1953’ten beri hizmet veren Atatürk Havalimanı, 2 gün süren taşınma işleminin ardından tamamen kapatıldı. Gözler İstanbul Havalimanı’na çevrilirken, dev yatırımın kamuya maliyetine ilişkin endişeler artıyor.
Tarih 6 Nisan saat 02.40’ı gösterdiğinde, İstanbul’un simgelerinden biri olan Atatürk Havalimanı’nın pistinden son uçak kalktı. Singapur'a doğru yola çıkan "TC-JJY" kuyruk tescilli THY uçağı gökyüzünde yükselirken, 65 yıldır hizmet veren havalimanının uçuş bilgi ekranları kapatıldı ve dev tesisi derin bir sessizlik kapladı.
Hükümet yetkilileri birkaç kez ertelenmesinin ardından geçtiğimiz günlerde kapılarını açan yeni İstanbul Havalimanı’nın dünyadaki en iddialı projelerden biri olduğunu dile getiriyor. Ancak, Atatürk Havalimanı’nın kapatılmasına gerek olup olmadığı ve yeni havalimanının kamuya getireceği mali yük tartışılmaya devam ediyor.
Vatandaşa ne kadar yük getirecek?
İstanbul Havalimanı’nı inşa eden ve 25 yıl boyunca işletme hakkını alan Kolin, Limak, Kalyon, Cengiz ve MNG şirketlerinin oluşturduğu İGA, dev ihaleyi 3 Mayıs 2013’te KDV hariç 22 milyar 150 milyon Euro’ya almıştı. Bu ihale Cumhuriyet tarihinin en yüksek meblağlı ihalesi olarak kayıtlara geçerken, gözler ihale tutarından çok, hükümetin İGA’ya verdiği Hazine garantilerine çevrilmişti.
İGA’ya ilk 13 yıl için 6.3 milyar Euro yolcu garantisi verilirken, bu garanti yıllık yolcu sayısının 90 milyon olması üzerinden belirlendi. Buna göre devlet, İGA’ya eksik kalan her yolcu başına dış hatta 20 Euro, transit hatta ise 5 Euro ödeme yapacak. Ancak hem Türkiye’de hem de dünyada giderek yavaşlayan ekonomi, önümüzdeki yıllarda kamu bütçesinden İGA’ya aktarılacak paranın giderek artacağına işaret ediyor.
Yeni havalimanının ekonomiye getirebileceği yükü DW Türkçe’ye değerlendiren Ekonomist Mustafa Sönmez, “Bu projenin fizibıl bir proje olmadığını pek çok kesim yıllardır söylüyor. Ekonomideki kötüye gidiş de bu öngörüleri daha da ortaya çıkardı” diyor. İstanbul Havalimanı için verilen 90 milyon yolcu teminatının karşılanması için Atatürk Havalimanı’na kilit vurulduğunu ifade eden Mustafa Sönmez, “Üstelik İstanbul Havalimanı için şirketlere tahsis edilen arazi, havalimanı tesislerinin iki katı büyüklükte. Bu da orada şirketlere havalimanı dışında, bir havalimanı kenti kurma sözü de verildiğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulunuyor.
"Kamu kredileri zora girebilir”
İstanbul Havalimanı’nın vatandaşa faturası konusunda, bir diğer endişe kaynağı da proje için alınan krediler.
İGA, projeyi tamamlamak için kamu bankaları Ziraat Bankası, Vakıf Bank ve Halkbank’tan toplam 3,4 milyar Euro kredi aldı. Özel bankalar ile birlikte kredi miktarı 4,5 milyar Euro’yu bulurken, kredi geri ödemesi ilk 4 yılı anapara ödemesiz olarak 16 yıl vadeye bölündü. Ancak bu kredi, projenin tamamlanması için yetmeyince geçen yıl Hazine garantisi ile 1,4 milyar Euro kredi daha toplandı.
Ekonomist Mustafa Sönmez'e göre, giderek artan döviz kuru ve ekonomideki koşulların kötüleşmesi, bu kredilerin geri ödenmesinde sıkıntılara neden olacak. Projenin Türkiye’nin yüzde 3-4 büyüyeceği öngörüsüyle hayata geçirildiğine ancak ekonominin küçülme sürecine girdiğine işaret eden Sönmez, şöyle konuşuyor: “Devletin olağandışı büyüklükte bir arazi tahsisi ile birlikte kamu bankalarından kullandırılan kredi miktarının büyüklüğüne baktığımızda, İstanbul Havalimanı’nın umulan potansiyeli göstermemesi halinde vatandaşın cebine ağır bir yük binmesi kaçınılmaz.”
Son olarak, Atatürk Havalimanı’nın işletmecisi olan TAV 8 Nisan tarihinde Borsa İstanbul'a yaptığı açıklamada İstanbul Havalimanı’ndan taşınırken yaklaşık 4 bin 500 kişiyi işten çıkardığını ve yaklaşık 204 milyon Türk Lirası kıdem tazminatı ödeneceğini açıklamıştı.
Atatürk Havalimanı’nın kapanması nedeniyle TAV’ın Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ile olan sözleşmesinin erken sona ermesinin kamuya çıkacak faturası da merak ediliyor.
TAV'a ödenecek tazminat netleşmedi
Taşınma sürecini DW Türkçe’ye anlatan TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, bu soruya “Kayıplarımızın tespiti için DHMİ ve TAV tarafından yetkilendirilen bağımsız denetim şirketleri çalışıyorlar” yanıtını veriyor. 2005 yılında toplamda 15,5 yıllık bir sözleşmeye imza attıklarını ve kira bedelinin yüzde 25’i olan 700 milyon doları da peşin ödediklerini anlatan Sani Şener, şunları söylüyor:
"Yeni İstanbul Havalimanı için yapılan ihale öncesinde DHMİ tarafından bize, havalimanının bizim işletme süremizden önce açılması ve Atatürk Havalimanı’nın kapanması halinde buradan doğacak kayıplarımızın tazmin edileceği belirtildi. Halka açık bir şirket olarak bunu da 2013’te kamuoyuyla paylaştık. Bu kaybın tespiti için DHMİ ve TAV tarafından yetkilendirilen bağımsız denetim şirketleri çalışıyorlar. Atatürk Havalimanı’nda operasyonların sonlanmasıyla birlikte, görüşmelerin kısa bir sürede nihayete ermesini bekliyoruz.”
Taşınma süreci TAV’ın borsadaki hisseleri üzerinde herhangi bir baskı yaratmazken, DW Türkçe’ye konuşan Gedik Yatırım Danışmanlığı Müdürü Emre Akyol, uluslararası bir şirket olan TAV’ın hisse değerinin yalnızca Türkiye’deki işleri ile belirlenmediğini söylüyor. Yüzde 46,1'i Aeroports de Paris Grup’a ait olan, yüzde 44,3 hissesi ise borsaya açık olan TAV Havalimanları, yedi ülkede 15 havalimanı işletiyor.
2018’de 6,7 milyar Türk Lirası (TL) ciroya ulaşan şirketin net karı ise 1,5 milyar TL'ye yükselmişti. Akyol, bundan sonraki süreçte DHMİ’nin sözleşmenin erken sona erdirilmesi nedeniyle belirleyeceği tazminat tutarının ne olacağının önemli olduğunu dile getiriyor.