Taksim saldırısı ve düşündürdükleri

Gazeteci iseniz ve bir olayı araştırıyor ve sonuca gitmek istiyorsanız birinci tavsiye ‘‘Kadını bul...’’ ikinci tavsiye ise ‘‘Parayı takip et...’’ kuralını izleminizdir.
MURAT ÇETİN

Gazeteci iseniz ve bir olayı araştırıyor ve sonuca gitmek istiyorsanız birinci tavsiye ‘‘Kadını bul...’’ ikinci tavsiye ise ‘‘Parayı takip et...’’ kuralını izleminizdir. Dünyada birçok olay böyle aydınlatılmıştır. Türkiye’de de bu şekilde çözülen birçok olay vardır. Ama bunun yanında şunu da unutmamak gerekiyor; Türkiye son yıllarda olayları çözümlemede kendi has özellikler sergilemeye başladı. Ne demek istiyorum? Şunu demek istiyorum; Türkiye’de birçok olay ve özellikle terör saldırıları sonrasında ortaya konan birtakım argümanlara artık inanmakta zorlanıyorsunuz. Bunda geleneksel devlet kodlarının dejenere olmasının büyük etkisi var. Türkiye devlet refleksi ve devlet kodları tek tek yok edilen bir ülke konumunda. Nasıl mı? Bunun için son olay ayani İstanbul Taksim İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım Pazar günü gerçekleştirilen ve 6 kişinin hayatını kaybettiği, 81 kişinin de yaralandığı bombalı saldırısı sonrasında yaşananlara bakmak yeterli…

Saldırıda yitirilen 6 can ve onlarca yaralının acısı dururken olayı çözmesi gerekenlerin yaptıkları açıklamalara  Bakın. AKP Genel Başkanı Erdoğan başka şey söylüyor, İçişleri Bakanı Soylu başka… MHP lideri Bahçeli ile Vatan Partisi lideri Perinçek ise daha bambaşka şeyler söylüyor. Bu isimleri örnek gösteriyorum. Zira kodları ile oynanan devleti bu hale getiren ve dahası devleti bu şekliyle hala yönetmeye çalışan ekip bu ekip de ondan.  

İstiklal saldırısının gerçekleştiği zaman dilimi önemli.  Zira bu terör saldırısı AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın sürpriz bir şekilde Adalet Bakanı ve AKP’lileri HDP’ye göndermesinden az zaman sonra gerçekleşti. Bu saldırı, Edirne’de tutuklu HDP eski eş genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın hapishaneden özel izinle alınıp rahatsız olan babasını özel uçakla Diyarbakır’da ziyaret etmesinden hemen sonra yapıldı. Ve bu saldırı Erdoğan’ın katılacağı G-20 zirvesinden hemen önce yapıldı. Ve bu saldırı AKP-HDP görüşmesini olağan karşılayan MHP lideri Bahçeli’nin tavrından hemen sonra yapıldı… Peki saldırı sonrasında ne oldu? Bahçeli yine HDP’nin terör örgütü yuvası olduğunu, HDP’nin kapatılması gerektiğini ifade ediverdi. Bir haftada yine değişmişti Bahçeli! İlginç! Dahası AKP iktidarının en güçlü fiili ortağı Perinçek’in tutumuna dikkat çekmek gerekiyor. AKP-HDP görüşmesine baştan beri büyük itirazlarda bulundu Perinçek! ve saldırı sonrasında Bahçeli de son açıklaması ile Perinçek’in yanında saf tutuverdi. Ve bu üçlüye bir de AKP’nin İçişleri Bakanı Soylu eklendi. 

Soylu garip bir adam…. Saldırı sonrasında yaptığı açıklamalar daha da garip… Saldırıdan PKK’yı sorumlu tutan Soylu, ABD, Suriye ve Yunanistan’ı da araya sıkıştırmayı ihmal etmedi.  Ama en ilginci ABD’ye yönelik sert sözleri. Soylu, ABD’ye karşı alma söylemlerinde bulundu, ABD’nin taziyelerini kabul etmedi. Peki ne oldu? 

Soylu’nun bu sert açıklamaları yaptığı saatlerde Erdoğan, G-20 zirvesinde Soylu’yu açık açık tekzip ederek ABD Başkanı Biden ile görüştü, taziyelerini kabul etti.  Hal böyle ise… Peki neler oluyor? Erdoğan kendi içişleri bakanını neden açığa düşürüyor, dahası neden içişleri Bakanı Soylu, Erdoğan’ın G-20 zirvesinde ABD Başkanı Biden ile görüşme ihtimalinin yüksek olmasına rağmen ABD’yi hedef alıyor, yani neden Erdoğan’ı zor durumda bırakmaya çalışıyor?  

Saldırı sonrasındaki denkleme bakıyoruz…. Sessiz olan bir Erdoğan var… Buna karşın saldırıdan PKK’yı sorumlu tutan Soylu, Bahçeli ve Perinçek’in bir safta hizalandığını görüyoruz. Size ilginç gelmiyor mu bu durum!

