberinde getireceği, istikrarsızlığı derinleştireceği mesajını veriyor. 

IŞİD TEHLİKESİ

Alman koalisyon hükümeti ortaklarından Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) dış politika sözcüsü Nils Schmid, “Türkiye’nin harekatının güvenlik politikaları ve insani bakımdan vahim sonuçları olabilir, IŞİD’in yeniden güçlenmesine, yeni bir göç dalgasına yol açabilir.” dedi.

Türkiye’nin operasyon hazırlığı kadar ABD Başkanı Trump’ın söylem ve politikalarından da endişe duyduklarına dikkat çeken Schmid, "Önce Erdoğan’a adeta yolu açıyor, sonra da Türkiye’yi ‘ekonomisini mahvetmekle’ tehdit ediyor. ABD’nin bu öngörülemez dış politikasının tarihte emsali yok…” görüşünü kaydetti. 


TUTSAK MUAMMASI

IŞİD kaynaklı terör eylemlerinden endişe eden Almanya’da soru işaretlerine yol açan bir diğer konu da Beyaz Saray’ın Erdoğan-Trump görüşmesi sonrasında yayınladığı açıklamasında “IŞİD tutsaklarından artık Türkiye sorumlu olacak” ifadeleri.

Bununla tam olarak ne kastedildiği halen Washington ve Ankara tarafından açıklığa kavuşturulamazken, liberal Hür Demokrat Partinin dış politika sözcüsü Bijan Djir-Sarai şu noktaya dikkati çekti:

“Türkiye’nin askeri harekatı sonucunda IŞİD ile savaşan tek güç olan Kürtler devre dışı kalacak, bu aynı zamanda denetimleri altındaki IŞİD savaşçılarının kontrolünü sağlayamamalarına yol açabilir. Bu savaşçılar IŞİD yapılarına yeniden dahil olurlarsa savaşmaya yeniden başlayabilirler. Bu da hem Avrupa hem Almanya’nın güvenliğini etkiler.”

İÇ GÜVENLİK ENDİŞESİ

Almanya’nın iç güvenliğini etkilemesinden endişe edilen bir diğer kritik konu da Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine, “terör unsurlarını temizleme” hedefiyle düzenlemeye hazırlandığı operasyonun Almanya’daki Türk ve Kürt toplumları arasındaki gerilimi tırmandırma potansiyeli.

Yeşiller Partili Nouripour, bu ihtimalin mevcut olduğuna dikkat çekerek şu değerlendirmeyi aktardı: “IŞİD’e karşı hepimizin yerine pis işi yapmalarına karşın, ABD askerlerinin çekilmesinden ötürü Kürtler ihanete uğradıklarını düşünüyor. Diğer taraftan Erdoğan da bu operasyon ile milliyetçi duyguları araçsallaştırıyor, dikkatleri ülkenin içinde bulunduğu sefil siyasi ve iktisadi durumdan başka bir yana çekmeye çalışıyor. Alman hükümeti Türkiye’nin muhtemel bir harekâtını açıkça kınamalı, Almanya’daki tüm gruplara aklı selim olmaları konusunda telkinde bulunmalı.”

08 Ekim 2019 22:29
DİĞER HABERLER