'Türkiye uçak da yapar, tank da'

'Türkiye uçak da yapar, tank da'
Hava, kara ve deniz için her türlü teknolojiyi tek çatı altında geliştirecek altyapıya sahip
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Türk siyasi hayatına damgasını vuran Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel ve Turgut Özal gibi mezunlarıyla biliniyordu. Fakat İTÜ, önümüzdeki dönemde teknolojisiyle de konuşulacak gibi, hem de dünya çapında... FATİH Tabletleri'nin, yerli tank motorunun ve insansız hava araçlarının geliştirildiği İTÜ'deki müthiş dönüşümü ve dinamizmi rektör Prof. Dr. Muhammed Şahin'le konuştuk: Rektörlükte 3 yılı geride bıraktınız. 3 yılda İTÜ'ye ne kattınız? 1950-60'larda daha çok altyapı önceliği vardı, onun için inşaat öne çıkıyordu. Ancak şimdi gündem teknoloji... Teknik üniversitelerden beklenen akademisyenlerinin çok sayıda makale yazması ve onların atıf alması değildir. Özellikle bu son yıllarda yaşanan ekonomik krizlerden sonra teknik üniversitelerden beklenen, ülkeye katma değer sağlayacak teknolojik ürünleri ortaya koymaktır. 3 sene önce rektörlük görevime başladığımda, İTÜ'nün araştırma yönüne inovasyon ve girişimciliği ilave ettmeyi hedefledim. Eğitimde de uluslararası akreditasyonu olmazsa olmaz olarak belirledim. İTÜ'nün şu anda 4 ana stratejisi var: Birincisi araştırma üniversitesi olmak, ikincisi inovatif, yenilikçi ürün geliştiren üniversite olmak, üçüncüsü girişimci (Hem üniversite hem öğretim üyeleri hem de öğrenciler girişimci olacak. Bunun için teknokentte şirket kuracaklar.), yani kendi kaynağını geliştiren üniversite olmak ve dördüncü olarak da iyi bir eğitim vererek, uluslararası eğitim kalitesini tutturmak. Amerika'daki Mühendislik ve Teknoloji Programları Akreditasyon Kurulu olan ABET'in 23 Mühendilik Programı'nı akredite ettiği dümyadaki ilk üniversite olduk. Kurduğumuz teknokentlerle ister hava, isterse kara olsun her türlü teknolojiyi tek çatı altında geliştirecek altyapıya kavuştuk. Tank da yaparız, uçak da, helikopter de... Bu belge ne anlama geliyor? İTÜ, gerek laboratuar donanımı gerekse öğretim kadrosu niteliği ile ABD'deki ileri gelen 'Dünya Üniversiteleri' ile aynı kalite ve seviyesinde demek. Bu demektir ki; dünyanın birçok üniversitesinde bir arada bulamayacağınız kadar çok disiplin, İTÜ çatısı altında bulunmaktadır. Bu faaliyetlerimizi yakından izleyenler bana 'Hocam İTÜ'yü Türkiye'nin MIT'si yaptınız.' diye mesajlar gönderiyorlar. Ben de onlara, 'Hayır, biz Türkiye'nin MIT'si değil, Dünya'nın İTÜ'sü olmak için çalışıyoruz.' cevabını veriyorum. Araştırma misyonu için neler yaptınız? Yönetim olarak Ar-Ge yatırımlarını önceledik. Teknokentimizi sürekli geliştiriyoruz. Daha önceden 25 bin metrekarelik bir alanda faaliyetteydi. Arı-1 ve Arı-2 teknokent binalarımız bulunmaktaydı. Şu anda Arı-3 binamız yapılmakta. Arı-4, Türk Telekom'un (FATİH projesi için TT Pad tablet bilgisayarları burada geliştiriliyor) teknokenti oldu. Sonra Arı-5, Arı-6 ve Arı-7 de gelecek. Bir de girişimci, akademisyen ve öğrencilerimizi aynı çatı altında toplayacak bir akademik kuluçka merkezi inşaatımız var. Yenilerle birlikte alan 100 bin metrekareye çıkacak. Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) ile ortak gerçekleştireceğimiz Dijital Türkiye Üssü Projesi, 60 bin metrekarelik bir proje. Hava ve uzayla ilgili teknokent için projelendirme çalışmalarımız hızla devam ediyor. Özellikle insansız hava araçlarıyla ilgili üniversitemize gelen yoğun talepler var. 2 bin olan Ar-Ge personeli sayımız, öğretim üyeleri hariç 10 bin, öğretim üyeleri de dahil 11 bine çıkacak. Türkiye'deki toplam Ar-Ge personeli sayısının 70 bin olduğunu dikkate alırsanız büyüklük daha iyi anlaşılır. Şu anda teknokentte kaç firma var? ARI Teknokent'te şu anda 80 tane firma bulunmakta. Bunun 12'si yabancı firma. Yer olmadığı için 500 firma da sırada bekliyor. Teknokente puanla mı giriliyor? Tabii... Bir değerlendirme kurulumuz var. Firma projesini o kurula sunuyor. Proje ve kaynağına göre puan alıyor. Yüksek kira bedeline (Metrekaresi ortalama 15 avro) rağmen firmalar teknokent alanlarımızda olmak istiyorlar. Yatırımların bütçesi ne kadar? Başlayanların bütçesi 100 milyon dolar, planlananlarla toplam 150 milyon dolar. Finansmanı nasıl bağlıyorsunuz? Biz devlete bir kuruş yük olmadan finansmanı sağlıyoruz. Mevcut teknokentlerden aylık 3,5 milyon avroluk kira gelirimiz var. Yatırımlar tamamlandığında 200 bin metrekare alan için yılda 30 milyon avro kira gelirimiz olacak. Her türlü teknoloji İTÜ'nayla yapılır Arıkopter: DPT'den aldığımız proje 2012'de tamamlanacak. 8 kişilik sivil kullanım amaçlı bir helikopter. İnsansız helikopter: Geçen sene yaptık. Şimdi bir savunma şirketimize 5 adet insansız savunma helikopteri yapıyoruz. Dizel LPG motor: TÜMOSAN'la birlikte LPG dizel motor yaptık. Dünyadaki emsalle-rine göre de yüzde 30 daha verimli bir motor. TÜMOSAN şu anda traktörde kullanıyor. İlk uydu: 2009'da Türkiye'nin ilk uydusunu yaptık. Öğrencilerimizin bir projesiydi. İlk nano haberleşme uydusu: Geçen sene projesini TÜRKSAT'dan sipariş aldık. Birkaç ay içinde onu da tamamlayacağız. Enerji Teknokenti: 5 bin metrekarelik bir alan üzerine inşaatına başlayacağız. Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi: Dijital Türkiye Üssü projesi kapsamında kurduk. İnsansız Otomobil: İTÜ Mekatronik Eğitim ve Araştırma Merkezi'nde üretildi. Hidrojen Teknesi: Çok kısa bir süre sonra Haliç'te suya indirilecek. Öğrencilerimizin de dünya proje yarışmalarında birincilikleri var. Teknokentte olmayan sanayi kuruluşlarıyla da çalışıyor musunuz? Evet... Şu anda bu kapsamda binin üzerinde proje yürütüyoruz. Mesela TÜMOSAN'la Türkiye'nin ilk LPG yakıtlı dizel motorunu geliştirdik. TÜMOSAN'ın performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Girişimci, cesur ve üniversiteye önem veren bir şirket. Üniversitenin önemini 2005'te kavrayan bir şirket. Ve bunu hızla geliştiriyor. Birçok şirket Ar-Ge'ye yatırım yapmaz, dışarıdan kopya getirir. TÜMOSAN ise Ar-Ge'ye kaynak ayırıyor. Bunu önemsiyorum. Çünkü Ar-Ge'ye bütçe ayırmayan bir şirket ilerleyemez. TÜMOSAN'la yaptığımız çalışmalarda yeni bir yapılanmaya gidiyoruz. Şimdi gündemimizde tank motoru yapmak var. Biliyorsunuz milli tank projesinin motoru dışarıdan getirilecekti. 