Peki neden bu böyle oluyor ve kim ne hesapları yapıyor? Yoksa bizim bilmediğimiz ve perde arkasında kurgulanan bir senaryo mu uygulanıyor? Asıl amaç seçimleri artık kazanamayacağı anlaşılan Cumhur ittifakının HDP’yi yanına çekme senaryosu gereği Erdoğan iyi polis, Soylu-Bahçeli ve Perinçek kötü polisi mi oynuyor? Yoksa Erdoğan, HDP’yi yakınlaşma planını Soylu-Bahçeli ve Perinçek’e rağmen mi devreye soktu? O zaman Bahçeli neden önce AKP-HDP yakınlaşmasına destek verdi sonra tepki gösterdi… Bahçeli’nin bir hafta içinde bu ikircikli tavrının nedeni nedir? Yoksa kendisini tutan DERİNLER Bahçeli’nin kulağını mı çekti?  Yani saldırının arkasında AKP-HDP yakınlaşmasını istemeyen DERİNLERİN rolü olabilir mi? 

Ya da? Evet ya da AKP lideri Erdoğan Soylu-Bahçeli ve Perinçek üçlüsünü açığa düşürmek için mi böyle bir saldırı yapılmasına yol verdi… Biliyorum çok ağır ifadeler kullanıyorum farkındayım, ama saldırının oluş biçime, olmayacak kamera görüntülerinin servis edilmesi, saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen kadının kimliği, saldırıda öncesi ve sonrasında yaşanan acemilikler… Bütün bunlara baktığım zaman bu kadar ağır cümleler kurmanın çok da anlamsız olmadığını düşünüyorum. 

Saldırıda çok gariplikler var… Bu konuda burada detaylı bir şeyler yazmak isterdim ancak zaten belirli oranda bunlar yazıldığı için bu kısma girmiyorum ve gazeteci Ekrem Tufan Aytav’ın “Taksim Saldırısında 10 Tuhaflık” başlıklı videosunu (https://www.youtube.com/watch?v=lWwjRlY9Now) izlemenizi tavsiye ederim! Bu videoyu izledikten sonar bir kez daha düşünmek ve sormak gerekiyor!

Bu saldırının amacı Türkiye’yi yeni bir kaos sürecine hazırlamak mı? Yani seçim öncesinde yeni bir olağanüstü hâl süreci oluşturmak mı? Saldırı gecesi sosyal medyanın tam denetim altına alınması bu olağanüstü sürecinin bir test sürüşü mü?  Suriye öne çıkarılarak Suriye’ye yönelik bir operasyonun önü açıklaması mı isteniyor? Öyle ise Rusya bu işin neresinde duruyor, Rusya’sız bu iş nasıl olur? 

Saldırının amacı AKP ile yeniden ortaklık konusunda istekli olmayan HDP’ye gözdağı vermek mi? Yoksa Kürt seçmeni parçalamak mı? Öyle ise PKK lideri Öcalan bu işin neresinde ve ortada bir Erdoğan-Öcalan anlaşması söz konusu olabilir mi?  Öyle ise Erdoğan-Öcalan anlaşması Soylu-Bahçeli ve Periçek’e rağmen mi uygulanıyor? Yoksa Soylu-Bahçeli ve Perinçek, Erdoğan-Öcalan anlaşmasını bozmak için mi böyle bir saldırıya yol verdi… Eğer böyle ise bu saldırı kime ihale edildi? MİT bu işin neresinde, Hakan Fidan bu işin neresinde?  Saldırıyı Fidan’a rağmen MİT içindeki bir ulusalcı ekibin gerçekleştirme ihtimali var mı?  Yoksa bu saldırı Erdoğan’ın yol temizliği yapmasını sağlamak için mi yapıldı? 

Saldırı sonrasında olayı yönlendirmek için canla başla çırpınan Soylu neden sürekli açığa düşüyor? Erdoğan bu saldırı sonrasında Soylu’yu görevden alır mı? Soylu görevden alınırsa Bahçeli ortaklığı bozar mı? Böyle olursa derinler bu defa Haziran-Kasım 2015 döneminden farklı olarak Erdoğan’ı düşürmek için terör saldırıları seçeneğini kullanır mı? Erdoğan böyle bir durumda ne yapar, direnir mi, yoksa bu ekiple savaşa mı girişir? 

Biliyorum biraz uzattım… Ama şunu unutmamak gerekiyor; saldırı sonrasında gelen ilk açıklamalardan sonra tarafların atacağı yeni adımlar bize olaya ilişkin önemli işaretler verecek. Bu adımlarla birlikte yeni bir Erdoğan –Ergenekon savaşının başlayıp başlamadığını veya Erdoğan-Ergenekon ekibinin Türkiye’yi seçim öncesinde yeni bir kaos ortamına sürükleyip sürüklemediğini belki anlayabileceğiz. Aklıma takılan son soru şu; Erdoğan, HDP ile yakınlaşma konusunda gerçekten samimi mi?  Ankara tilkilerin cirit attığı bir yer… Birilerinin kafasında 40 tilki olunca bu kadar çok senaryonun ortaya çıkması da normal görmek gerekiyor. Yoksa derdimiz komplo yapmak ve yazmak değil! 
17 Kasım 2022 15:00
DİĞER HABERLER