"Tayyar'a iyilik olsun diye yapılan düzenlemeden Dündar ve Gül de yararlanmalı"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, Şamil Tayyar'a geçmişte iyilik olsun diye yapılan düzenlemeden bugün Can Dündar ve Erdem Gül'ün de yararlanması gerektiğini söyledi. Türk Ceza Kanunu'nun 285. maddesinin son fıkrasının 2 Temmuz 2012 tarihinde 'Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmaz.' şekliyle kabul edildiğini belirten Aldan, "24. Parlamento zamanında kabul edildi. Bu yasa, Şamil Tayyar'ı kurtarmak için getirildi. Şamil Tayyar hakkında Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarından onlarca dava açılınca kendisi önce milletvekili yapılmıştır ama daha sonra bu davalardan yine yargılanma olasılığı ortaya çıktığı için Şamil Tayyar bir örnektir, onun dışında diğer bazı gazeteciler de vardır. İktidara yakın onlar sayısız dava ile yüz yüze kalmışlardır. Onları kurtarmak için haber amaçlı kapalı duruşmaların ya da soruşturmaların gizliliğini ihlal edenlerin, haberini yapanların eylemi suç olmaktan çıkarılmıştır. Bugün Şamil Tayyar'a geçmişte iyilik olsun diye yapılan düzenleme aslında bugün Can Dündar ve Erdem Gül'ün yararlanması gereken bir düzenlemedir. Ama bu noktada hukuk ve vicdanlar duvardır." diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde basın toplantısı düzenledi. Erdem Gül ile Can Dündar'ın eylemlerinin Türk Ceza Kanunu'nun 285. maddesinde 'soruşturmanın gizliliği' adıyla düzenlendiğini anlatan Aldan, "Bu devletin gizli kalması gereken belgesini açıklamak ya da casusluktan dolayı, bunun bir gazetecilik faaliyetinden dolayı açıklanması suç teşkil edemeyeceğine göre bu tutuklama usulsüz bir tutuklamadır. Bir soruşturmanın gizliliğini ihlal ederseniz ya da bir kovuşturmanın, mahkemenin gizlilik kararını ihlal ederseniz 285. maddedeki suçu işlemiş olursunuz. Bu mahkemede bir gizlilik kararı, kapalı duruşma kararı alınmıştır. Bunun ifşası 285. maddedeki suçu oluşturur. Fakat buradaki ceza tutuklanmayı gerektirecek bir ceza değildir. Ceza bir yıldan başlayan bir cezadır öteki taraftan casusluk 8 yıldan başlayan bir cezadır." diye konuştu.

Can Dündar ve Erdem Gül'ün başına gelenlerin aylar öncesine bakıldığında bir belgenin niteliği konusunda karar veren kişinin cumhurbaşkanı olduğunu kaydeden Aldan, "Gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunan cumhurbaşkanıdır. Bu tutuklama sürecini bir anlamda yaratan cumhurbaşkanıdır." dedi. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 47 ve 125. maddeleri gereğince devlet sırrı niteliğindeki bir belgeyi ancak ve ancak mahkeme heyetinin inceleyebileceğini kaydeden Aldan, "Mahkeme heyetinin dışında hiç kimse o belgeyi göremez. Bu olaya bakıldığında ise MİT TIR'ları durduruluyor, bir arama yapılıyor ardından olay yeri yakalama tutanağı düzenleniyor. Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan bu tutanaktır ve bu tutanak çerçevesinde çekilen video görüntüsüdür. Bir mahkeme dosyasına girmiş belge devlet sırrı niteliği belgelerden olamaz. Olay yeri yakalama tutanağından bir örnek soruşturma gizli olsa dahi bir faile ve avukatına verilmek zorunda olan belgelerdendir. Aylar önce o belge şu anda Yargıtay'da yargılanan sanıklara ve avukatlarına teslim edilmiş belgedir. Aleniyet kazanmış bir davanın yargılama dosyasının içine giren bir belge devlet sırrı olamayacağına göre Can Dündar ile Erdem Gül'ün devlet sırrına yönelik belgeyi casusluk maksadıyla açıklamak suçunun unsurlarını oluşturan bir eylem içinde olmadıkları ortadadır." şeklinde konuştu.

ŞAMİL TAYYAR İÇİN YAPILAN DÜZENLEMEDEN DÜNDAR VE ERDEM GÜL DE YARARLANMALI

Bu suç işlenmiş olsa dahi tutuklanmayı gerektirecek ortada bir eylem olmadığını anlatan Aldan, şöyle devam etti: "Ama çok ilginç bir şey daha var. 285. maddenin son fıkrası var. Bu fıkra şu şekildedir: 'Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmaz.' Bu son fıkra 2 Temmuz 2012 tarihinde 24. Parlamento zamanında kabul edildi. Bu yasa Şamil Tayyar'ı kurtarmak için getirildi. Şamil Tayyar hakkında Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarından onlarca dava açılınca kendisi önce milletvekili yapılmıştır ama daha sonra bu davalardan yine yargılanma olasılığı ortaya çıktığı için Şamil Tayyar bir örnektir onun dışında diğer bazı gazeteciler de vardır. İktidara yakın onlar sayısız dava ile yüz yüze kalmışlardır. Onları kurtarmak için haber amaçlı kapalı duruşmaların ya da soruşturmaların gizliliğini ihlal edenlerin haberini yapanların eylemi suç olmaktan çıkarılmıştır. Bugün Şamil Tayyar'a geçmişte iyilik olsun diye yapılan düzenleme aslında bugün Can Dündar ve Erdem Gül'ün yararlanması gereken bir düzenlemedir. Ama bu noktada hukuk ve vicdanlar duvardır. Üzerinde durulması gereken konu budur. Bu ayrıca medya mensuplarına yönelikte bir gözdağıdır. Devletin sırrını özel belgeyi ben tayin edeceğim bu belgeyi yayınlayanlar da devlet sırrını ilan etti diye cezaevlerinde çürüteceğim. Bu mantıktan kurtulmamız lazım. Bu özgürlükçü bir bakış açısı değildin. Bu baskıcı bir anlayıştır ve eninde sonunda duvara toslayacaktır."
CİHAN
18 Aralık 2015 13:29
DİĞER HABERLER