"TMSF, ortakların rızası olmadan Bank Asya'yı satamaz"

Bank Asya ortaklarının avukatı Süleyman Taşbaş, 'Bank Asya'yı satacağız' diyen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Şakir Ercan Gül'e cevap verdi. Bank Asya ortakları adına konuşan Taşbaş, ortakların onayı olmadan satışın mümkün olmadığını, hissedarların bankayı satmak istemediğini kaydetti.

TMSF dün yazılı bir açıklama ile 'Bank Asya'nın TMSF yönetiminde kalması için öngörülen 9 aylık sürenin 29 Şubat 2016 tarihinden başlamak üzere 3 ay süreyle uzatıldığını' duyurdu. Açıklamada, "Bankanın belirtilen sürenin sonuna kadar satış, birleşme ya da devir yoluyla çözümlenecektir. Bunun mümkün olmaması halinde, tasfiye edilmesi gündeme gelecektir." denildi. TMSF açıklamasında, 'bazı ortakların satış için kendilerine başvurduğu' iddiasına yer verildi. Ancak bu ortakların hisse oranının yüzde 50'yi aşıp aşmadığı belirtilmedi.

Ortakların avukatı Süleyman Taşbaş, TMSF'nin bankanın sahibi olmadığını, kanuna göre ortakların rızası olmadan bankayı satma yetkisi bulunmadığını kaydetti. Zaman'dan Abdulkadir Cembekli'nin sorularını cevaplayan Taşbaş, tasfiye etmenin ise yakın zamana kadar ülkenin en büyük ve tek tamamı yerli sermayeli katılım bankası olan bir değeri yok etme anlamına geleceğine işaret etti. Taşbaş, ortakların her türlü haklarının Türkiye'de ve AİHM'de sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyledi.

BÜYÜKLÜĞÜ 11 MİLYARDAN 5 MİLYARA DÜŞÜRDÜLER

Süleyman Taşbaş, "Biz banka ortakları olarak fonun bizim haklarımızı gereği gibi koruyamadığını, bankanın zararını azaltıcı ya da gelirini artırıcı bir yönetim politikası uygulamadığını düşünüyoruz. Örnek vermek gerekirse 11 milyar büyüklükte 200 şubesi olan bankanın şu anda en fazla 5 milyar büyüklüğüyle halen 200 şubesi var. Bu şubelerin her biri maliyeti olan ve zararı artırıcı unsurlar, çünkü bu süre zarfında TMSF herhangi bir bankacılık faaliyetinde bulunmadı. Oysa bir kamu kurumu olarak, daha önce iptal edilen kamu kurumları anlaşmalarını yenileyebilirdi, düşük maliyetli kaynak temin edebilirdi ve bunları sağlıklı kredilere yönlendirerek bankaya kâr sağlayabilirdi. Yani kısaca TMSF ne kâr sağlayıcı ne zarar azaltıcı bir faaliyette bulunmuştur. TMSF bizim ortaklık haklarımızı kullandığı için biz ortaklar olarak bu politikalar dolayısıyla bankanın ve ortaklar olarak menfaatlerimizin zarara uğradığını kendilerine ihtar ettik. Hukuken de haklarımızın takipçisi olacağız." şeklinde konuştu.Cihan CİHAN
02 Mart 2016 11:04
DİĞER HABERLER