2010 yılı ocak ayında TÜMOSAN'la birlikte Savunma Sanayi Müsteşarlığı'na gittik ve motorun da Türkiye'de yapılabileceğiyle ilgili projemizi sunduk. Geliştirdiğimiz motorları referans gösterdik. Bunun üzerine Savunma Sanayi İcra Kurulu, milli tank motorunun da Türkiye'de üretilmesi kararını aldı. Bu kararı, İTÜ-TÜMOSAN ortaklığı aldırdı. Lider devlet olmak için tankımızın motorunu da üretmemiz gerekiyor. Otomobil motoru, özellikle elektriklisini de yapıyor musunuz? Elektrikli minibüs yaptık. Gelecek teknolojileri kullanacak motorları da yapabiliriz. İnsansız helikopteri de motoruyla yaptık. TÜMOSAN'la otomobil gündeme geldi mi? İki defa konuştuk. Çünkü yerli araba projesine ilk adaylığını açıklayan TÜMOSAN oldu. Biz sadece motor olarak değil, her şeyiyle olabilecek şekilde yaklaşıyoruz. Bizim Otomotiv Araştırmalar Merkezi'miz var. TÜMOSAN'la tank motoru projesini alırsak bu otomobil işine de ivme kazandıracak diye düşünüyoruz. Yerli tank motoru da zaten İTÜ-TÜMOSAN projesiydi. Akademisyenler için ne yapıyorsunuz? Akademisyenler için Akademik Kuluçka Merkezi kuruyoruz. Bidiğiniz gibi dünyadaki patentlerin yüzde 55-60'ı üniversitelerden çıkıyor. Türkiye'de bu rakam ne yazık ki veremeyeceğim kadar düşük. Biz bunu geliştirmek için aynı çatı altında Teknoloji Transfer Ofisi de kuruyoruz. Teknokentteki patentlerin dışarıya pazarlanması ile öğretim üyelerimizin ve öğrencilerimizin kendi projelerini ve patentlerini sanayiye pazarlayacağız. Daha çok patent geliştirilmesi için de Arı Grupları kuruyoruz. Her bir Arı Grubu en az 6 kişiden oluşuyor. Bunun 2'si öğretim üyesi, 3'ü öğrenci, diğeri de sanayici olsun istiyoruz. Her bir Arı Grubu'ndan 3 yıllık hedef planı istiyoruz. Her yıl bu Arı Gruplarının performansları ölçülecek ve kendi koydukları hedefe ulaşamayanlar tasfiye edilecek. Kararı da kendi bölümleri verecek. İTÜ'nün dünyadaki yeri neresidir? Dünyada ilk defa 23 mühendislik programına ABET akreditasyonu almamız çok ses getirdi Bu durum, dünya üniversitelerine örnek model olarak görüldüğü için ABD'de yapılan Dünya Rektörler Kongresi'ne beni konuşmacı olarak davet ettiler. Haziran 2011'de New York'ta gerçekleştirilen bu kongrede konuşmak isteyen sadece 14 rektöre bu şans verilmişti, onlardan birisi de bendim. Türkiye'den tek konuşmacı olarak Ar-Ge modelimizi de anlattım. Büyük ilgiyle izlenen sunumum sonrası İTÜ'nün başarısıyla ilgili birçok tebrik aldım. Aynı şekilde Japonya'nın Davos'u olarak tanımlanabilecek bir toplantıya da Türkiye'den tek konuşmacı olarak davetli İTÜ Rektörü olarak bendim. Orada da yeni üniversite modelini anlattım. Bununla birlikte 2 sene önce Avrupa Teknik ve Araştırma Üniversiteler Birliği'nin yönetim kuruluna seçildim. Türkiye'yi orada da İTÜ Rektörü temsil etmekte. Mezunlar bulvarı ne durumda? Kasım ayında açacağız. İsteyen her mezun bin TL karşılığında bir taş satın alabilliyor. O taşa adı, bölümü ve mezuniyet yılı gibi bilgilerini yazılıyor. Mustafa İnan Kütüphanemiz önünde bulunan Mezunlar Meydanı'nda yerini alıyor. İTÜ'lü 5 bakanımız var. Veysel Eroğlu bakanımızın da desteğiyle bu 5 bakanımızı bir araya getirmeyi ve projemizi tanıtmayı planlıyoruz. İTÜ Mezunlar Konseyi'nin çalışması olan bu projeyle hedef 3 bin taş satarak İTÜ'lü öğrencilere bir yurt yaptırtmak. Gündeminizde başka neler var? Sosyal Bilimler Fakültesi hazırlığımız var. Sosyoloji-felsefe, ekonomi ve uluslararası ilişkiler ve siyaset olmak üzere 4 bölüm açmak istiyoruz. Önümüzdeki yıl bu bölümleri açmayı planlıyoruz. YENİ ŞAFAK
10 Kasım 2011 16:53
DİĞER HABERLER